"Bir musibet bin nasihatten faydalıdır" sözünden yola çıkarak, musibet gelmeden nasihatlere kulak vermenin gereği üzerinde durduk. Yaşanan süreç böyle devam ettiği sürece, her geçen gün daha sıkıntılı gelecektir. Bu tespitte ne hamaset var, ne da felaket tellallığı? "Görünen köy kılavuz istemez" Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, senelerdir vatandaşlarımızı ve devletimizi bekleyen tehlikelerden haber verdi, veriyor.... Uyardı, uyarıyor. "Durun, bu sokalar, çıkmaz sokak" dedi, diyor? Başına bela gelenler, sıkıntıya uğrayanlar, başlıyor avazının çıktığı kadar bağırmaya, sızlanmaya?İşçisiyle, memuruyla, çiftçisiyle, köylüsüyle, esnafıyla, tüccarıyla, fabrikatörüyle, çok küçük mutlu azınlık ve iktidardan nemalanan yandaşların dışında, kimse hükümetten memnun değil?Bağırmak sızlanmak çare değil ki? Asıl olan musibetten önce ayıkmaktır. Şimdi şikayet eden her kesim vatandaşa zamanında gittik. Sayın Baş'ın uyarılarını anlattık. Fabrikatöre dedik; "ne kadar üretirsen üret, tüketici desteklenmezse alıcı bulamayacaksın, iflas edeceksin" dinlemedi. Alay etti, güldü?Köylüye gittik; "ekemeyeceksin, biçemeyeceksin, yetiştirsen bile satamayacaksın, satsan bile alamayacaksın" dedik?Alay etti, güldü?İşçiye gittik; "eğer bu zihniyete oy verir iktidar edersen, çalıştığın iş yerlerini satacaklar, seni de kapının önüne koyacaklar" dedik?Alay etti, güldü?Memura gittik; "aç kalırsın, geçim sıkıntısı çekersin, yoksulluğa mahkum olursun" dedik?Alay etti, güldü?Her gittiğimiz yerde müjdeler de verdik; "Prof. Dr. Haydar Baş size vatandaşlık maaşı verecek, faizsiz krediler verecek, ne ekersen ek devlet sana alım garantisi verecek, çocuklarınız sınavsız üniversite okuyacak, fakirlik tarihe karışacak" dedik? Alay etti, güldüler?Ben bu tehlikelerin geleceğine inandığım için, bu uyarı çalışmalarına bizatihi iştirak ettim. Özellikle 2002 seçimlerinde güneydoğuda ayak basmadığım köy toprağı kalmadı. Hem de aç susuz?Aracımızın yakıtını ancak birkaç kişi paylaşarak temin edebiliyorduk. Ama yaptığımız işten mutluluk duyuyorduk. Yol sohbetlerimizde Mustafa Kemal'in kurtuluş mücadelesini yad ediyor. "Arkadaşlar, Mustafa Kemal de bu şartlarda; açlık, sefalet ve yokluk içerisinde köy köy gezerek vatandaşlarımızı uyarmıştı. Yaptığınız iş yeniden kuvayi milliye hareketidir." diye moral depolamaya çalışıyorduk.Vatandaşın bize cevabı ne olmuştu; Alay etmek, gülmek, kulak tıkamak..!Gelinen neticede uyarıların hepsi gerçek oldu, mutlu azınlık dışında kalan herkes perişan oldu. Siz bakmayın birilerinin "kriz teğet geçti" dediğine?Kriz; deldi, yırttı, paramparça etti ki vatandaşın feryadı ondandır..!Sayın Baş'ın uyarılarına kulak vermez, aklımızı başımıza almazsak, daha çok ağlar sızlanırız, vesselam..!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Yalan dünya için değer mi bunlar? / 17.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Suça giden yollar kesilmeden suç bitmez / 15.05.2025
- Kanunsuzluk ve şiddet neden artıyor? / 14.05.2025
- Yalancının şerrinden korunmalıyız / 13.05.2025
- Söz, özün tercümanıdır / 12.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Allah’tan korkan aldatmaz / 08.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Suça giden yollar kesilmeden suç bitmez / 15.05.2025
- Kanunsuzluk ve şiddet neden artıyor? / 14.05.2025
- Yalancının şerrinden korunmalıyız / 13.05.2025
- Söz, özün tercümanıdır / 12.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Allah’tan korkan aldatmaz / 08.05.2025