Akşam yemeğinden sonra günaydın sayın Bahçeli

Kaolisyon sallandıkça başta Devlet Bahçeli olmak üzere MHP kurmaylarının jetonları düşmeye devam ediyor, dedi Bafra'da köklü MHP'li bir ağabey. Ama artık kâr etmez, diye de eklemeyi ihmal etmedi.

Bahçeli güya AB'ye köpürüyor. AB ihalelerinin içteki diğer taşeron-ortağı Mesut Yılmaz'a güya yükleniyor. Ramazan Mirzaoğlu gibi MHP'li pekçok bakan da Kopenhag kriterleri tam bir Sevr dayatması, şeklinde konuşmalar yapıyor. Bahçeli'yi ve MHP'li bakanları dinleyenler, AB'de sanki yeni bir gelişme var zannediyor. Kopenhag kriterlerine bu günlerde yeni bir ilave mi yapıldı, diye düşünenler bile var.

Hayır, AB cenahında değişen bir şey yok. AB'nin istekleri aynı istekler.

Kopenhag kriterleri eski kriterler...

AB eski tas, eski hamam.

Fakat MHP kurmaylarını "politik ecel" korkusu bastı.

Samimi ve vatanperver milliyetçiler, gerçek adreslerini buldular.

Bugüne kadar AB ve IMF konusunda Bahçeli ve kurmaylarının millete rağmen altına imza attıkları dış güdümlü yasaların faturasını kestiler. MHP'nin defterini dürdüler. Aynı zamanda Mesut Yılmaz ve sair AB avanesi, bugüne kadar AB ve IMF konusundaki tavizler hususunda stepne gibi kullandıkları MHP'yi bir kenara attılar.

Şimdi Ankara'da MHP'siz koalisyon hesapları yapılıyor.

MHP sığınacak kucak arıyor. AB ve IMF'yle delik deşik olmuş eski yelkenine rüzgar arıyor.

AB ve IMF'ye karşı Prof. Dr. Haydar Baş beyin ve Bağımsız Türkiye Partisi'nin şahlandırdığı Kuvay-ı Milliye ruhunun coşkusunu gözlemleyenler, bari geç de olsa AB'ye karşı beyanatlar verelim de böylece belki ecelimizi biraz geciktirebiliriz, diye planlıyor. Ama eldeki "kaolisyon kebabı"nın de yanmasına gönülleri tam razı olmuyor.

Böylece, ne şiş yansın, ne kebap türünden, AB karşıtı beyanatlar, MHP kurmaylarından sağanak sağanak yağıyor.

Anlaşıldı mı şimdi MHP'deki çarkın sebebi...

MHP, şimdi "AB şişi ile koalisyon kebabı" arasında gidip geliyor.

Yoksa AB cenahında, AB dayatmalarında değişiklik yok... AB aynı AB.

AB, 15 Aralık 1995 tarıhinden sonra 10 Şubat 200'de de Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının yüzde 37'sini yasadışı bir biçimde işgal etmektedir. Türkiye işgal güçlerini derhal geri çekmelidir, kararı alıyor. Bahçeli, Yılmaz'la beraber ulusa rağmen "Ulusal Program" hazırlıyor ve imzalıyor. Şimdi de güya AB'ye karşı konuşuyor. Günaydın sayın Bahçeli.

AB, 22 Temmuz 1999'da B5-00006 kararında Avrupa Parlamentosu, Bay Öcalan'a verilen cezayı lanetler ve idamın uygulanmasına kesin muhalefetini yineler, diyor. Bay Bahçeli, ortaklarıyla elele vererek Apo'nun dosyasını küflü raflara kaldırtır, Apo'yu ipten kurtarır. Şimdi de güya AB'ye karşı beyanatlara soyunur.

Günaydın...; Bafra'lı ağabeyin ifadesiyle akşam yemeğinden sonra günaydın sayın Bahçeli.

AB, hani şu iftar sofralarının demirbaşı Fenerli Patrik var ya , işte onun için suriçi İstanbul'da Vatikan benzeri bir Ortodoks Din Devleti hesaplarını 24 Ekim 1996 tarih ve BA-1132, 1134, 1179/96 kararıyla Türkiye'ye bildirir. MHP'li bakanların da içinde bulunduğu Bakanlar Kurulu, 1936'dan bu yana yasadışı yollarla Patrikhanenin edindiği gayr-ı menkullerin "tapu ve tesciline imkan" veren "bir kereliğine af" getiren Vakıflar Tasarısı hazırlar. İmzalar atılır. Kuvay-ı Milliye kadrosu ve BTP kurmayları feryadı basınca, tasarıdan bazı imzalar geri çekilir. Beklemeye alınır.

MHP, güya şimdi AB'ye karşı... Günaydın sayın Bahçeli?

Kaç MHP'li bakanın bu tasarıya imza attı? Kim bu imzanın sahipleri?

AB karşıtı beyanatlar yerine, önce şunları bir açıklasanız, daha hayırlı bir iş yapmış olursunuz.

Üç yıldan beri onay verdiğiniz ve güya şimdilerde "koalisyon sallandıkça" hakkında karşı beyanlar sarfettiğiniz AB'nin diğer dayatmalarını da sıralarsak, artık değil Meclis'te, korkarım Türkiye'de duramazsınız.

AB'nin talimatlarını harfiyen uygulamak üzere Yılmaz'la beraber hazırladığınız Ulusal Program'daki imzalarınız durdukça karşı beyanlarınız sizi daha çok batırır.

Yıllardan beri millete yaptıklarınız sebebiyle korktuğunuzu biliyoruz. Ama korkunun ecele faydası yok... Ortaklarınızın ve AB-IMF lobilerinin, koalisyondan sizi fırlatmak için nasıl manevralar yaptığını da görüyoruz. Ama kabahat sizde... Hiiiiç başka yerde aramayın.

Seçim yapıldıktan sonra makamınızda hayırlı olsun ziyaretinde bulunan 7-8 kişilik bir "güzide kadro"ya sarfettiğiniz şu cümleleri yeniden hatırlayınız: Sizin unutulmayacak alicenap yardımlarınızla Yüce Allah, bizi hiç beklemediğimiz şu noktaya yükseltti; şayet milletimizin hayrına olan şu üç-beş işi yapmazsak, yükseltildiğimiz noktadan bizi yere doğru bırakırlar ve tarümar oluruz.

Siz, tüm milleti, tüm alicenapları unuttunuz; varsa yoksa AB, IMF dediniz. Şimdi de sizi unuttular.

Bu ilk günün dürüstlüğüne dönebilirseniz; millete yaptığınız yanlışların altında ezilip yok olursunuz, bir daha politik arenaya uğramazsınız. 90 bin tevbe vurmak için kuşe-i uzlete çekilirsiniz. En doğrusu da budur.

Sadece Ecevit değil, siz de, diğer tüm AB'ciler de çekiliniz.

Bugün yapacağınız en hayırlı iş bu; gerisi tiyatro. Politik tiyatrolar ülkeyi bu vahim ahvale düşürdü zaten... Bizden hatırlatması.