Dış politikada Libya artık gündemin 3. sırasında. Suriye 2. oldu. Birinciliğe İsrail'i çıkardık. Günlerdir yazıyor, çiziyoruz. BM raporu, füze kalkanı hakkında. BM raporuyla köşeye sıkışan ama yaptığı çıkışlarla en azından millet nazarında itibarını korumaya çalışan iktidar, füze kalkanına verdiği onayla adeta politik olarak kendi ipini çekti. Bu füze kalkanı projesi konuşulmaya başlandığı günlerde hedef şimdikiyle aynıydı. İran, El-Kaide, K. Kore vb. gibi ülkelerden gelebilecek tehditlere karşı Avrupa'nın güvenliğini (!) sağlamak vs. Kurulması planlanan ülkeler ise Polonya ve Çek. Cumhuriyeti idi. Tabi o ülkelerin insanları bu olaya sıcak bakmadı. Meclisleri onay vermedi. Rusya açık tehdit kabul etti ve karşı savunma sistemi geliştireceklerini açıkladı. Görünürde bunlar yaşanıyordu. Bir de işin görünmeyen boyutu varmış. O tarihlerde Hillary Clinton'nın mesajları, ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in Türkiye ziyareti, o zamanın Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile yapılan görüşmeler. CIA başkanının, ABD genelkurmay başkanının peş peşe ziyaretleri vs. Sonuç? Türkiye bu proje için en uygun yer. 2010 Kasım ayları idi. Füze kalkanı gündemde. Sayın başbakan "NATO'nun bir üyesi olarak şüphesiz ki, bu kapsamda atılacak bir adım ve bu işin komutasının kime verileceği hususu ki, bunun özellikle topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa, zaten bu kesinlikle bize verilmeli. Aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil?" diyordu. Yine 2010 Kasım ayında Beyrut gezisi dönüşünde gazetecilerin füze kalkanına İran'ın yaklaşımlarını sormaları üzerine; "Füze kalkanı meselesinde bizim ortaya koyduğumuz tavrı, duruşu bölge anlıyor. İran, gerek Ahmet Bey'le yaptığım görüşmede gerek beni aradılar. Hatta büyükelçilerini özellikle yolladılar, geldiler, teşekkür ettiler. Oradaki duruştan, orada hazırlanan metinlerden filan bütün bunlar açık, net ortada olmasına rağmen bakıyorsunuz, Türkiye'deki emekli büyükelçiler filan bir yerlere çekiyorlar. Türkiye bekleneni alamadı filan. Onlar Türkiye'nin beklediği ne onu bilmezler. Füze, Türkiye'ye yerleşecek filan. Nereden biliyorsunuz? Metinlerde var mı? Yok. Olmayan şeyi göstermeye çalışıyorlar." (27 Kasım 2010. Milliyet.com.tr)Bugün geldiğimiz noktada ise füze kalkanı radarı Türkiye'de kurulacak. Komuta Türkiye'de olmayacak. Hükümetin tesellisi ise komutada bir Türk subayında olacağı ve metinlerde tehdit olarak İran'ın isminin geçmemesini sağlamış olmak! Yani Tayyip beyin iddiaları ve istekleri yine "fos" çıktı. Ama füze kalkanının İran'a karşı kurulduğunu, İsrail ve Avrupa'yı olası saldırılara karşı korunması ve orta doğunun kontrolü için planlandığını artık herkes biliyor. İran, Tayyip Beyin iddia ettiği gibi bu süreçte Türkiye'ye teşekkür mü ediyor, yoksa hükümetin bu kararından rahatsız mı? Ahmedinejad; "Türkiye'yi kardeş ülke ve yakın dost olarak biliriz. Ancak düşman ülkeler oraya füze kalkanı yerleştirdiğinde ve bu önlemin İran'a karşı alındığı açıklandığında, birilerinin tetikte olması gerekiyor" diyor. Diğer taraftan İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi, "Müslüman ülkeler NATO'nun çıkarlarına hizmet etmemeli" diyor.Rusya askeri uzmanlarına göre Türkiye topraklarına radar yerleştirilmesi Amerika'nın bütün Kafkaslar bölgesine hakim olmasına sebep olacak. Rus uzmanlar radar sistemiyle Amerika'nın bölgeden çok rahat istihbarat toplayabileceğinin altını çiziyor. Farsnews (İran'ın yarı resmi haber ajansı) ünlü Arap gazeteci-yazar Gusan Bin Cedu'nun füze kalkanına ilişkin tespitlerine yer veriyor. Gusan Bin Cedu "Türkiye Nato'nun erken uyarı radarının topraklarında konuşlandırılmasına izin vermekle İran'ı karşısına alıyor" diyor. Yani AKP'nin bu kararından İran rahatsız. Rusya rahatsız. ABD ile büyük bir ekonomik mücadele veren Çin de, direk belli etmese de rahatsız. Irak zaten ABD'nin elinde. Afganistan'da savaş sürüyor. Daha üç-beş ay öncesine kadar dost, kardeş tanımlaması yapılan Suriye, AKP'nin bu değişimini zaten anlamış değil? Kim mutlu bu projeden? Başta ABD ve NATO'nun diğer üyeleri artı NATO üyesi olmayan fakat hep gündemde olan İsrail. Ama ilginçtir iç medyada, tabi hangi tip medyayı kastettiğimi anlıyorsunuzdur, İsrail'in AKP'nin onay verdiği bu projeye karşı çekinceleri olduğunu, manşetlerine taşıyorlar. AKP bu proje kapsamında bütün isteklerini NATO'ya kabul ettirmiş (!) Buda İsrail'i rahatsız ediyormuş (!) Yoksa inandınız mı bu haberlere?
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Para milletin itibarıdır’ diyordu onu da kaybettirdi / 29.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024