logo
03 ARALIK 2025


AKP'den, 'Terör örgütüyle pazarlık söz konusu değil' açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Silah bırakma süreci tamamlanır, bütün unsur ve uzantılarıyla birlikte ve PKK'nın kendisini feshettiği, silahlarını bıraktığı, yani daha doğrusu varlığını sona erdirdiği retorik olarak değil, söylem olarak değil, eylem olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin teyit mekanizması tarafından teyit edilmesi gerekir. Kimdir bu teyit mekanizması' Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı." dedi.

03.12.2025 00:25:00 / Güncelleme: 03.12.2025 00:29:28
Anadolu Ajansı
AKP'den, 'Terör örgütüyle pazarlık söz konusu değil' açıklaması
AKP'den, 'Terör örgütüyle pazarlık söz konusu değil' açıklaması

Çelik, Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve açıklamalarda bulundu.

"Terörsüz Türkiye" sürecinin hangi aşamada olduğunun sorulması üzerine Çelik, Türkiye'nin terörle mücadelesinin çok uzun bir tarihinin olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin gazileriyle şehitleriyle büyük bir bedel ödediğini dile getiren Çelik, terörün de amacına ulaşamadığını söyledi.

Ömer Çelik, iktidarlarından önce de bir yandan terörle mücadele yapılırken, aynı zamanda da terör örgütü mensuplarının silah bırakması, teslim olması, topluma kazandırılması, terörden vazgeçmesi konusunda birçok yasal düzenleme yapıldığını anımsattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 12 Ağustos 2005'de, Başbakan olduğu dönemde, Diyarbakır'daki bir konuşmasında, "Kürt sorunu benim sorunumdur" ifadesini kullandığını hatırlatan Çelik, özellikle de o vesayet zamanlarında bunun dile getirilmiş olmasının paradigmatik bir devrim olduğunu kaydetti. Çelik, bunun belli bir etnik grubun, Türkiye'nin belli bir bölgesinin meselesi olmadığını belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu meseleyi çözmekle ilgili ortaya koyduğu tarihi çağrının, Cumhuriyet tarihinin en önemli çıkışlarından bir tanesi olduğunu vurgulayan Çelik, Türkiye'nin üçüncü bir göz olmadan milli gözüyle, milli kurumlarıyla meseleyi halletmekle ilgili yeni bir süreç başlattığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devlet kurumlarına talimat vermesiyle de bunun bir devlet politikasına dönüştüğünü belirten Çelik, komisyonun kurulmasından bir takım ziyaretler yapılmasına kadar bütün bunların hukuk sistemi içindeki imkanlarla olduğuna işaret etti.

Ömer Çelik, şöyle konuştu:

"Odak noktamızı kaybetmeyelim cümlesini çok sık kuruyorum. Çünkü bir sürü bir şey birbirine karışıyor. Odak noktası nedir' Komisyon açısından, bu süreç açısından PKK terör örgütünün bütün unsur uzantı ve şubeleriyle fesih ve silahların bırakılması. Bunun için de yapılması gereken işte devlet katında yapılanlar var, istihbarat örgütünün yaptıkları, Silahlı Kuvvetlerinin, İçişleri Bakanlığının yaptıkları var, devletin diğer kurumlarının hazırlıkları var. Bir yandan da milli irade bütün gücüyle bu işin sahibi olsun diye Yüce Meclis'te bir komisyon kuruldu silah bırakma ve fesih sürecine yasal zemin ve dayanak oluşturmak üzere. Şimdiki komisyon yarın bir gün silahlar bırakıldıktan sonra adım atılmak üzere bir hukuki çerçeve çıkarılmaya çalışıldığında ona dönük olarak bu çalışmalar yol gösterici olacak. Pusula örneği teşkil edecek."

