logo
27 NİSAN 2024

‘Antibiyotikler, virüsleri ve bulaşı önlemez’

Pandemi sürecinde antibiyotik kullanımının yaygınlaştığına dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Emine Sönmez, "Antibiyotikler, virüsleri ve bulaşı önlemez. Yanlış antibiyotik kullanımı, bakterilerin direnç geliştirmesine neden olur' uyarısında bulundu

15.01.2021 00:58:00
‘Antibiyotikler, virüsleri ve bulaşı önlemez’
‘Antibiyotikler, virüsleri ve bulaşı önlemez’
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Emine Sönmez, özellikle ülkemizde salgın döneminde artan antibiyotik kullanımının kötü sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Dünya Sağlık Örgütünün bu konudaki uyarılarına değinerek, "Doğru antibiyotik kullanımı veya akılcı antibiyotik kullanımı için doğru tanının yapılması, uygun antibiyotiğin tespit edilmesi, en uygun yoldan uygulanması, en etkin dozda ve en uygun süreyle verilmesi gerekir" dedi.
Antibiyotik kullanımı için, mikrobiyolojik olarak kanıtlanmış bir bakteri enfeksiyonu olması gerektiğinin altını çizen Sönmez şu ifadeleri kullandı: "Bakteriyel enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması, seçilen antibiyotiğin yanlış olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olması, doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında antibiyotikler uygun kullanılmamış olur. Antibiyotikler yaygın ve yanlış olarak soğuk algınlığı, grip, Covid-19 vb. gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarda kullanılmaktadır; fakat virüsleri öldürmezler, virüsün diğer insanlara bulaşmasını önlemezler. Yanlış antibiyotik kullanımı, bakterilerin direnç geliştirmesine neden olur. Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda, o antibiyotik artık etki etmez."

'Yanlış kullanım yalnızca sizi etkilemiyor'

Yanlış kullanımın, yalnızca o antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturduğunu belirten Sönmez, "Bakteriler gen aktarımı yoluyla direnci birbirine bulaştırmaktadır, doğada bu dirençli bakteriler sürekli olarak birikmekte ve insanlara da bulaşmaktadır. Bu nedenle hayat kurtarıcı pek çok tıbbi girişim ve tedavi de enfeksiyon riski nedeniyle yapılamaz hale gelmektedir" diyerek önemli bir noktaya parmak bastı.
Her yıl antibiyotiklere dirençli bakteri enfeksiyonları ile 700 bin kişi hayatını kaybettiğini söyleyen Sönmez, sözlerine şu şekilde devam etti: "Eğer gerekli önlemler alınmazsa 2050 yılında bu sayının 10 milyon kişiye ulaşacağı hesaplanmaktadır. Bu rakamlar antibiyotik direncinin gelecekte insan sağlığını daha ciddi şekilde tehdit edeceğini göstermektedir. Covid-19 salgın döneminde yüzde 70'lere varan yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı da bu tehdide katkı sağlamaktadır. Bu da çok basit enfeksiyonların bile dirençli bakteriler ile meydana gelmesine, hastanede yatış süresinin uzamasına, tedavi maliyetlerinin artmasına, ölümlerin artmasına neden olmaktadır."

Covid-19 antibiyotik kullanımını arttırdı

Covid-19'a bağlı pandeminin hızla yayılmaya devam ederken dünya çapında antibiyotik kullanımında ve antibiyotik dirençlerinde artış görülmeye başlandığını aktaran Sönmez, bu artışın ciddi seyreden olgularda bakteriyel-viral ayrımı yapılmadan yaygın ampirik antibiyotik kullanılmasına bağlanabileceğini belirterek, "Yapılan çalışmalarda bu ciddi olguların yüzde 3.5- 7'sinde gerçekten bakteriyel enfeksiyon olduğu ve antibiyotik kullanım ihtiyacı olduğu bildirilmiştir. Yoğun bakım ihtiyacı gelişen hastalarda bakteriyel enfeksiyon sıklığı daha da artmakta ve dirençli mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyonlar önemli bir ölüm nedeni haline gelmektedir.
Covid-19 hastalarının bilimsel veriler ışığında ve akılcı yaklaşımla değerlendirilmesi, birinci basamakta takip edilen asemptomatik- hafif semptomlu olgularda antibiyotik kullanılmaması, bakteriyel pnömonisi olan orta- ağır vakalarda ve yoğun bakımda sekonder bakteriyel enfeksiyonu olanlarda antibiyotik kullanılması daha uygun olacaktır" ifadelerini kullandı.

