Ankara ile Riyad yeni bir sayfa açıyor
Türkiye, 4 yıldır İstanbul'da devam eden Kaşıkçı dava dosyasını Suudi Arabistan'a devretmeye hazırlanıyor. Bu karar, iki ülke arasındaki gerilim dolu ilişkilerde yeni bir sayfa açacak. Kararla Ankara 2023 seçimleri öncesinde Türkiye'ye büyük miktarda Suudi sermayesi çekebilmeyi umuyor
03.04.2022 16:46:00





Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinden bu yana kriz yaşayan Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılacağının işaretleri geliyor. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Cemal Kaşıkçı davasında savcının geçen hafta yargılamanın durdurulmasını ve dosyanın Suudi Arabistan'a devredilmesini talep etmesi üzerine Adalet Bakanlığı 26 sanığın yargılandığı davanın Suudi Arabistan adli makamlarına devrini uygun buldu. Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, Kaşıkçı davasına bakan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin talebi üzerine kovuşturmanın Suudi Arabistan makamlarına devri konusundaki görüşünü, geçen hafta sonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Görüş yazısında, "Kovuşturma kapsamında yargılanan sanıklar hakkında iade talebinde bulunulmasına rağmen, mezkur talebe Suudi Arabistan makamlarınca olumsuz yanıt verilmiş olması nedeniyle 6706 sayılı Kanun'un 24. maddesinde yer alan şartların mevcut olduğu değerlendirilmekte olup, bu itibarla kovuşturmanın Suudi Arabistan adli makamlarına devri Bakanlığımızca da uygun görülmüştür" ifadelerine yer verildi.
Adalat Bakanlığı'ın bu kararı üzerine gözler Ankara ile Riyad arasındaki ilişkilere çevrildi. Arap Baharı döneminde farklı kutuplara düşen Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler Kaşıkçı cinayetiyle birlikte daha gerilimli bir döneme girmişti. İlişkileri hızla kötüleşen iki ülkeden karşılıklı sert hamleler gelmişti. İstanbul'daki Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Türkiye'den Suudi Arabistan yönetimini hedef alan sert açıklamalar yapılırken, Suudi tarafı da tarım ve işlenmiş gıda ürünleri ambargosuyla Türkiye'yi hedef almıştı. Bu gergin açıklamalar bir süredir yerini daha ılımlı ifadelere bırakmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suudi Arabistan Kralı Selman arasında 21 Kasım 2020'de gerçekleştirilen telefon görüşmesinde, ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve sorunların giderilmesi için "diyalog kanallarının açık tutulmasında" mutabık kalınmıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dört yıl aradan sonra Mayıs 2021'de Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti.
Kaşıkçı davası Riyad tarafından Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşmesinin önündeki en büyük engel olarak görülüyordu. Adalaet Bakanlığı'nın Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan'a devrine yeşik ışık yakması Riyad'ın bu kaygısını giderecek gibi görünüyor. Türkiye, Kaşıkçı cinayetinin iki ülke ilişkilerini en kötü etkilediği dönemde bile Kral Selman üzerinden iletişim kanalını açık tutmaya özen gösterdi. Ancak Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a mesafeli durmayı tercih etti. Hatta o dönemde Türkiye'den Kaşıkçı cinayetinden Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın sorumlu olduğuna yönelik açıklamalar yapılmış, Veliaht Prens ise cinayette rolü olduğu iddialarını reddetmişti.
Kaşıkçı cinayeti gibi hâlâ aydınlatılamamış bir olayın varlığına rağmen Ankara-Riyad ilişkilerinin neden normalleşme yoluna girildiği merak konusu. Aslında bu normalleşme kararının altında birden çok neden var. Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirmesinde bölgesel etkenlerin yanı sıra içinde bulunulan ekonomik krizi aşma çabaları ve bu çerçevede Suudi Arabistan'dan gelebileceği tahmin edilen sıcak paranın da önemli bir motivasyon olabileceği ifade ediliyor. Bazı uzmanlara göre Kaşıkçı dosyasının Suudi Arabistan'a devredilmesinden kısa süre sonra Ankara'nın Suudi Arabistan'dan yatırım çekmek ve swap anlaşmaları yapmak için hamleleri gelecek. Suudi Arabistan'ın da artık Kaşıkçı davasının kapatılmasını ve unutulmasını arzu ettiğine dikkat çeken uzmanlara göre büyük miktarda Suudi sermayesinin Türkiye ekonomisine çekilebilmesi 2023 ortasında yapılacak seçimlerde hükümetin elini fazlasıyla rahatlatabilir. Meseleye Suudi Arabistan yönünden bakınca da karşımızda Joe Biden döneminde ABD eski Başkanı Donald Trump dönemindeki kadar rahat olmayan bir Riyad görüyoruz. Biden'ın göreve gelmesi ve ABD'nin bölgeye dair yeni bir politika geliştirmesinin ardından Körfez'deki tüm dengeler değiştiği için Riyad da Ankara'yla arasındaki gerilimi sona erdirmek istiyor.
