Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı yıllık enflasyonunun yüzde 50.51 olduğunu açıkladı. ENAG'a göre ise yıllık enflasyon yüzde 112.51…
İki enflasyon rakamı da aynı ülkede, Türkiye'de hesaplanıyor ama aralarında ciddi bir uçurum var. Herkes kendi yaşadığı fiyat artışlarına göre rakamları mukayese etsin. Benim şahsen maruz kaldığım enflasyon, faturalarımı, harcama kalemlerimi incelediğimde ENAG'ınkine daha çok uyuyor.
TÜİK'in yüzde 50.51'lik enflasyonuna bakılırsa Temmuz ayında asgari ücrete herhangi bir zam gözükmüyor. Çünkü bu yılın başında 5 bin 500 TL olan net asgari ücrete yüzde 54.66 bir zam yapılarak 8 bin 506 TL'ye yükseltilmişti.
TÜİK'in enflasyonu bu orandan daha düşük.
Seçim öncesi en düşük emekli maaşlarına 2 bin TL ilave yapılınca asgari ücretlide bir zam beklentisi oluşmuştu. Hatta seçim öncesi zam olur düşüncesine kapıldılar ama TÜİK'in enflasyonuna göre bırakın seçim öncesini, seçim sonrası da durum umutsuz görünüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Çalışma Bakanı Bilgin de seçim öncesi zam olmayacağını açıklamış, zam için Temmuz ayına işaret etmişlerdi.
TÜİK'in verilerine göre Mart ayına ilişkin yıllık gıda enflasyonu yüzde 67.89…
TÜİK'in verileri ENAG'a göre çok düşük gözükmesine rağmen, diğer ülkelerle mukayese edildiğinde aslında pek de düşük değil.
Bir tarım ülkesi olan Türkiye'de enflasyona en büyük katkı maalesef yine gıda sektöründen geldi. Mart ayında fiyatı en fazla artan ürün yüzde 19.90 ile dana eti…
Dana etini yüzde 15.16 ile şarküteri ürünleri ve diğer et çeşitleri, yüzde 11.16 ile yumurta ve yumurtayla ilgili ürünler takip ediyor.
Normal şartlar altında üretici olmamız sebebiyle ülkemizde en uygun olması gereken ürünler, diğer ülkelere göre pahalı ve hatta enflasyonu yukarı çekiyor.
Et fiyatlarındaki artışın nedeni olarak bakın uzmanlar ne diyor:
Türkiye Kasaplar, Besiciler Et ve Et Ürünleri Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu Bölge Başkanvekili Veysel Günal, zamların otomatiğe bağlandığını belirtti. Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Veteriner Dr. Ahmet Yücesan fiyat artışının geçmişten gelen üretim maliyetiyle ilgili olduğunu savundu. Yücesan, "Enflasyonla alakalı yansımalardır. Bunun direkt birebir piyasaya açılmamasının nedeni az önce konuştuğumuz gibi talepte bir artış, üretimde de biraz azalma olduğu için bu fiyat yavaş yavaş yukarı doğru çıkmaya başladı" dedi.
Tarımda olduğu gibi hayvancılıkta da temel girdilerin çoğu ithal, maliyetler sürekli artıyor, destekler yetersiz, çiftçi dönemiyor, sahipsiz…
Önce süt fiyatları maliyetleri karşılamadı, süt inekleri kesime gitti, şimdi de yeterli hayvan bulunamıyor. Hükümet de yerli üreticinin önünü açacağına ithalatın kapısını açıyor, çiftçi darbe üstüne darbe yiyor.
Kısaca bugün et, süt ve yumurta fiyatlarındaki astronomik artışın temel sebebi, hükümetin uyguladığı yanlış politikalar…
Dana eti aylık yüzde 19.90 zamlandı ama yılbaşından bugüne zam yüzde 60 oldu. Kıymanın fiyatı 300 TL seviyesine çıkarken, vatandaşlar artık kıymaya ulaşamaz durumda.
Gıda enflasyonunda dünyada 5'inci sıradayız. Dünya Bankası Şubat ayı verilerini kullanarak bir sıralama yaptı. Sıralama şöyle: Lübnan yüzde 139, Zimbabve yüzde 138, Arjantin yüzde 103, İran yüzde 73, Türkiye yüzde 69, Mısır yüzde 62, Ruanda yüzde 60, Gana yüzde 59, Surinam yüzde 58, Sri Lanka yüzde 54... İşte Türkiye'nin gıda enflasyonunda içinde bulunduğu kategori böyle, Zimbabve ile Ruanda arasında…
Bir diğer önemli husus ise, paramızın değerinin günden güne erimesi…
Paramız değer kaybettikçe, devletimiz de kaybediyor, milletimiz de… Dışarıdan alınan borçlar durduğu yerde artıyor, yerli üretim ve emeğin değeri eriyor.
Ülkemiz Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi, Bulgar'a, Yunan'a, Gürcü'ye, İngiliz'e, Rus'a hatta sığınmacıya ucuz, vatandaşlara ise pahalı hale geliyor.
Paramızdaki erimeyi göstermesi açısından şu mukayese oldukça önemli:
İlk kez 1 Ocak 2009'da cüzdanımıza giren 200 TL'lik banknot ile o gün 3 çeyrek altın, 131 dolar, 94 Euro ya da 63.5 litre benzin alabiliyorduk.
Aradan 14 yıl geçti, bugün en büyük banknotumuz yine 200 TL…
Bugün tanesi bin 950 liraya yükselen 3 çeyrek altını alabilmek için 5 bin 645 lira gerekiyor. Bu da yaklaşık 28 adet 200 TL'lik banknot yapıyor.
Bugünün 200 lirası 10.5 dolar, 9.6 Euro ediyor. Bugün aynı benzin için bin 380 lira gerekiyor. 200 liralık benzin alan yolda kalıyor.
Hükümet yetkililerine bir kez daha hatırlatalım, itibar saraylarda değil, itibar, vatandaşların alım gücünde, paramızın, emek ve üretimimizin değerinde…
Bugün bunların hepsi maalesef ayaklar altında…
Bunu tersine çevirmek istiyorsak tek yol haritası var, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli; tek bir adres var, bu modeli hayata geçirecek olan BTP ve lideri Hüseyin Baş… İktidarıyla, muhalefetiyle, devletiyle, milletiyle bu gerçeği fark etmedikçe sürünmeye devam edeceğiz.
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024