'Akılcı antibiyotik kullanımı kurallarına uyulmalı'

Türkiye'nin dünyada antibiyotik direnç oranının en yüksek olduğu ülkelerin başında geldiği gerçeğini hatırlatan Prof. Dr. Sönmez, antibiyotik kullanma oranımızın, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinin çok üstünde olduğunu ve her üç reçeteden birinde antibiyotik bulunduğunu belirtti.
Direnç gelişiminin kullanılan antibiyotik miktarıyla doğru orantılı olduğunu söyleyen Sönmez, etkili enfeksiyondan korunma önlemleri ve akılcı antibiyotik kullanımı ile direnç oranları düşürülebilir. Böylece hem enfeksiyonları tedavi edebiliriz hem de antibiyotiklerin yan etkilerinden korunmuş oluruz dedi ve şunları aktardı: "Antibiyotik direncini önlemek için doktor, hasta, eczacı, hastane yönetimleri vb. ilgili herkes 'akılcı antibiyotik kullanımı' kurallarına uymalıdır. Enfeksiyon hastalıklarının erken tanısı için laboratuvar kaynakları geliştirilmeli; viral ve bakteriyel hastalık ayırımı yapılarak gereksiz ve yanlış kullanım önlenmelidir.
Hastanelerde düzenli olarak direnç araştırılmalı, bu direnç raporlarına uygun antibiyotikler kullanılmalıdır. Sağlık hizmeti ile ilişkili enfeksiyonları azaltmak için başta el temizliği olmak üzere enfeksiyon kontrol önlemleri en üst düzeyde uygulanmalıdır. Aşı ile önlenebilir hastalıkların aşısı uygulanarak antibiyotik kullanım ihtiyacı azaltılmalıdır. Hekime antibiyotik yazma konusunda baskı yapılmamalıdır. Covid-19 salgını ile uğraşırken antibiyotik direnci de göz önünde bulundurularak sadece bakteriyel enfeksiyon gelişen olgularda antibiyotik kullanılmalıdır. Covid-19 test sonuçları erken açıklanarak gereksiz antibiyotik kullanımı azaltılmalıdır." İHA



ABD, temel hakların bir numaralı düşmanı
Özgürlüğün adı sadece Özgürlük Heykeli'nde var!
Lider 3 yaş gençleşti!
İYİ Parti'de Dervişoğlu dönemi
Fenerbahçe derbide hata yapmadı
Beşiktaş bu sezon ezeli rakiplerini yenemedi
İmamoğlu şimdilik sadece izliyor
Saray ziyareti için ne düşünüyor?
Furkan Apartman davasında tek tutuklu sanık kaldı
3 sanık tahliye edildi
TZOB'tan TMO'ya çağrı
Çiftçi küstürülmesin
3 maaşlı eski bakan, Bilim Kurulu Üyesi!
Yeşilay kime çalışıyor?
Bakan'dan asgari ücret açıklaması
'Ekonomi denge işidir'
Hüseyin Baş'tan tasarruf çağrısı
'Örtülü ödenekten, Saray'dan başlasın'
'Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız'
Asker selamıyla gitti!
Muş'ta tedirgin eden görüntü
Aniden ortaya çıktı
İsrail Gazze'de tüm yaşam alanlarını yok ediyor
Su kuyularının yüzde 70'i tahrip oldu
ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı eylemler genişliyor
Protestolara işçi sınıfı da dahil oldu
UNRWA çalışanlarının soruşturmaları askıya alındı
İsrail iddialarını kanıtlayamadı
İYİ Parti'de seyircisiz kurultay günü
4 adaydan son mesajlar
ABD, temel hakların bir numaralı düşmanı
Özgürlüğün adı sadece Özgürlük Heykeli'nde var!
Lider 3 yaş gençleşti!
İYİ Parti'de Dervişoğlu dönemi
Fenerbahçe derbide hata yapmadı
Beşiktaş bu sezon ezeli rakiplerini yenemedi
İmamoğlu şimdilik sadece izliyor
Saray ziyareti için ne düşünüyor?
Furkan Apartman davasında tek tutuklu sanık kaldı
3 sanık tahliye edildi
TZOB'tan TMO'ya çağrı
Çiftçi küstürülmesin
3 maaşlı eski bakan, Bilim Kurulu Üyesi!
Yeşilay kime çalışıyor?
Bakan'dan asgari ücret açıklaması
'Ekonomi denge işidir'
Hüseyin Baş'tan tasarruf çağrısı
'Örtülü ödenekten, Saray'dan başlasın'
'Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız'
Asker selamıyla gitti!
Muş'ta tedirgin eden görüntü
Aniden ortaya çıktı
İsrail Gazze'de tüm yaşam alanlarını yok ediyor
Su kuyularının yüzde 70'i tahrip oldu
ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı eylemler genişliyor
Protestolara işçi sınıfı da dahil oldu
UNRWA çalışanlarının soruşturmaları askıya alındı
İsrail iddialarını kanıtlayamadı
İYİ Parti'de seyircisiz kurultay günü
4 adaydan son mesajlar

