O, sarp kayalıklarda gül yetiştiren bahçıvandı.
O, dünyasını ahireti için yaşadı.
O, kendisini Türk milletinin birliğine, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tam bağımsızlığına ve vatanın bölünmez bütünlüğüne adadı.
Evet, O, çağın bilgesi, insanlığın kurtuluş kapısı, her yönüyle örnek insan, Prof. Dr. Haydar Baş.
Hakk'a vuslatının 4'üncü yıl dönümünde o büyük insanı, çok kıymetli Hocamızı rahmetle, saygıyla ve hasretle anıyoruz.
O, "Ölüm, bedensiz hayata geçiştir", "Sevgiliye vuslattır" diyerek o korkulu rüyamız ölümü bile bizlere sevdirmişti.
Cenab-ı Hak, o vefalı Dost gibi cümlemize hayırlı bir hayat, hayırlı bir ölüm ve hayırlı bir ahiret hayatı nasip eylesin.
O, "Önce insan" dedi, "İnsan gönüldür gönül" dedi ve "İnsan meselesi halledilmeden hiçbir mesele halledilemez" dedi.
Bütün çözüm ve projelerinin merkezine "insan"ı koydu ve çağlar üstü model ve tezler ortaya koydu.
Hiçbir tarihçinin, din aliminin ortaya koyamadığı, İslam dünyasında tüm fitneleri ortadan kaldıracak, birliği beraberliği tesis edecek Ehl-i Beyt külliyatını yazdı.
Hiçbir tarihçinin, Atatürkçünün ortaya koyamadığı, Atatürk'ü her yönüyle anlatan ve belgelerle dindar kimliğini ön plana çıkartan Hoş Geldin Atatürk eserini yazdı.
Hiçbir sosyoloğun yazamadığı, devletin ve devleti yöneten siyasilerin asli vazifesinin hiçbir ayrım yapmaksızın milletinin her bir ferdine hizmet olduğunu ortaya koyan Sosyal Devlet Milli Devlet tezini yazdı.
Ve O, insanlık tarihi boyunca hiçbir ekonomistin ortaya koyamadığı, uygulayan ülkelere ekonomik bağımsızlığı kazandıracak dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'ni yazdı.
Yazdığı bütün eserler, yaptığı bütün çalışmalar devrim niteliğindeydi, BTP lideri Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi, "Haydar Hoca aslında ezber bozandı" ve O, tarihin en büyük devrimcilerinden biriydi.
O, en çok birlik ve beraberlik duruşuyla tanınıyordu. Yukarıda saydığımız tüm eserlerin temelinde de bu birlik ve beraberlik duruşu vardı.
Ehl-i Beyt tevhidin merkezi, Atatürk birleştirici harç, Milli Ekonomi Modeli birlik ve berberliğin ekonomik sistem, Sosyal Devlet Milli Devlet ise birlik ve beraberliğin koruyucu kalkanı.
O, dini ve milli değerlerin, Türk milletinin olmazsa olmazı olduğunu hep vurgulardı.
"Dini bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüzün, milli bütünlüğümüz de dini bütünlüğümüzün teminatıdır" derdi.
"Evlerinize bayrak asın, eğer asmazsanız, başka milletlerin askerleri gelir sizin evlerinize kendi bayraklarını asarlar" derdi.
"Milli bayramlarını kutlayanlar, dini bayramlarını da kutlayamazlar" derdi.
"Bu vatan bizimdir, bizim kalacaktır" derdi.
"Ne AB, ne ABD tam bağımsız Türkiye" derdi.
O, milletimizin birliğini ve vatanımızın bölünmez bütünlüğünü hedef alan tüm zehirli akımlara ve menfur projelere karşı büyük bir mücadele verdi.
FETÖ'yle gerçekten mücadele eden tek kişi oydu, O, dinlerararası diyalog faaliyetlerine dur dedi. O, birilerinin çıkartmak istediği Alevi-Sünni, sağ-sol, Türk-Kürt, laik-antilaik çatışmalarını, "birlik" duruşuyla engelledi. Vatandaşlık Maaşı projesini ülkemizdeki terörü bitirmek için ortaya koydu.
O, kendisini ve kurduğu Bağımsız Türkiye Partisi'ni tanımlarken şöyle tanımlardı: "Biz dindarız, ama dini siyasete alet edenler değiliz. Biz ulusalcıyız, mandacı değiliz. Biz milliyetçiyiz ama kafatasçı, şövenist bir milliyetçi değiliz."
O'nun milliyetçilik anlayışı aynen Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi, "Ne mutlu Türk'ün diyene" anlayışına dayalı, "Laz'ıyla, Kürt'üyle, Türk'üyle, Boşnak'ıyla, Çerkez'iyle hepimiz biriz, beraberiz ve Türk milletiyiz" anlayışına dayalı bir milliyetçilikti.
O, yazdığı Milli Ekonomi Modeli ile dünyadaki tüm ekonomik dengeleri değiştirdi, kendi ifadesiyle "Sessiz bir devrimle Kapitalizmi tarihe gömdü."
Yazdığı bu eşsiz model hakkında 10 uluslararası kongre yapıldı ve bu kongrelere katılıp tebliğ sunan 500'ü aşkın bilim insanı, bu modelin "tek çözüm" olduğunu vurguladı, Prof. Dr. Haydar Baş'ı Nobel'e aday gösterdi.
O, öğrencileri yerli ve yabancı profesörler olan büyük bir profesör, bir akademisyen, bir ilim adamıydı.
O'nun dış politika anlayışı da ülkemizi koruyan ve dünyada barışı sağlayacak olan bir anlayıştı. "Üzerimizde hesabı olmayan ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmeliyiz" derdi. "Bölgesel sorunları bölge ülkeleriyle bir araya gelerek ikili anlaşmalarla çözmeliyiz" derdi.
O'nu anlatmaya ne sözler ne de satırlar yeterli.
O, bize güzel emanetler bıraktı; Bağımsız Türkiye Partisi, lideri Hüseyin Baş, yetiştirdiği on binlerce Haydar Baş, yazdığı eserler, ortaya koyduğu ölçüler ve daha niceleri. Son nefesimize kadar bıraktığı emanetler bizim yoldaşımızdır, yol haritamızdır.
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- Kuzeyden güneye ‘İsrail koridoru’ tamamlanıyor / 07.12.2024
- ‘Halep’e girdik’ derken Kıbrıs’ı kaybediyoruz / 06.12.2024
- Suriye’deki gelişmeler BOP’un uzantısı / 04.12.2024
- Fırat’ın batısı da, doğusu gibi devlet istiyor / 03.12.2024
- Gelmiş ve gelecek tüm kadınların en üstünü: Hz. Fatıma (a.s.) / 30.11.2024
- Savaş riski varsa, ithalat neden? / 27.11.2024
- Siyasiler, bölünmeyi teşvik ediyor / 26.11.2024
- Birlik ve beraberliğin merkezi: Ehl-i Beyt / 23.11.2024