Türk milleti yanılıyor. Şayet, AKP hükümetinin "terör"e darbe vurmasını bekliyorsa, milletimiz gerçekten yanılıyor.AKP hükümetinin, milletimizi can evinden vuran "terör"e ilişkin köklü ve sonuç alıcı bir adım atacağını, hala bekleyen birileri varsa, kim olursa olsun yanılıyor. Sivil de olsa yanılıyor. Asker de olsa yanılıyor. Gazi de olsa yanılıyor. Yüreğine ve hanesine ateş düşmüş şehit ailesi de olsa yanılıyor.PKK terörünü sona erdirme hususunda AKP'den umudu olan şayet kaldıysa, yanılıyorlar.Bu yanılgı devam ettiği sürece, daha çok baskın yiyeceğiz. Çok daha ağır faturalar ödeyeceğiz. İstanbul Güngören'de, Ankara'da, Diyarbakır'da, Dağlıca'da, Gabar'da, Aktütün'de? vs. düğmeye basılan her zaman ve her yerde daha çok canlar vereceğiz, daha çok evladımız şehit düşecek!Daha çok masum insanımız, menfur terör saldırılarında ve kahpe baskınlarda kurban olacak?!Türk milleti, bu yanılgıdan ayıkmalıdır.Görünen köy, kılavuz istemez.Başbakan R. T. Erdoğan'ın ve AKP hükümetinin vaziyeti malumdur.SBS radyosunda 14 Ocak 2000 günü, PKK terör örgütü başı Apo'dan üst üste 2 kere "Sayın Öcalan" diye söz eden, ben değilim? Sayın Erdoğan'dır.Görünen köy, kılavuz istemez.Bu sebeple, ben, Erdoğan'ın teröre ilişkin kökten ve yürekten bir çare bulabileceğine inanmıyorum. Böyle bir kanaati taşıyan ve beklentisi olan kaldıysa şayet, onların da yanıldıklarını görüyorum.Ne tesadüf değil mi, teröristbaşı Apo'yu ABD de "sayın" diye anıyor, AB de, Vatikan da? Bu arada Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi DTP'li Aysel Tuğluk ve DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ü 'sayın' sözcüğünü kullandıkları için 1.5 yıl hapis cezasına çarptırıyor..Menfur teröre kurban verdiğimiz şehitlerimizi "kelle" diye niteleyen, ben değilim; Erdoğan'dır.Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde şehit ailelerince açılan davada, şehitlerimize "kelle" nitelemesi yaptığı için "tazminat ödeme cezasına" çarptırılan, ben değilim, Erdoğan'dır.Katıldığı bir radyo programında, "Apo"dan "sayın", şehitlerimizden de "kelle" diyerek bahsettiği için hakkında açılan davada verilen tazminat kararı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından oybirliği ile onaylanan, ben değilim, Başbakan R. T. Erdoğan'dır.Görünen köy, kılavuz istemez.Bu sebeple, ben, Erdoğan'ın teröre ilişkin kökten ve yürekten bir çare bulabileceğine inanmıyorum. Böyle bir kanaati taşıyan ve beklentisi olan kaldıysa şayet, onların da yanıldıklarını görüyorum.Başbakan Erdoğan'ı tazminata mahkûm eden hâkim Sevgi Övüç hakkında, derhal dava açan da, ben değilim? Erdoğan hükümetinin Adalet Bakanlığı'dır. Hatta Erdoğan'ın mahkum eden hakim Övüç hakkında hazırlanan soruşturma dosyasını "derhal disiplin cezası" verilmesi için Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) gönderen de, ben değilim? AKP hükümetinin Adalet Bakanlığı'dır.Devletin bağımsız yargısının hakim ve savcılarının dahi şehitlerimizin onurunun korunmasına ilişkin verdikleri en basit bir kararda bile, analarından emdikleri burunlarından getiriliyorsa, terör nasıl sona erdirilecek, varın siz düşünün!Görünen köy, kılavuz istemez.Bu