İzmir aktif faylar üzerinde

 
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir’in Deprem Master Planı’na ihtiyacı olduğunu belirterek acil mikro bölgeleme çalışması yapılması gerektiğinin altını çizdi. Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Alan da İzmir'in aktif fay zonları üzerine oturduğunu ve kentte her an 7 ve üstü büyüklükte bir depremle karşılaşma riski bulunduğunu aktardı.
 
27.04.2024 15:33:00
HABER MERKEZİ
  İzmir aktif faylar üzerinde
  İzmir aktif faylar üzerinde

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi işbirliğiyle bu yıl ikinci kez düzenlenen Jeoloji Festivali-JEOFEST'24 Kültürpark'ta devam ediyor. Açış programında Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, festivale katkılarından ötürü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'a çekiç hediye etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, tıp doktoru ve bilim insanı olduğunu ifade ederek, "Bana siyasetçi diyorlar. Ancak 36 yıl doktorluk yaptım. Neticede bilime inanan bir insanım ve sorunların çözümünde akıl ve bilimle yürümemiz gerektiğine inanırım. Her zaman bilim insanlarıyla bir şeyleri konuşmaktan keyif aldım. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde de yerel yönetimimiz bilim insanlarının dinlendiği bir konumda olacak" dedi.
Gözünün ve kulağının her zaman bilim insanlarında olduğunu aktaran Başkan Tugay, "Görevime başladığım günden bu yana acil müdahaleleri hızlıca halletmeye çalışırken aynı zamanda hayal ettiğim projeleri de hayata geçirmeyi planlıyorum. İzmir'in Deprem Master Planı'na ihtiyacı var. İzmir'in yer altını tanımamız gerek. Anladım ki büyük deprem üretebilecek fay hatlarına uzağız ancak zemin özelliğimiz hemen her yerden kırılacak bir konumda. 2020 depreminden sonra Karşıyaka'da mahalle mahalle zarar görmüş yerleri gezdim. Zemin bina ilişkisinin doğru kurulması gerektiğini bu depremde anladım. İzmir'de acil olarak mikro bölgeleme yapılması gerek. Bina envanterlerinin çıkarılması gerek. Bunlar yapılırken aynı zamanda yer altı soğuk ve sıcak su haritası çıkarılacak" diye konuştu.

İzmir'de deprem riski mevcut

Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Alan da aktif fay zonları üzerine oturan ve her an 7 ve üstü büyüklükte bir depremle karşılaşma riski bulunan İzmir'deki risklere dikkat çekti. Alan, "Afet İşleri Başkanlığı ile ilçelerde kurulan Afet İşleri müdürlüklerine liyakatli kadroların atanmasını arzu ediyoruz. Önümüzdeki dönemde Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, aktif fay zonları üzerine oturan kentlerimiz başta olmak üzere, bu kentlerin yerel idareleri mercek altına alınacak. Afete dirençli bir İzmir'i ortak akılla yaratmak mümkün" şeklinde konuştu. 28 Nisan akşamına kadar Kültürpark'ta devam edecek JEOFEST'24 çocuklara, gençlere ve tüm topluma jeoloji bilimini tanıtarak, dünyanın dününü, bugününü ve yarınını anlatmayı amaçlıyor. Festival 28 Nisan'da saat 11.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilecek.