"Avrupa'da pek çok ülkede PKK terör örgütü olarak görülüyor. Artık oradan çıkmaya yönelik bir takım girişimleri var. Bunu Türkiye için bir risk olarak görüyor musunuz'" sorusuna karşılık Çelik, "Bir Avrupa Parlamentosu üyesinin 'PKK terör örgütü, terör örgütü olmak çıkarılsın' diye şimdiden yaptığı başvuru muhtemelen onun arkasındaki irade ya da organizasyon, 'Terörsüz Türkiye' ve terörsüz bölge süreci akamete uğrasın diye bu girişimi yapıyordur. Biz bunu defalarca gördük." ifadesini kullandı.

"Türkiye bu gündemi geride bırakmak istiyor"

Fesih ve silah bırakma denildiğinde mekanizmanın açık olduğuna işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Silah bırakma süreci tamamlanır, bütün unsur ve uzantılarıyla birlikte ve PKK'nın kendisini feshettiği, silahlarını bıraktığı, yani daha doğrusu varlığını sona erdirdiği retorik olarak değil, söylem olarak değil, eylem olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin teyit mekanizması tarafından teyit edilmesi gerekir. Kimdir bu teyit mekanizması' Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı. Devletin milli gözü, teyit mekanizması bu konuda.

Onlar görürse 'Evet örgüt silahlarını bırakmıştır. Varlığını eylemsel olarak fiilen, sadece retorik ve söylem olarak değil, sona erdirilmiştir' denilirse daha sonra devletin başı olarak bu durum Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilir. Cumhurbaşkanımızın takdir edeceği mekanizma artık bu MGK kararıyla mı olur yoksa Cumhurbaşkanlığı kararıyla mı olur' O zaman zaten varlığı sona erdiği için terör örgütü olmaktan çıkar. Terör örgütü olmaktan çıktığı için de işte kanuni düzenlemelerde o zaman örgüt mensupluğu diye bir şey kalmıyor yani direkt suça bulaşmamışlar açısından bütün bunlar kademeli olarak ele alınır."

Çelik, "Feshetmeden anladığımız isim değişikliği değil. Yani tabela değişikliği değil. Gerçekten terör eylemi ile ilgili, terörist faaliyetle ilgili faaliyetin sona ermesi, yani varlığın sonlandırılması." değerlendirmesinde bulundu.

Dört ana alanda silahlı yapının olduğunu, İran'da PJAK, Türkiye'nin içinde PKK, Irak'ta PKK, Suriye'de SDG bulunduğunu ifade eden Çelik, bir de bunun çatısı olan hem ideolojik hem finansal terör faaliyeti yürüten KCK olduğunu aktardı.

Çelik, "Dolayısıyla burada kastettiğimiz şey bizim bütün bu unsurların, bütün şube uzantıları sona ersin derken yani şöyle bir şey yok, silahlı grup silahı bıraktı ama Avrupa'daki finansal faaliyetler devam ediyor. Bu ne demek' 'Ben ilk fırsatta tekrar terör faaliyetine başlayacağım' demektir. Bunların hepsi tek bir çerçeve olarak ele alınmalı. Buradaki büyük resimde mevzu şudur. Türkiye bu gündemi geride bırakmak istiyor. Bu gündemin bölgede de geride bırakılması lazım." diye konuştu.

"Herhangi bir terör örgütüyle bir pazarlık söz konusu değil"

Bölgedeki Türklere, Kürtlere, Araplara, Sünnilere, Şiilere, Alevilere, Dürzilere, Nusayrilere dönük kötü niyet besleyenlerin hepsinin terör örgütlerini vekalet savaşlarının parçası olarak kullandığının altını çizen Çelik, "Biz şu anda hangi terör örgütüne, hangi ülkenin istihbarat örgütünün 'silah bırakmayın ya da acele etmeyin' dediğini ya da kimin kime ne vadettiğini biliyoruz. Hangi faaliyetin yürütüldüğünü biliyoruz." sözlerini sarf etti.

Bütün komşulardan ve müttefiklerden bu sürece destek vermesini arzu ettiklerini dile getiren Çelik, burada aslında Türk'ün de, Kürt'ün de, Arap'ın da diğer bütün unsurların üzerinde terörle kurulmak istenen vesayetin kaldırılmasıyla ilgili bir iradenin bulunduğunu vurguladı.

