IMF'nin Arjantin'i batırmasının ardından hemen herkesin aklına "Türkiye Arjantin olur mu?" sorusu geldi. Arjantin'i batıran IMF reçetesinin sahipleri, taraftarları, temsilcileri "Hayır Türkiye Arjantin olmaz" demek zorunda kaldılar. Çünkü henüz hasta komaya girmedi. Bakarsın birileri çıkar bir başka doktor ve bir başka reçete sunar da bütün hesaplar alt üst olur diye...
Peki meselenin aslı nedir? Gerçekten Türkiye Arjantin olur mu? Bu sorunun iki cevabı da doğrudur ve geçerlidir. Sizin tercihinize kalmış bir iş.
Eğer Türkiye Arjantin olsun derseniz; elbette olur. Siyasi ve ekonomik iflasın dışında Türkiye'yi Arjantin'den ayrı ve farklı kılan bir millet gerçeği var. Yani devletine, vatanına, bayrağına, milli ve manevi değerlerine bağlı olmanın da ötesinde onlar için canını vermeyi ilahi bir lütuf sayan Müslüman Türk milleti var. Dolayısıyla bu milleti Arjantin halkından farklı kılan bu özelliklerini elinden aldın mı hemen anında Arjantin'den de beter olur.
Türkiye Arjantin olmaz diyenler esasen kendi reçetelerine güvendiklerinden değil halkın bu özelliklerini bildiklerinden böyle konuşuyorlar. Ve bunun için de halkı işsiz-güçsüz bırakıp madden fakirleştirmenin yanında şimdi uzun zamandan beri başlattıkları milli, manevi, tarihi ve kültürel değerlerden koparıp manevi direncini kırmak ve böylece sosyal ve psikolojik iflasla son noktayı koymayı planlıyorlar. Eğer böyle devam ederse çok fazla bir şey de kalmadı denilebilir.
Ama hayır Türkiye Arjantin olmasın diyorsanız uyguladığınız bütün reçetelerden vazgeçmek ve bilhassa bu yüce milleti millet yapan kendi öz değerlerine inanmak, onları yaşamak ve yaşatmak zorundasınız.
Böyle bir tercihiniz yoksa; sizin Türkiye Arjantin olmaz iddianız; henüz vakti gelmedi manasına gelir ki bunun altından siz de kalkamazsınız.
O halde Arjantin örneğinden çıkarılacak tarihi bir ders vardır. Hatta şunu da hatırlatmakta fayda var. Bugün Arjantin'i batıranlar yarın Arjantin'i tekrar kurtarabilirler. Ama bugün Türkiye'yi batırmak isteyenler yarın kesinlikle Türkiye'yi kurtarmak istemezler.
Dünyanın gerek siyasi, gerek kültürel, gerek tarihi ve gerekse medeniyetler ve dinler coğrafyasında Arjantin'in yeri ve misyonu ile Türkiye'nin yeri ve misyonu asla mukayese edilemez.
Bir bakımdan da bugün Türkiye Arjantin olmaz diyenlerin bu sözlerinin arka planındaki beklentilerini iyi görmek lazım.
Ve şunu hiç unutmamalı; "Türkiye Arjantin olmaz" demek başkadır, Türkiye Arjantin olmasın demek daha başkadır. Yani "Türkiye Arjantin olmaz" diyenlerin bu sözlerle arka planda gizledikleri acı gerçekleri görmek lazım. Diğer taraftan da Türkiye'nin Arjantin olmasını istemeyenlerin sesine gerçek manada ve zaman geçirmeden kulak vermek artık kaçınılmaz bir zaruret olmuştur.
Bu tercihlere göre ilgililerin bir durum değerlendirmesi yaparak bugün Arjantin'in başına gelenlerin neden, nasıl ve niçin geldiğini de görerek Türkiye'nin geleceğine bu vesile ile bir daha bakmalarında fayda var.
Peki meselenin aslı nedir? Gerçekten Türkiye Arjantin olur mu? Bu sorunun iki cevabı da doğrudur ve geçerlidir. Sizin tercihinize kalmış bir iş.
Eğer Türkiye Arjantin olsun derseniz; elbette olur. Siyasi ve ekonomik iflasın dışında Türkiye'yi Arjantin'den ayrı ve farklı kılan bir millet gerçeği var. Yani devletine, vatanına, bayrağına, milli ve manevi değerlerine bağlı olmanın da ötesinde onlar için canını vermeyi ilahi bir lütuf sayan Müslüman Türk milleti var. Dolayısıyla bu milleti Arjantin halkından farklı kılan bu özelliklerini elinden aldın mı hemen anında Arjantin'den de beter olur.
Türkiye Arjantin olmaz diyenler esasen kendi reçetelerine güvendiklerinden değil halkın bu özelliklerini bildiklerinden böyle konuşuyorlar. Ve bunun için de halkı işsiz-güçsüz bırakıp madden fakirleştirmenin yanında şimdi uzun zamandan beri başlattıkları milli, manevi, tarihi ve kültürel değerlerden koparıp manevi direncini kırmak ve böylece sosyal ve psikolojik iflasla son noktayı koymayı planlıyorlar. Eğer böyle devam ederse çok fazla bir şey de kalmadı denilebilir.
Ama hayır Türkiye Arjantin olmasın diyorsanız uyguladığınız bütün reçetelerden vazgeçmek ve bilhassa bu yüce milleti millet yapan kendi öz değerlerine inanmak, onları yaşamak ve yaşatmak zorundasınız.
Böyle bir tercihiniz yoksa; sizin Türkiye Arjantin olmaz iddianız; henüz vakti gelmedi manasına gelir ki bunun altından siz de kalkamazsınız.
O halde Arjantin örneğinden çıkarılacak tarihi bir ders vardır. Hatta şunu da hatırlatmakta fayda var. Bugün Arjantin'i batıranlar yarın Arjantin'i tekrar kurtarabilirler. Ama bugün Türkiye'yi batırmak isteyenler yarın kesinlikle Türkiye'yi kurtarmak istemezler.
Dünyanın gerek siyasi, gerek kültürel, gerek tarihi ve gerekse medeniyetler ve dinler coğrafyasında Arjantin'in yeri ve misyonu ile Türkiye'nin yeri ve misyonu asla mukayese edilemez.
Bir bakımdan da bugün Türkiye Arjantin olmaz diyenlerin bu sözlerinin arka planındaki beklentilerini iyi görmek lazım.
Ve şunu hiç unutmamalı; "Türkiye Arjantin olmaz" demek başkadır, Türkiye Arjantin olmasın demek daha başkadır. Yani "Türkiye Arjantin olmaz" diyenlerin bu sözlerle arka planda gizledikleri acı gerçekleri görmek lazım. Diğer taraftan da Türkiye'nin Arjantin olmasını istemeyenlerin sesine gerçek manada ve zaman geçirmeden kulak vermek artık kaçınılmaz bir zaruret olmuştur.
Bu tercihlere göre ilgililerin bir durum değerlendirmesi yaparak bugün Arjantin'in başına gelenlerin neden, nasıl ve niçin geldiğini de görerek Türkiye'nin geleceğine bu vesile ile bir daha bakmalarında fayda var.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010