Buğdayda maliyetler uçuşa geçti

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday hasadına sayılı günler kala yaptığı açıklamada, mazottan gübreye, işçilikten tarım ilaçlarına maliyetlerin fırladığına işaret ederek, "Çiftçilerimiz gereğini yaptı bu ülkemiz için stratejik öneme sahip buğdayını üretti. Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan 10 lira 87 kuruş olan üretim maliyetini dikkate alan buğday fiyatını açıklayarak çiftçilerimizi bir an önce rahatlatmalıdır" dedi. Buğdayda taban fiyat geçtiğimiz yıl 92.5 kuruştu. Bu yıl beklenen fiyat ise 14-15 TL bandında yer alıyor. 
 
27.04.2024 15:19:00 / Güncelleme: 27.04.2024 15:49:49
AHMET TURAN YİĞİT
Buğdayda maliyetler uçuşa geçti
Buğdayda maliyetler uçuşa geçti



Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday üretiminde hasat döneminin yaklaşmasını ve buğday üreticilerimizin sorunlarını yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. "Ülkemizin hemen hemen her ilinde üretimi yapılan, tarımsal üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi bekliyor" diyen Bayraktar, açıklamasında özetle şunları söyledi:
• Buğdayda kültürel işlemlerin yoğun olduğu Ekim-Mart döneminde mazot fiyatı ortalama 23 lira iken bu yıl aynı dönemde yüzde 76 artışla ortalama 40 liranın üzerine çıktı. Mazot fiyatı son bir yılda ise yüzde 105 oranında artış gösterdi.
• Taban gübresinin yoğun olarak kullanıldığı Ekim-Kasım-Aralık aylarında ise DAP gübresinin ortalama fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 20.20.0 gübresinin fiyat ise yüzde 22 oranında artış gösterdi. Şubat ve Mart ayında kullanılan ÜRE gübresinin fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında arttı.
• Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre; bölgesel bazlı değişmekle birlikte, Türkiye genelinde geçen yıla göre arazi kira ücretlerinde yüzde 64, işçilik ücretlerinde ise yüzde 75'e varan oranlarda artışlar yaşandı.

Tarla fareleri ciddi sorun!

• Bu yıl iklim değişikliğinin etkisiyle kış uykusundan erken uyanan tarla farelerinin popülasyonları arttı, fareler birçok ilde ekili hububat alanlarını istila etti. Bu durum zirai ilaç maliyetini geçtiğimiz yıla göre yüzde 52 oranında artırdı.
• Çiftçilerimizin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi.
• Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerine düşen görevi yaparak çoğunluğu buğday olmak üzere 12 milyon tonun üzerinde hububat alımı gerçekleştirdi. Haliyle Toprak Mahsulleri Ofisi'nin depoları doldu. Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi depolarının doluluğuna ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar çiftçilerimizi tedirgin ediyor. Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi'nin sorumluluğu geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttı.
• Çiftçilerimiz gereğini yaptı bu ülkemiz için stratejik öneme sahip buğdayını üretti. Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan 10 lira 87 kuruş olan üretim maliyetini dikkate alan buğday fiyatını açıklayarak çiftçilerimizi bir an önce rahatlatmalıdır.
• Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan alım merkezlerini hazır hale getirmeli, gerekirse geçen yıl olduğu gibi yığma alım yaparak, gelen buğdayın tamamını alacağını açıklamalıdır. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da Tarım Kredi Kooperatifleri ve TÜRKŞEKER de buğday alımı yapmalıdır.

