Hendek günü Medine uzun uzadıya muhasaraya alınmıştı. Öyle ki, Müslümanların uyku ve rahatı kalmamıştı. Düşmanlar gediklere hücum ve baskılar yağdırıyordu. Müslümanlar gafil avlanmamak için sağa sola gidip geliyorlardı. Bu hal epeyce devam ettiği için Müslümanlar bitkin bir hale gelmişlerdi. Kur'an-ı Kerim bu olaydan şöyle bahseder:"Onlar, o vakit hem üstünüzden, hem altınızdan size gelmişlerdi. O zaman gözler yılmış, yürekler gırtlaklara kadar dayanmıştı. Ve siz, Allah'a karşı türlü zanlarda bulundunuz. Müminler işte orada imtihana çekilmişler ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsılmışlardı" (Ahzab, 7).Bu korkunç ortamda şimşek gibi çakan bir haber geliyordu: Kurayza kabilesi, ahdini bozup, Müslümanlara karşı savaş ilan etmişti. Böylece Müslümanlar ölüm, çocukları da esir olma tehlikesine maruz kalmışlardı. Bir kumandanın böyle bir ortamda gösterdiği sabır ve tahammül elbette çok yüksek bir sabırdır. Peygamber (sav )o sırada örtünüp yan üstü yattı; epeyce kaldı. Müslümanlar tehlikeli ortamın heyecanını geçirdikten sonra zkalktı, morallerini takviye etmeye başladı ve şöyle dedi: "Allah'ın yardımıyla size fethi müjdeliyorum"Çok tehlikeli olan bu ortam, zerre kadar olsun yüce kumandanın asabını bozmadı. Bu, sabrın çok ötesinde bir sabırdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.