"İmralı'ya gitmekle ilgili AK Parti'nin bir mesafesi var mıydı'" sorusu üzerine Çelik, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde doğrudan cezaevlerini ziyaret eden, cezaevlerinde mahkumlarla görüşen ve bu konuda faaliyet yürüten komisyonların olduğunu hatırlattı. Böyle bir mesele yürütülürken de komisyonun iradesinin burada bu şekilde tecelli ettiğini ve böyle bir görüşmenin gerekliliğine karar verildiğini aktaran Çelik, netice itibarıyla da bu görüşmenin gerçekleştiğini kaydetti.

Komisyonun genel kurula yol göstermek üzere tutum belgesi ortaya çıkaracağını, bunların hepsinin hukuk sisteminin imkan ve kabiliyetleri içerisinde olduğunu vurgulayan Çelik, "Devletin niteliklerinden ya da milletin değerlerinden verilen bir taviz yok. Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesinden bunu zedeleyecek herhangi bir adım yok. Bu ilkeler çok açık bir şekilde ortaya konuluyor. Herhangi bir terör örgütüyle ya da yabancı bir güçle herhangi bir pazarlık söz konusu değil. Al-ver süreci söz konusu değil." ifadesine yer verdi.

"Yol haritası işliyor"

"İmralı ile görüşmede beklenen bir mesaj var mıydı' O mesaj alındı mı'" sorusu üzerine Çelik, terör örgütünün kendini feshetmesi ve silah bırakmasıyla ilgili daha önce yapılan bir açıklamanın olduğunu hatırlattı.

Çelik, komisyon üyelerinin, silah bırakma sürecinin devamıyla ilgili, Suriye'deki SDG'nin tasfiyesine ilişkin sorular sorduklarını ve komisyona bu konuda bilgi vereceklerini anlattı.

Komisyonun görüşmesinin açıklanıp açıklanmayacağına ilişkin de Çelik, "Komisyonun kendi takdiridir, kararını verir." dedi.

Silah bırakma sürecinin kesintisiz devam etmesi gerektiğini, bunu akamete uğratacak bir takım çıkışların daha hızlı alınıp kenara konulması gerektiğini dile getiren Çelik, "Stratejik sabır, stratejik aklın merkezinde yer alan unsurlardan bir tanesi. O yüzden birincisi, yol haritası işliyor. Yani 'Terörsüz Türkiye' hedefine doğru ilerliyoruz. Rotada bir sapma yok. Bütün provokasyonlara ve sabotajlara ve diğer bir takım gündem saptırmalara rağmen odağımızı koruyoruz, ilerliyoruz ve inşallah bu hedefe ulaşmak için senkronize bir şekilde çalışıyoruz." açıklamasında bulundu.

Terör örgütü elebaşlarından birinin "PKK kadroları af istemiyor. Eve dönüş yasası istemiyoruz. Af, suç işleyenlere yapılır. Biz bir suç işlemedik. Affedecek bir şeyimiz yok. Niye af isteyelim'" şeklinde sözler sarf ettiği hatırlatılan Çelik, komisyon kurulmadan önce komisyonun kurulmasının ne kadar önemli olduğunun altının herkes tarafından çizildiğini, komisyon kurulduktan sonra örgüt çevrelerinden bu tip mesajlar geldiğini ifade etti. Çelik, "Yol haritasında ilerleme sağlandığı zaman muhakkak surette bir psikolojik harp yöntemi, bir sabotaj girişimi şeklinde bir şey." görüşünü paylaştı.

Kritik aşamalarda böyle bir zamanlamanın dikkat çekici olduğunu vurgulayan Çelik, bu sefer de İmralı ziyaretinden sonra, SDG meselesi konuşulurken sadece bu açıklamanın değil üç dört tane bu şekilde zehirli açıklamanın geldiğini anımsattı.

