Allah'ı tanımanın yolu

Nitekim ayeti kerimede kullarına Rabbimiz, "Hem ayakta, hem oturarak, hem de yattıkları halde zikretmeyi" (Ali imran, 3/191; Nisa, 4/103) emrediyor ve "zikredenlerin de kurtuluşa erdiğini" (Enfal, 8/459) beyan ediyor. Cenabı Hak; kurtulmuş insanları vasfederken: "Çok para kazanıyor. Aleme, millete tasadduk ediyor" demiyor. Allah, kurtuluşa erdirdiği, necata kavuşturduğu insanları, "Allah'ı çokça zikredenlerdir" olarak vesfediyor. "Allah'ı zikrediyorlar. Nasıl? Ayakta, oturdukları halde, yattıkları halde..." Kim bunu yaparsa, işte onlar kurtulmuşlardır.Tefekkür diyoruz; zikirsiz tefekkür de olmaz. "...Allah'ı zikrederler, (ve) göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler" (Ali İmran, 3/191). Allah'ı bu üç şekilde; ayakta, otururken ve yanları üzerine yatarken zikreden Allah'ı tefekkür eder. Siz zikirsiz tefekkür ettiğiniz zaman bu bir noktada vehim olur. İsabetli olur, isabetsiz olur. Ama zikrullah ile tefekkür ettiğiniz zaman, neyi tefekkür ederseniz edin, onda mutlaka yüzde yüz isabet kaybedersiniz.Önceliklekalp temizliğiBu izahtan şunu anlıyoruz; zikir bize Allah'ı tanıtıyor ve O'nu tanıdığımız ölçüde de biz tefekküre, düşünceye yönelebiliyoruz.  Cenabı Hakk'ı tanıdıkça feyz alıyorsun. Muhabbet alıyorsun. Tanıdığım şeyi daha fazla tanımak istiyorsun. Bir tecelli ile Rabbini tanımanla binlerce tecelli ile tanıman arasında dağlar kadar fark var. Her tecellide Cenabı Hak, kuluna kendini başka bir güzellikte seyrettiriyor. Her Cemal'i seyredişte de insanın bir başka mest oluşu, bir başka ifadeyle kendinden geçişi vardır. Bu tabii zikirsiz olmaz. Allah'ı zikirle olur. O bakımdan bir insanın öncelikle kalbini temizlemesi lazım.Kalp ise, ayine-i ilahidir, ne ile temizleyecek? Her yerin bir süpürgesi, suyu, deterjanı var. Kalp kirini temizleyen de istiğfardır, tövbedir.