sebeple, ben, Erdoğan'ın ve AKP hükümetinin teröre ilişkin kökten ve yürekten bir çare bulabileceğine inanmıyorum. Böyle bir kanaati taşıyan ve beklentisi olan kaldıysa şayet, onların da yanıldıklarını görüyorum.Türk milletinin 20-30 yıldan beri cebelleştiği ve binlerce şehit verdiği, hala daha vermeye devam ettiği "terör meselesi"ni, Kürt meselesi olarak niteleyen Erdoğan ve AKP hükümeti, halledemez.Erdoğan hala dün, "Hukuktan demokrasiden bir tek geri adım atmayacağız? Demokrasini çıtasını düşürelim terörle mücadele edelim iması bile asla düşünülemez" diye konuşuyor. Hergün milletin 1-2 evladını şehit düşüren kanlı teröre karşı "insanî yaklaşım"dan dem vuruyor; düşman değil, olsa olsa "suçlu" kabul ediyormuş... Milletimiz ise can vermeye devam ediyor. Bebekler yetim, çiçeği burnunda gelinler dul kalıyor, anaların yüreği yanma devam ediyor.O zaman da şehit aileleri haklı olarak soruyor; senin çocuğun, PKK'nın kahpe kurşununa kurban gitse, gelinin dul, torunların yetim kalsa, böyle konuşabilir miydin, Apo'ya "sayın" diyen sayın Erdoğan!Erdoğan, ABD ve AB şeflerine gösterdiği teslimiyeti binde biri kadar Prof. Dr. Baş'ın şu tespitlerine kulak verseydi, milletimizin yüreği terör ile kavrulduğu böyle bir süreçte "demokrasi havariliği"ne soyunmazdı: "Şeker veya tansiyon hastasına, doktor, perhiz yapacaksın, diyor; tuzlu yemeyeceksin, şekerli yemeyeceksin diyor, kota koyuyor. Bu, o insanın özgürlüğünü engellemek değildir, demokratik zafiyet değildir. Teröre karşı alınacak önlemler de böylesi gerekli bir perhizdir, demokrasiye halel getirmek değildir. Demokrasiyi ortadan kaldırmak değildir; bilakis millet ve devletin bizzat varlığını korunmaktır, demokrasi de ancak böyle korunur. Aksi halde terör karşısında devlet ve milleti aciz düşürülmüş olur, işgale zemin hazırlanmış olur, devlet ve milleti parçalamaya davetiye çıkartılmış olur." 20-30 yıldan beri yüreklerimizi kanatan kanlı terörün sona ermesi için, millet evladını kendi evladı, anaları kendi anası, babaları kendi babası olarak görecek bir devlet adamlarına ve "baba devlet"e ihtiyaç vardır. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyden başka, böyle bir "baba yüreği", böyle bir "devlet baba" ve Sosyal Devlet-Milli Devlet anlayışı, böyle bir devlet adamlığı vizyonu ortaya koyan kim var Allah aşkına!PKK'yı, Barzani ile beraber BOP ekseninde "özel maşa" olarak "asıl stratejik ortak" edinen ABD yönetimi, terör konusunda Türkiye'ye güya "tam istihbarat hizmeti" sağlıyor. Bu "tam istihbarat hizmeti"nin yüksek semeresi olarak, Türk milleti, gözünün önünde 10-15 evladını şehit veriyor.Bu taraftan AKP, ortalıkta "demokrasi" laflarıyla top çeviriyor. Öte taraftan da, milletimizin, evladını "peygamber ocağı" imanıyla diye teslim ettiği kimi yetkililer de, maalesef golf sahasında top savuruyor.Görünen köy, kılavuz istemez? O halde artık Türk milleti yanılmasın ki, her yanılgının faturası, önüne bazen üç-beş şehit, bazen topraklarının ecnebiye satılması, bazen en karlı işletme ve kaynaklarının yabancılara devredilmesi, bazen de zam üstüne zam, vergi üstüne vergi olarak çıkmasın?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019