AKP'nin yurtta kavga, cihanda kavga politikası

AKP hükümetinin yanlış ve dış güdümlü iç ve dış politikaları sayesinde "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesinin tam tersini, "Yurtta kavga, cihanda kavga" anlayışını fiili olarak yaşıyoruz.Siyasilerimizin ÖSO, El Kaide ve El Nusra gibi örgütlere verdikleri destek sayesinde Suriye kan gölüne döndü; IŞİD'e verdiği destek sayesinde Irak kan gölüne döndü;Barzani'ye verdiği destek sayesinde Irak'ın toprak ve devlet bütünlüğü tehlike altına girdi. Ermenistan'a verdiği destek sayesinde, Azerbaycan ve Ermenistan kapıştı, her gün birçok Azeri kardeşimiz şehit oluyor.Afganistan, Irak, Libya işgallerinde haçlı batıya verdiği destek sayesinde buralar kan gölüne döndü. Mısır'da kavga ve kaosun tarafı oldu.Dolayısıyla dört bir tarafımızdaki coğrafyada ve dünyanın birçok ülkesinde kavganın, kaosun, işgalin ya direkt olarak ya da dolaylı olarak destekçisi oldu.  İç politikada da sürekli gerilim politikaları üretildi.Gezi Parkı eylemleriyle AKP politikalarına tepki gösteren vatandaşlarımıza, gençlerimize olumlu yaklaşabilir, onların dertlerine çare olabilirdi ama kavgayı tercih etti ve birçok ölümlere, yaralanmalara, toplumsal huzursuzluğa neden olundu.Güneydoğu halkımızın sorunu ekonomik ve güvenlikle alakalıydı; bu sorunları çözme adına bir şeyler yapılacağına, bu bölgenin dert çeken insanıyla değil de dert çektiren teröristleriyle müzakere süreci başlatıldı, açılım adı altında terör örgütünün talepleri yerine getirildi, vatandaş terörün kucağına itildi. Bu, çok büyük ayrışımlara ve kargaşaya neden oldu, olmaya devam ediyor.Alevi ve Şii kardeşlerimizi devre dışı bırakıcı onları dışlayıcı politikalar güdüldü. Etnik ayrımcılığın yanında mezhepsel ayrımcılık da körüklendi.Yıllarca beraber hareket ettikleri cemaate de savaş ilan ettiler, dünün en samimi müttefikleri bugün paralel çete, paralel örgüt, devlet düşmanı, ajan, provokatör oldu.Şimdi de cumhurbaşkanlığı süreciyle kendi içlerinde bir kapışmanın içine girdiler.AKP, "Yurtta en kılcal damarlara kadar kavga, dünyada en ücra köşelere kadar kaos ve savaş" politikasını uyguladı, uyguluyor.Gelelim şu Suriyeli sığınmacılar problemine? Ülkemizdeki kaos, karmaşa, imkansızlık, işsizlik, hırsızlık, gasp, cinayet yetmiyormuş gibi öyle bir sığınmacı politikası yürütüldü ki, bütün bu problemler ikiye üçe hatta beşe katlandı.Gaziantep ilinin sakinleri normal şartlar altında devletine milletine en bağlı, hiçbir tehlikeli olaya karışmayan, askerini polisini seven, sahip çıkan, yardımsever, elindekini paylaşan, milli ve manevi değerlerle donanmış, medeni insanlar?Gazianteplinin en büyük hatası bu güzide ilimizi sığınmacı çöplüğüne çevirenlere hala yüzde 60'lar seviyesinde oy vermeleri?AKP, bu ilimizde öyle bir politika uyguladı ki, Suriyeli sığınmacıların yolgeçen hanına hatta yerleşim alanına çevirdi. Gaziantep'teki Suriyeli sayısı nüfus olarak buranın insanıyla yarışır duruma geldi. Ve sonuç? Yaşanan olaylardan görüyoruz.AKP hükümetinin politikaları, Gaziantep'in sakin, yardımsever insanını bile, eline taş alıp araba camı kıran, başkalarını döven bir noktaya getirdi. Gaziantep'in bugüne kadar bir olaya karışmamış 50 kişisi olaylar sebebiyle gözaltına alındı, Gaziantepliye biber gazı sıkıldı.Türkiye'nin bütün illerine dağılan Suriyeli sığınmacılar, hazırda olan bittiğinde her ilde Gaziantep'te sergiledikleri tavrı vatandaşlarımıza sergileyecekler ve bu tür hadiseler her yerde yaşanacaktır.Uyguladığı her politikayla gerilimi, kaosu körükleyen AKP hükümeti konusunda vatandaş verdiği oy desteğini ciddi bir şekilde düşünmelidir.Yoksa bu gidişatla Türkiye'nin de Yugoslavya olması, Afganistan, Irak, Libya, hatta Somali olması kaçınılmazdır.