Çelik, "Burada iki katman var. Birinci katman şu, bu komisyonun kurulmasına da vesile olan PKK terör örgütünün fesih ve silahların bırakılması sürecinde odak kaybı yaratmaya çalışan bir şey. İkinci katman esasında bu çağrıyı örgüte kim yaptı' İmralı yaptı. Şimdi oraya bir şey söylüyor aslında. O çağrıya müspet yaklaştığını söyler gibi ondan sonrasında da silah bırakmayacağız noktasına gelen, yani orada İmralı'dan yapılan fesih ve silah bırakma çağrısına karşıt bir çağrı olarak bunu gündemleştiriyor." değerlendirmesini yaptı.

"Tek adresli düşünmemek lazım"

Esed rejimi zamanında en çok zulme uğrayanlardan birinin Suriye'deki Kürtler olduğunu, 10 Mart Mutabakatı'nın 7. maddesinde "Bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi ve toplumdaki ayrışmayı körükleyen girişimler reddedilecektir" denildiğini aktaran Çelik, 10 Mart Mutabakatı'nın, Kürtlerin kazanımlarını tescil ettiğini söyledi.

"Bir 'uygulayacağız' diyorlar, bir 'uygulamayacağız' diyorlar. Trump, Şara'ya destek veriyor ama farklı sesler çıkıyor. İsrail'in orada PYD'yi, terör örgütünü bir şekilde kışkırtması, Trump'a rağmen bunu yapması gibi bir durum var mı'" sorusuna Çelik, "Tabii tek adresli düşünmemek lazım. Başka odaklar da var. Biliyoruz." yanıtını verdi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, şöyle devam etti:

"Son yaptıkları açıklamalarda diyorlar ki 'Biz Türkiye için bir tehdit teşkil etmiyoruz. Biz herhangi bir şekilde Türkiye'ye zarar verecek bir konumda gözükmek istemiyoruz'. Retorik olarak bunu herkes söyleyebilir. Söylem olarak herkes söyleyebilir. Biz de diyoruz ki 'Irak'taki yöntemle, terör örgütünün feshi ve silahların bırakılması yöntemiyle Suriye'deki yöntem ayrı. Her birinin kendi karakteri var. Kendi özgür koşulları var. İşte bunun altına imza attıkları metin bu ve ikinci maddesinde doğrudan Suriye Kürtlerinin haklarının garanti altına alınacağını söylüyor.

Bu anlaşmanın uygulanmasını istiyoruz biz. Bu anlaşmanın uygulanması bizim açımızdan SDG'nin Türkiye açısından terör örgütü olmaktan ve Türkiye'yi tehdit eden bir yapı olmaktan çıkmasının ispatıdır. Anlaşmanın altına imza da atmışsınız. Bunu uyguladığınız andan itibaren bu anlaşmanın maddelerini hatta ilk aşamada havaalanları, gümrük kapıları, petrol bölgelerinin merkezi yönetime devri şeklinde bir adımın atılması bile aslında birçok şeyi değiştirecek. Stratejik bir oyun değiştirici, olumlu anlamda stratejik bir oyun değiştirici olacaktı. Bu çerçevede bir tablo çıkacaktı."

Türkiye'ye kötü gözle bakanlara kötü gözle baktıklarını kaydeden Çelik, "Biz istiyoruz ki buradan Suriye özelinde söyleyeyim, Türkmen de kazansın, Kürt de kazansın, Arap da kazansın, Sünni, Şii, Alevi, Nusayri, Ezidi, Dürzi hepsi kazansın. Yani bizim o güneydeki ayrılıkçılık yapan ve İsrail'le iş tutan o ayrılıkçı Dürzi lider dışında Dürzilerle hiçbir sorunumuz yok. Onların da haklarının korunmasını istiyoruz." diye konuştu.

Ömer Çelik, terörsüz bölge çağrısının herkesin hakkını koruyan bir durum olduğunu, burada kimsenin dışlanmadığını aktardı.

