E-Posta: alperen_polet@mynet.comAnkara, son yılların en yoğun diplomatik temaslarını, bayram öncesi iki günde yaşayacak. Avrupa'nın değişik ülkelerinden ve Atlantik ötesinden önemli konukları ağırlayacak olan Ankara'da işler iyice karışmaya başladı. Yeni Hükümet, dış politikadaki ilk ve gerçek sınavını, bu iki günde yaşanacak olan yoğun diplomasi trafiğinde verecek. Türkiye'nin bugünlerde yaşayacağı diplomasi yoğunluğu, bir anlamda, dış politik konularda birçok önemli mevzuunun suyunun ısındığının habercisi.
Resmi bahaneleri ne kadar farklı olursa olsun, bütün bu diplomatik ziyaretlerin ana eksenini iki konu oluşturuyor: Kıbrıs ve Irak operasyonu. Bu ziyaretlerde gerçek gündemi kamufle etmek için kullanılan ana bahaneyi; Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili çalışmalar ve Kopenhag Zirvesi oluşturuyor.
Ankara'nın bayram öncesi konuklarına şöyle bir baktığımızda bunu daha net olarak anlıyoruz.
Kopenhag Zirvesi'nde AB Dönem Başkanı olarak önemli bir rol oynayacak olan Danimarka'nın Dışişleri Bakanı Möller, Ankara'daki ziyaretlerinde Avrupa'yı temsilen bulunuyor. Avrupa'nın temsilcisi ve tercümanı Möller'in ana gündemi Kıbrıs. Möller Kıbrıs konusunda, Kopenhag havucunu kullanarak önemli tavizler koparmak amacında...
İngiltere ise daha çok Irak'a kilitlenmiş görünüyor. Blair'in Straw ile birlikte gayri resmi Irak temsilcisi olarak eski Genelkurmay Başkanı Lord Guthrie'yi de Türkiye'ye göndermesi bu durumun en önemli kanıtı. İngiltere önce Irak konusunda Türkiye'yi ikna etmeye çalışacak, ardından Kıbrıs ile ilgili Annan planına destek için lobi yapacak...
Bush Yönetiminin "şahinleri" Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ile eski Ankara Büyüelçisi Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman'ın Ankara ziyaretlerinin sebeb-i hikmeti kendinden menkul. Irak için Türkiye'ye bir dizi taleplerini çantalarında getiren ABD yetkilileri, 2002 sonu veya 2003 başında Irak'a yapmayı düşündükleri operasyon için yeni hükümetin desteğini teyit etmek ve yeni taleplerde bulunmak için bastıracak...
Bayram öncesi son konuk ise Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu olacak. Papandreu da, Kıbrıs'ta Rum- Yunan tezini temin edecek formülleri Ankara'ya dikte ettirebilmek için, ABD'den talimlendiği üzere "Kopenhag'da tarih için destek" mavalını okuyacak...
Hülasa, Ankara'nın işi hayli zor. Yeni hükümet rahat bir bayram geçirmek için, bayram öncesi bu musibetleri en iyi şekilde bertaraf etmek mecburiyetinde.
Dış politikada iki tarafı keskin bıçağı, bir tarafından tutmak mecburiyetinde bırakılan Ankara, bıçağın en az keskin tarafını tutmasını bilmeli...
Resmi bahaneleri ne kadar farklı olursa olsun, bütün bu diplomatik ziyaretlerin ana eksenini iki konu oluşturuyor: Kıbrıs ve Irak operasyonu. Bu ziyaretlerde gerçek gündemi kamufle etmek için kullanılan ana bahaneyi; Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili çalışmalar ve Kopenhag Zirvesi oluşturuyor.
Ankara'nın bayram öncesi konuklarına şöyle bir baktığımızda bunu daha net olarak anlıyoruz.
Kopenhag Zirvesi'nde AB Dönem Başkanı olarak önemli bir rol oynayacak olan Danimarka'nın Dışişleri Bakanı Möller, Ankara'daki ziyaretlerinde Avrupa'yı temsilen bulunuyor. Avrupa'nın temsilcisi ve tercümanı Möller'in ana gündemi Kıbrıs. Möller Kıbrıs konusunda, Kopenhag havucunu kullanarak önemli tavizler koparmak amacında...
İngiltere ise daha çok Irak'a kilitlenmiş görünüyor. Blair'in Straw ile birlikte gayri resmi Irak temsilcisi olarak eski Genelkurmay Başkanı Lord Guthrie'yi de Türkiye'ye göndermesi bu durumun en önemli kanıtı. İngiltere önce Irak konusunda Türkiye'yi ikna etmeye çalışacak, ardından Kıbrıs ile ilgili Annan planına destek için lobi yapacak...
Bush Yönetiminin "şahinleri" Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ile eski Ankara Büyüelçisi Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman'ın Ankara ziyaretlerinin sebeb-i hikmeti kendinden menkul. Irak için Türkiye'ye bir dizi taleplerini çantalarında getiren ABD yetkilileri, 2002 sonu veya 2003 başında Irak'a yapmayı düşündükleri operasyon için yeni hükümetin desteğini teyit etmek ve yeni taleplerde bulunmak için bastıracak...
Bayram öncesi son konuk ise Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu olacak. Papandreu da, Kıbrıs'ta Rum- Yunan tezini temin edecek formülleri Ankara'ya dikte ettirebilmek için, ABD'den talimlendiği üzere "Kopenhag'da tarih için destek" mavalını okuyacak...
Hülasa, Ankara'nın işi hayli zor. Yeni hükümet rahat bir bayram geçirmek için, bayram öncesi bu musibetleri en iyi şekilde bertaraf etmek mecburiyetinde.
Dış politikada iki tarafı keskin bıçağı, bir tarafından tutmak mecburiyetinde bırakılan Ankara, bıçağın en az keskin tarafını tutmasını bilmeli...
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012