Sattılar, sattılar sloganını 12 Haziran öncesi duymuşsunuzdur. Prof. Dr.
Haydar Baş önderliğindeki
Bağımsız Türkiye Partisi yöneticileri ve sevdalıları yıllardan beri AKP'nin yanlış politikalarının milleti ve devleti yokluğa götüreceğini, bitireceğini anlattılar, anlatıyorlar, anlatacaklarda? Bu yanlış politikaların biri de özelleştirme. Bu bahsettiğim kadrolar memleketin altınlarının, madenlerinin, kar getiren kurumlarının, stratejik kurumlarının, dağların, derelerin vs. bir bir, yok pahasına başta Yahudi firmaları olmak üzere yabancı şirketlere ve onların Türkiye'deki taşeronlarına satıldığını haykırdı durdular. Sattılar, sattılar, sattılar. Bu sesi dağ, taş duydu ama benim insanım duymadı. Ama AKP satışta sınır tanımıyor. Satmaya devam. Şimdi yeni hedef köprü ve otoyollar. Artı İstanbullular için çok önemli olan "metrobüs" hattını satacaklar. Bu özelleştirme mantığını ben anlamadım, anlamamda zaten. Deniliyor ki, zarar eden kurumlar satılarak devlet zarardan kurtarılıyor. Satılan kurumlara bakıyorsun hepsi kar eden, vergileriyle, istihdamıyla devleti ayakta tutan kurumlar. Niye satıyorsun o zaman? İki şık kalıyor geriye; Ya yönetmeyi beceremiyorsun, ya da birilerini ihya etme peşindesin. Geçenlerde özelleştirme ile ilgili yazılara bakarken, Finansman ve Fon Dairesi Başkanı Cengiz Yavilioğlu'nun hazırladığı "Dünyada ve Türkiye'de Özelleştirme Uygulamaları" başlıklı rapor dikkatimi çekti. İlginç tespitleri var. Kim Cengiz Yavilioğlu? Erzurum AKP milletvekili. AKP vekili olmadan önceki geçmişi ise; İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Yüksek lisansını aynı üniversitenin Uluslararası Finans Bölümü'nde tamamladı. Ardından C.Ü. İktisat ve İktisadi Gelişmeler Bölümü'nde doktora yaptı. Başbakanlık Özelleştirme idaresi Başkanlığı, Finansman ve Fon Yönetimi Başkanlığı görevlerini yürüttü.Cengiz Beyin AKP'li vekil olmadan önce hazırladığı rapordan bir iki başlık aktarayım;* Demir-çelik: Özelleştirme öncesinde Erdemir'den yıllık ortalama 16.4 milyon dolar temettü sağlanmış, yıllık ortalama 6.4 milyon dolar kaynak aktarılmıştır. Sektörde toplam 1361 kişilik bir istihdam azalmasının olduğu görülmüştür.* Çimento: Özelleştirmeden önce kâr eden Ankara, Gaziantep, Ladik, Şanlıurfa, Bartın çimento sanayi şirketleri özelleştirmeden sonra zarara geçmiştir. Özelleştirme sonrası çimento sektöründe 1693 kişilik bir personel azalması olduğu görülmektedir.* Petrol ve ürünleri: Özelleştirme öncesinde TÜPRAŞ'tan yıllık ortalama 90 milyon dolar, POAŞ'tan 45.7 milyon dolar, PETKİM'den 40.8 milyon dolar temettü elde edilmiştir. TÜPRAŞ'a ortalama yıllık 12,4 milyon dolar, POAŞ'a 10 milyon dolar, PETKİM'e de 1,5 milyon dolar aktarılmıştır. PETKİM'in özelleştirme öncesi net kârı, özelleştirildiği yıl 2008'de zarara dönüşmüştür.* Gıda: Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) ve Et Balık Kurumu'nun (EBK) özelleştirme sonrası net kâr/zararları ve alıcı firmalar tarafından yatırım yapılıp yapılmadığıyla ilgili veri elde edilememiştir. SEK'e ait 32 işletmeden 25'i özelleştirme sonrasında kapatılmış, 2 adet işletmeden de bilgi alınamamıştır. EBK'ye ait 16 adet et kombinasından ise 9 adedi kapatılmıştır.* Tekel: Alkollü İçkiler Sanayi'nin özelleştirme sonrası net kârı özelleştirme öncesine göre daha düşük olmuştur.* Madencilik: Konya Krom Magnezit özelleştirme öncesinde kâr eden bir şirket olmasına karşın, özelleştirme sonrasında zarar ettiği anlaşılmıştır.Bu raporun sahibi, şimdiki AKP Erzurum milletvekili Sayın Cengiz beyin iddia ve tespiti özelleştirmelerin hem devleti, hem de özelleştirilen kurumları zarar ettirdiği yönündedir. Sayın vekilden Meclis'te, parti gurubunda ve hükümet nezdinde bu iddialarını en azından gündem etmesini bir vatandaş olarak bekliyorum. Hatırlatma; Raporda birçok kurumun özelleştirme sonrası kârlarının düştüğü vurgulanıyor. Resmi verilere göre doğru olabilir. Ama gerçekler çok farklı. Vergi adaletsizliği ve başka bir takım sebeplerden birçok kurum net kârlarını saklayıp, ona göre vergi ödediği gibi bazı firmaların zarar gösterip teşvik aldıklarını medyadan duyuyoruz.