Zerre kadar aklı, iz'anı veya imanı olan herkes, en ümmi vatandaş bile, artık dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri rahatlıkla olduğu gibi görebiliyor, şöyle okuyabiliyor:ABD'nin bir ülkeye girmesi bin bela, girdiği ülkeden çıkması binlerce başka bela!Hangi ülkeye giriyorsa, nereyi işgal ediyorsa oradan huzur gidiyor, emniyet gidiyor, insanlık gidiyor? Katliam başlıyor, iç savaş başlıyor, kavga başlıyor. Ne can, ne mal, ne namus, ne din emniyeti; hiçbir emniyet kalmıyor.İşin daha vahim tarafı, işgal ettikten sonraki süreçte nereden çıkıyorsa, orada da yine huzur kalmıyor, emniyet kalmıyor, insanlık kalmıyor? İç savaş, kardeş kavgası ve kaos alıp başını gidiyor. Girdiği yerlere öyle bir "fitne" tohumu ekiyor ki, oralardan çıksa bile ektiği fitneleri temizlemek mümkün olmuyor. Irak bunun en son örneği!Ankara'dakiler, en ümmi vatandaşın bile okuduğu bu gerçekleri okuyamıyor. Gelişmeleri böyle "akl-ı selim" okumak işlerine gelmiyor.Böyle bir Ankara, maalesef ancak Amerika'ya hizmet eder? Türk milletine ve bölgeye hayrı dokunmaz.Arap Birliği, Suriye'ye operasyon bağlamında Amerika'nın ve bölgedeki "İslamcı maşa"ların vaziyetini gördü. İşgalci Amerikan askerlerinin ayrılması sonrasında Irak'taki vahameti, kapıya dayanan "kardeş kavgası" ve "iç savaş"ı da fark etti.Suriye yönetimine Ekim ayında ateşli ve telaşlı halde dayattığı protokol maddelerini revize etti, yumuşattı, hatta geri adım attı. Suriye yönetimi de protokole imzayı attı.Arap Birliği, son ana kadar bölgede adeta "emir-ul mü'minin" olarak gördükleri Ankara'lı "çok özel lobici"lerin biraz da havalarına kapılarak, maddeler ileri sürmüşlerdi. Arap Birliği'nin Suriye'ye 500 gözlemci göndermesi, gözlemcilerin Suriye'de kendi başlarına serbestçe dolanması, gözlemlerin süresiz olması, gözlemcilerin oluşturacağı raporun Arap Birliği ve Suriye yönetiminin yanısıra BM'ye sunulması talepleri vardı.Rusya'nın bölgede varlığını hissettirmesinin yanında, Mısır, Libya ve Irak'taki kardeş kavgaları, Arap Birliği'nin az-çok aklını başına düşürdü. Arap Birliği, 100 gözlemciyi ve 1 aylık gözlem süresine razı oldu, gözlemcilerin serbest gözlemlerde bulunmaları ve oluşturacakları raporları BM'ye sunmaları taleplerinden vazgeçti.Arap Birliği gözlemci heyeti, Suriye'deki incelemelerine dair ilk resmi raporunu kamuoyu ile paylaştı. Heyet, Humus dahil farklı bölgelerde bizzat yaptığı incelemelerin sonucunda, "Suriye'de olağandışı, insan haklarını yok sayan ve huzur bozan bir durumun olmadığını" deklare etti. Heyet Başkanı Mustafa Debi'nin bu açıklamaları başta Reuters olmak üzere, yabancı haber ajanslarında, savaş tamtamcısı medya organlarında ve Amerika'nın bölgedeki "işgalin taşeron ortakçıları"nda şok etkisi yaptı. Ankara'dakiler de yine ters köşeye yattı.Gözlemcilerin raporu, bölgeyi Suriye üzerinden ateşe vermek isteyenlerin oyununu ötelenmiş oldu.Ancak Suriye, Amerika'nın bölgemize yönelik Büyük Ortadoğu Projesi'nde eş-başkanlık misyonu üstlenmiş bölge ülkelerine tanıdığı "vizesiz giriş"lerin ceremesini çekiyor.Ankara'dakilerin bu bağlamda vebali çok büyüktür. Tarafsız ve vicdan ehli gözlemciler, "vizesiz giriş" imkanlarıyla elini-kolunu sallayarak Suriye'ye girenlerin, Allahu Ekber naralarıyla adam boğazladıklarını; Amerikan ve Avrupa televizyonlarının da bu vahşet görüntülerini "Esat yönetimi halkını kesiyor" diye dünyaya servis ettiklerini anlatıyorlar.Arap Birliği gözlemcilerinin Suriye temasları, bilgi kirliliği ve dezenformasyon servisi yapan BOP merkezlerinin foyalarının ortaya çıkmasına katkı sağlayacaktır.Ankara'dakiler de inşallah Suriye konusunda erken ayıkırlar da, bölgemiz yeni bir vahşi Haçlı savaşına sürüklenmez.Ankara'dakiler ayıkmazlarsa, Haçlı foyaları öylesine ortaya çıkar ki? vaziyetlerine şeytan bile şaşırır? Müslüman milletimizi sürükleyecekleri böylesi bir vahşi Haçlı savaşı, onları hem dünyada, hem ahirette rezil rüsva etmeye yeter de artar.Ayıkmak ve utanmak için, çok bilmeye gerek yok; ümmi bir vatandaşın sahip olduğu akıla, iz'ana ve imana sahip olmak yeter.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019