İklim krizi tarımsal üretimi zorlaştırıyor

• Değişen iklim koşulları tarımsal üretimi her geçen yıl zorlaştırıyor. Çiftçilerimiz her üretim döneminde önceden tahmin edemediği risklerle karşılaşıyor. Bu yıl üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren toplam yağışlar ülke genelinde normalin üzerinde gerçekleşirken, artan sıcaklıklar farklı sorunları beraberinde getirdi. Bazı bölgelerde yağış ve beraberinde gerçekleşen aşırı sıcak hava artan nemle beraber buğdayda pas hastalığını artırırken, yine kış aylarının sıcak geçmesiyle artan fare popülasyonu çiftçilerimizi zora soktu. 
• Bahar yağışlarının oldukça önemli olduğu buğdayda özellikle bu 15 ilde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda kuraklık bekleniyor.
• Halen geçen yılın prim desteğini alamayan çiftçilerimiz var. Geçtiğimiz yıl Eylül ayında ürününü teslim eden bir çiftçimiz o günün şartlarında alacağı ton başına bin liralık prim ile 43 litre mazot alabilecekken bugün 23 buçuk litre mazot alabiliyor.

Buğday ithalatı tam gaz


Öte yandan TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin 2022'de 19 milyon 750 bin ton olan buğday üretiminin 2023'te yüzde 11.4 artışla 22 milyon tona yükseldiğine işaret ederek, "Bu üretim artışına rağmen ithalatımız da artış gösterdi. 2022 yılında 8 milyon 822 bin ton olan buğday ithalatımız üretimimizdeki artışın üzerinde yüzde 35 artışla yaklaşık 11 milyon 700 bin ton seviyesine yükseldi. Ülkemiz 2023 yılında yapmış olduğu buğday ithalatının yüzde 75'ini Rusya, yüzde 22'sini Ukrayna'dan gerçekleştirdi. Ülkemizde artan nüfusa paralel olarak buğday talebi artıyor. Buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirler zamanında alınmalıdır" dedi.

Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum

Sarıyer'deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı.
26.04.2024 18:40:00
İhlas Haber Ajansı
Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum
Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum


Sarıyer'deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024'de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.'nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.'yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

''Oğlum 'baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar' dedi''

Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.'de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.'den 26 Mart 2024'de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği'nde 'kötü muamele' konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, 'baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar' dedi. Sonrasında hizmetli 'müdür bey geliyor' diyerek telefonu yüzüme kapattı'' dedi.

''Dalga geçer gibi 'beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin' dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum''

İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ''Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana 'baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim' dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi 'beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin' dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım'' şeklinde konuştu.

Kazada şehit olan polis memuru son yolculuğuna uğurlandı

İstanbul'da görevi başındayken motosikletle kaza geçirerek şehit olan polis memuru Emrah Büke, memleketi Konya'nın Ereğli ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı.
26.04.2024 18:36:00 / Güncelleme: 26.04.2024 18:40:19
İhlas Haber Ajansı
Kazada şehit olan polis memuru son yolculuğuna uğurlandı
Kazada şehit olan polis memuru son yolculuğuna uğurlandı
İstanbul'un Ümraniye ilçesinde Atatürk Mahallesi Bağ Sokak üzerinde meydana gelen trafik kazasında polis memuru Emrah Büke, görevi esnasında motosikletle virajı alamayarak kaza yaptı.

Kazada ağır yaralanan polis memuru olay yerine ulaşan sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Polis memuru Emrah Büke, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Görevi esnasında şehit olan polis memuru Emrah Büke'nin cenazesi düzenlenen törenin ardından uçakla memleketi Konya'ya gönderildi.



Şehidin cenazesi defnedilmek üzere Konya'dan Ereğli ilçesine bağlı Kamışlıkuyu Mahallesine götürüldü. Şehit olan polis memuru Emrah Büke için ikindi namazını müteakip Kamışlıkuyu Mahallesinde cenaze namazı kılındı.

Şehit Büke'nin cenazesi namazın ardından Kamışlıkuyu Mezarlığında dualarla defnedildi. Şehit Emrah Büke'nin 4 ay önce göreve başladığı öğrenildi.

Şehidin cenaze namazına ailesi, yakınları, Konya Valisi Vahdettin Özkan, askeri ve mülki erkan ile vatandaşlar katıldı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.