Bağımsız Türkiye Partisi MYK üyesi Mehmet Emin Koç, Avrupa'nın, Amerika'nın, IMF'nin ve azınlıkların taleplerini anında karşılamak için her türlü riski üstlenen AKP hükümetinin, milletimizin meselelerine sıra geldiğinde sudan bahaneler ileri sürdüğüne dikkat çekti. BTP MYK üyesi Koç, "Kıbrıs'tan Irak'a, Ruhban Okulu'nun açılmasından kilise evlerin açılmasına, özelleştirmelerden yeni yeni vergilere kadar yabancıların ve azınlıkların taleplerini derhal karşılayan AKP hükümeti, milletimizin makul talepleri karşısında bedel-medel teranesi okuyarak işleri yokuşa sürüyor. Ama artık Meclis'te 369 vekile ulaşan AKP hükümetinin hiçbir bahanesi kalmamıştır. Artık Başbakan ve AKP hükümeti bedel-medel çamuruna yatamaz" dedi.
Son samimiyet testi
369 vekillik bir Meclis çoğunluğunun referanduma bile ihtiyaç duyurmadan her türlü Anayasal düzenlemeye dahi imkan verdiğini belirten BTP MYK üyesi Koç, "Başbakan, milletimizin mağdur çoğunluğunun makul talepleri karşısında artık ne Çankaya'yı, ne de referandum endişesini bahane gösteremez. Hükümetin Meclis'teki bu çoğunluk sayısıyla yapacağı icraatlar, AKP'nin millet nezdindeki son samimiyet testi olacaktır. AKP, bugüne kadar, Avrupa'nın, Amerika'nın güdümlediği kendi ifadeleriyle "etnik ve dinsel azınlıklar"la ilgili haklar ve ülkemizi akıl almaz parselasyonlara sürükleyecek açılımlar alanında tüm işleri halletti, geri kalan kısmını da Aralık ayına kadar yetiştirmeye çalışıyor. Bakalım, hiçbir bahanesi ve engeli kalmayan AKP hükümeti, Avrupa, Amerika ve azınlıkların taleplerine ilişkin yaptığı düzenlemelerin binde birini, milletimizin ekseriyetinin talepleri için yapacak mıdır? Bu, AKP için son testtir. Bu sandalye sayısı, AKP'nin foyasını ortaya çıkaracaktır" dedi.
Halep orada ise 369 sandalye burada
BTP MYK üyesi Koç, "Başbakan, başörtüsü mağdurlarının din ve vicdan hürriyeti, eğitim ve öğretim hakları meselesini 'bedel paketi'ne sarıp bir kenara koyduktan sonra, güya kamusal alan çıkışı yapıyor. Buyurun sayın Başbakan, 369 vekille, başörtüsü mağdurlarının devletin eğitim hizmetinde istifade edebileceği, din ve vicdan hürriyetlerini "hiç olmazsa ülkedeki azınlıklar kadar yaşayabilecekleri" kamusal alan oluşturmak artık elinizde. Başörtülü vatan evladının en temel eğitim hakkı ve din ve vicdan hürriyeti alanında AİHM'nin de perçinlediği böylesi bir mağduriyetini gidermezseniz, korkarım, bu kısıtlama yakında sağlık gibi, adalet gibi, kamunun sair alanlarına sıçrayacaktır. Hastanın devletinden aldığı "sağlık hizmeti" ile, öğrencinin devletinde aldığı "eğitim hizmeti" arasında ne fark var? Kamusal alan tarifleri savuran Başbakan, samimiyetini icraatıyla ortaya koymalı. Buyurduğunuz bu kamusal alanı, referanduma dahi ihtiyaç duymaksızın elinizde bulunan 369 vekillik kudretle oluşturun sayın Başbakan. Hiçbir engeliniz, hiçbir bahaneniz kalmadı artık. Kamu da elinizde, alan da elinizde, demokratik güçler de elinizde; buyurun, yaptığınız kamusal alan tarifinde samimi iseniz, milletimiz icraatınızı görsün, mağdurlar icraatınızı görsün. Halep orada ise arşın burada, 369 sandalye burada?" şeklinde konuştu.
Son samimiyet testi
369 vekillik bir Meclis çoğunluğunun referanduma bile ihtiyaç duyurmadan her türlü Anayasal düzenlemeye dahi imkan verdiğini belirten BTP MYK üyesi Koç, "Başbakan, milletimizin mağdur çoğunluğunun makul talepleri karşısında artık ne Çankaya'yı, ne de referandum endişesini bahane gösteremez. Hükümetin Meclis'teki bu çoğunluk sayısıyla yapacağı icraatlar, AKP'nin millet nezdindeki son samimiyet testi olacaktır. AKP, bugüne kadar, Avrupa'nın, Amerika'nın güdümlediği kendi ifadeleriyle "etnik ve dinsel azınlıklar"la ilgili haklar ve ülkemizi akıl almaz parselasyonlara sürükleyecek açılımlar alanında tüm işleri halletti, geri kalan kısmını da Aralık ayına kadar yetiştirmeye çalışıyor. Bakalım, hiçbir bahanesi ve engeli kalmayan AKP hükümeti, Avrupa, Amerika ve azınlıkların taleplerine ilişkin yaptığı düzenlemelerin binde birini, milletimizin ekseriyetinin talepleri için yapacak mıdır? Bu, AKP için son testtir. Bu sandalye sayısı, AKP'nin foyasını ortaya çıkaracaktır" dedi.
Halep orada ise 369 sandalye burada
BTP MYK üyesi Koç, "Başbakan, başörtüsü mağdurlarının din ve vicdan hürriyeti, eğitim ve öğretim hakları meselesini 'bedel paketi'ne sarıp bir kenara koyduktan sonra, güya kamusal alan çıkışı yapıyor. Buyurun sayın Başbakan, 369 vekille, başörtüsü mağdurlarının devletin eğitim hizmetinde istifade edebileceği, din ve vicdan hürriyetlerini "hiç olmazsa ülkedeki azınlıklar kadar yaşayabilecekleri" kamusal alan oluşturmak artık elinizde. Başörtülü vatan evladının en temel eğitim hakkı ve din ve vicdan hürriyeti alanında AİHM'nin de perçinlediği böylesi bir mağduriyetini gidermezseniz, korkarım, bu kısıtlama yakında sağlık gibi, adalet gibi, kamunun sair alanlarına sıçrayacaktır. Hastanın devletinden aldığı "sağlık hizmeti" ile, öğrencinin devletinde aldığı "eğitim hizmeti" arasında ne fark var? Kamusal alan tarifleri savuran Başbakan, samimiyetini icraatıyla ortaya koymalı. Buyurduğunuz bu kamusal alanı, referanduma dahi ihtiyaç duymaksızın elinizde bulunan 369 vekillik kudretle oluşturun sayın Başbakan. Hiçbir engeliniz, hiçbir bahaneniz kalmadı artık. Kamu da elinizde, alan da elinizde, demokratik güçler de elinizde; buyurun, yaptığınız kamusal alan tarifinde samimi iseniz, milletimiz icraatınızı görsün, mağdurlar icraatınızı görsün. Halep orada ise arşın burada, 369 sandalye burada?" şeklinde konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.