Sert açıklamalar terk edildi
Adalat Bakanlığı'ın bu kararı üzerine gözler Ankara ile Riyad arasındaki ilişkilere çevrildi. Arap Baharı döneminde farklı kutuplara düşen Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler Kaşıkçı cinayetiyle birlikte daha gerilimli bir döneme girmişti. İlişkileri hızla kötüleşen iki ülkeden karşılıklı sert hamleler gelmişti. İstanbul'daki Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Türkiye'den Suudi Arabistan yönetimini hedef alan sert açıklamalar yapılırken, Suudi tarafı da tarım ve işlenmiş gıda ürünleri ambargosuyla Türkiye'yi hedef almıştı. Bu gergin açıklamalar bir süredir yerini daha ılımlı ifadelere bırakmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suudi Arabistan Kralı Selman arasında 21 Kasım 2020'de gerçekleştirilen telefon görüşmesinde, ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve sorunların giderilmesi için "diyalog kanallarının açık tutulmasında" mutabık kalınmıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dört yıl aradan sonra Mayıs 2021'de Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti.
Normalleşmenin önündeki engeldi
Kaşıkçı davası Riyad tarafından Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşmesinin önündeki en büyük engel olarak görülüyordu. Adalaet Bakanlığı'nın Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan'a devrine yeşik ışık yakması Riyad'ın bu kaygısını giderecek gibi görünüyor. Türkiye, Kaşıkçı cinayetinin iki ülke ilişkilerini en kötü etkilediği dönemde bile Kral Selman üzerinden iletişim kanalını açık tutmaya özen gösterdi. Ancak Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a mesafeli durmayı tercih etti. Hatta o dönemde Türkiye'den Kaşıkçı cinayetinden Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın sorumlu olduğuna yönelik açıklamalar yapılmış, Veliaht Prens ise cinayette rolü olduğu iddialarını reddetmişti.
Neden normalleşiyoruz?
Kaşıkçı cinayeti gibi hâlâ aydınlatılamamış bir olayın varlığına rağmen Ankara-Riyad ilişkilerinin neden normalleşme yoluna girildiği merak konusu. Aslında bu normalleşme kararının altında birden çok neden var. Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirmesinde bölgesel etkenlerin yanı sıra içinde bulunulan ekonomik krizi aşma çabaları ve bu çerçevede Suudi Arabistan'dan gelebileceği tahmin edilen sıcak paranın da önemli bir motivasyon olabileceği ifade ediliyor. Bazı uzmanlara göre Kaşıkçı dosyasının Suudi Arabistan'a devredilmesinden kısa süre sonra Ankara'nın Suudi Arabistan'dan yatırım çekmek ve swap anlaşmaları yapmak için hamleleri gelecek. Suudi Arabistan'ın da artık Kaşıkçı davasının kapatılmasını ve unutulmasını arzu ettiğine dikkat çeken uzmanlara göre büyük miktarda Suudi sermayesinin Türkiye ekonomisine çekilebilmesi 2023 ortasında yapılacak seçimlerde hükümetin elini fazlasıyla rahatlatabilir. Meseleye Suudi Arabistan yönünden bakınca da karşımızda Joe Biden döneminde ABD eski Başkanı Donald Trump dönemindeki kadar rahat olmayan bir Riyad görüyoruz. Biden'ın göreve gelmesi ve ABD'nin bölgeye dair yeni bir politika geliştirmesinin ardından Körfez'deki tüm dengeler değiştiği için Riyad da Ankara'yla arasındaki gerilimi sona erdirmek istiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.