Kimsenin, Türkiye'nin Suriye politikasına bir şey demediğini, tam tersine herkesin Suriye'de istikrar olmasını istediğini belirten Çelik, "Biz de Suriye yönetimine, uygun şekilde, Cumhurbaşkanımızın mesajları çerçevesinde ne diyoruz' 'Herkesi kapsayacak bir hükümet modeli çıkarın'. Bu unsurlar terörü bıraktıktan sonra suç işlememiş olanlar giderler, parti kurarlar, parlamentoya girerler, hükümete girerler ve sistem işlemeye devam eder." dedi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik övgü dolu sözleri sorulan Çelik, "Başkan Trump'ın birinci dönemini hatırlayın çok inişli çıkışlı bir dönemdi. O inişli çıkışlı dönemde bir şey gördü o. O da şu, yolunda sabit duran, verdiği sözün arkasında duran bir tek Erdoğan var. Net görüldü bu. Bunu ifade etti zaten." değerlendirmesinde bulundu.
 

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Aslında kuraklık hiç de yeni bir olgu değil
Su krizi kendisini hissettiriyor
Barzani'ye Bahçeli kınaması
Dışişlerinden açıklama
Erdoğan Beştepe'de konuştu
'Yeni Türkiye'yi herkes kabullenecek'
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay konuştu:
"Asgari Ücret Tespit Komisyon'unda ne işçinin, ne de işverenin dediği oluyor"
Bakan Fidan NATO toplantısına katılacak
NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Rusya-Ukrayna savaşı masaya yatırılacak
Maduro'dan barış için ilginç yöntem
Dans ederek ABD'ye "barış" çağrısında bulundu
Derbide kazanan yok
Fenerbahçe 1-1 Galatasaray
İTO'ya göre yıllık enflasyon yüzde 38
İstanbul'un enflasyonu belli oldu
SSK ve BAĞ-KUR emeklisi ne kadar zam alacak?
Yandaş yazardan umutları bitiren açıklama!
Fiyat artışı kasım ayında da devam etti
En yüksek fiyat farkı mandalinada
Özgür Özel'in listesi firesiz geçti
CHP 39. Olağan Kurultayı tamamlandı
ABD'ye iltica başvuruları askıya alınacak
Trump: 'Yeterince sorunumuz var. Bu insanları istemiyoruz'
İsrail medyasının haberi:
Netanyahu, siyaseti bırakma karşılığında af seçeneğini reddediyor
CHP'de 39. Olağan Kurultay süreci tamamlandı
80 kişilik PM ve 15 kişilik YDK üyeleri belli oldu
Aslında kuraklık hiç de yeni bir olgu değil
Su krizi kendisini hissettiriyor
Barzani'ye Bahçeli kınaması
Dışişlerinden açıklama
Erdoğan Beştepe'de konuştu
'Yeni Türkiye'yi herkes kabullenecek'
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay konuştu:
"Asgari Ücret Tespit Komisyon'unda ne işçinin, ne de işverenin dediği oluyor"
Bakan Fidan NATO toplantısına katılacak
NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Rusya-Ukrayna savaşı masaya yatırılacak
Maduro'dan barış için ilginç yöntem
Dans ederek ABD'ye "barış" çağrısında bulundu
Derbide kazanan yok
Fenerbahçe 1-1 Galatasaray
İTO'ya göre yıllık enflasyon yüzde 38
İstanbul'un enflasyonu belli oldu
SSK ve BAĞ-KUR emeklisi ne kadar zam alacak?
Yandaş yazardan umutları bitiren açıklama!
Fiyat artışı kasım ayında da devam etti
En yüksek fiyat farkı mandalinada
Özgür Özel'in listesi firesiz geçti
CHP 39. Olağan Kurultayı tamamlandı
ABD'ye iltica başvuruları askıya alınacak
Trump: 'Yeterince sorunumuz var. Bu insanları istemiyoruz'
İsrail medyasının haberi:
Netanyahu, siyaseti bırakma karşılığında af seçeneğini reddediyor
CHP'de 39. Olağan Kurultay süreci tamamlandı
80 kişilik PM ve 15 kişilik YDK üyeleri belli oldu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.