AKP'nin üç sacayağı da kırıldı

AKP hükümeti, iktidara geldiğinden bu yana dış politikamızı ABD'ye, iç politikamızı AB'ye ve ekonomimizi IMF'ye ihale etmiştir. 4 yıla yakın bir zaman geçti ve geldiğimiz noktada bu üç dayanak noktasında da hem çöktüğünü hem de milletimizi çökerttiğini gördük.Milletimiz bu süreç neticesinde ekran karşısına çıkarak başarı(!) hikayesi anlatmaya çalışan hükümet yetkililerine artık inanmamaktadır. Çünkü gerek iç politikada, gerek ekonomide gerekse dış politikada yaşanan işgali iliklerinde hissetmektedir.AB sürecinin ne noktaya geldiğini, hangi noktalara kilitlendiğini geçtiğimiz hafta gördük. AKP, AB politikalarını bir milli politika haline getirmesine rağmen, bu uğurda her türlü tavizi vermesine rağmen, AB'nin bir dediğini iki etmemesine rağmen yine yaranamadı.AB, hem Lüksemburg'da hem de Brüksel'de yapılan toplantılarda AKP'ye uyarı üzerine uyarı gönderdi. AB'li yetkililer hep bir ağızdan hala AKP'nin yaptıklarından tatmin olmadıklarını söylediler. Zaten AB'nin Türkiye politikası bu, neyi verirsen ver daha fazlasını isteyecekler, taa ki seni bu coğrafyadan çıkartana kadar.Sen binbir adım atarak her emre selam çakıyorsun, o ise bir milim bile geri adım atmıyor.Dolayısıyla AKP'nin sırtını dayadığı sacayaklarından biri kırılmış oldu.Peki, ikincisi, yani ABD ayağı nasıl?Merkezi Washington'da bulunan PEW Araştırma Merkezi'nin yaptığı bir ankette, Türkiye'deki ABD karşıtlığı yüzde 88'e çıktı. Özellikle ABD'nin Irak işgalinden sonra tırmanmaya başlayan karşıtlık, son zamanlarda oldukça hızlandı.Gerçi bu sonuç sadece Türkiye'ye has bir durum değil. Dünyanın birçok ülkesinde ABD'nin imajı yerlerde sürünüyor.Şimdi bu ankete göre, Türkiye'deki manzaraya bir bakalım. Türk milletinin hemen hemen tamamının olumsuz baktığı ABD'ye, seçmeninin bu millet olduğu AKP hükümeti "stratejik müttefik" olarak görmektedir. AKP yetkilileri Irak konusunda ABD'ye verdikleri destekle övünmektedirler. Halbuki anketler de göstermektedir ki, Türk milletinin ABD karşıtlığının temelinde Irak savaşı vardır. AKP burada da milletle oldukça ters düşmektedir.AKP, milletle ABD müttefikliği arasında sıkışıp kalmıştır. AKP, 4 yıla yakın tek başına iktidarlığı döneminde ne milletini bu konuda ikna edebilmiştir, ne de dayanağı olan ABD'yi memnun edebilmiştir. AKP'nin en güçlü isimlerinden Zapsu'nun "deliğe süpürmeyin, kullanın" ifadeleri sizce ne anlama geliyor?Yani AKP'nin ikinci sacayağı da kırılmış vaziyette.Ya üçüncü ayak, yani ekonomide IMF'ye kamçısız teslimiyet?Ekonomide sadece son bir ayda yaşananları değerlendirirsek, enflasyonun, faizlerin fırladığı, borsanın dibe vurduğu, cari işlemler açığının rekor üzerine rekor kırdığı bir dönemde, AKP en çok sırtını dayadığı kesimleri bile sarsmaktadır. Çünkü böyle bir ekonomik çalkantıda memnun edebileceğin sadece spekülatif amaçlı yabancı sermayedir. En meşhur işadamı derneklerinin başındaki isimlerin rahatsızlığı da bu sebeptendir. Güçlü, zayıf bütün reel sektör firmaları, global sermayedarlar kadar gücü olmayan bütün yerli yatırımcılar bu dalgalanmalardan oldukça zarar görmüştür. Bu durum da göstermektedir ki, bir gemi batarsa içindeki güçlü, zayıf herkes boğulacaktır.Tarım kesimi, emekli, memur, işçi, küçük esnaf ve işsizlerden, toplumumuzun çoğunluğunu oluşturan dar gelirliden bahsetmeme herhalde gerek yok. Onlar yıllardan beri IMF politikalarının ne olduğunu, neleri götürdüğünü bilfiil yaşıyorlar.Kısaca, seçimlerin arifesinde, AKP'nin üçüncü sacayağı da kırılmıştır.Görünen o ki, son seçimlerde zafer "Ne ABD, ne AB ne de IMF, tek çözüm bağımsız Türkiye" diyenlerin ve de milli projeler üreterek milletini şaha kaldırmayı hedefleyenlerin olacaktır.Bu noktada tek bir lider ve kadrosu akla gelmektedir. O da Milli Ekonomi Modeli gibi dünyaca ünlü bir çözüm projesine sahip ve ekonomide Nobel'e aday Prof. Dr. Haydar Baş ve lideri olduğu Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadrosudur.