Asya ile ciddi ticaret açığı var

RECEP BAHAR/İSTANBUL

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu (CACCI) iş birliğiyle düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomi Zirvesi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirildi. Çin'den Hindistan'a, Rusya'dan Pakistan'a 300'ü aşkın yabancı iş insanının katıldığı konferansın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye ekonomisine ilişkin verileri paylaştığı konuşmasında, kamu borç stokunun milli gelire oranının son 16 yılda yüzde 60'tan yüzde 9'a gerilediğini kaydetti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) Türkiye'nin ekonomi politikaların mutfağında yer aldığına işaret eden Oktay, şunları söyledi:

"Bizler ekonomik kalkınmamızı özel sektör nezdinde gerçekleştirmekteyiz. Uluslararası yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapmaları için destek veriyoruz. Türkiye, Dünya Bankası İl Yapma Kolaylığı sıralamasında geçen yıl 17 basamam sıçrayarak 43. sıraya yükselmiştir. Türkiye olarak dünya nüfusunun yüzde 40'ını kapsayan Asya-Pasifik bölgesiyle en kısa sürede 100 milyar dolar ticaret hacmini geride bırakmak istiyoruz."

Ticaret dengesizliği var

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da konferansa kadın, genç girişimcilerle KOBİ'lerin dâhil edilmesini çok önemsediğine işaret ederek, Asya-Pasifik bölgesinin son dönemde önemli gelişmelere imza attığını belirtti. Pekcan, şunları söyledi: "Asya Pasifik ülkelerinin küresel ekonomi içerisindeki payı 2001 yılında yüzde 23,1 seviyesinde iken 2017 yılında yüzde 29,7'ye yükselmiştir.

Aynı dönemde küresel ihracattan aldıkları pay ise yüzde 25,8'den yüzde 33,7'ye yükselmiştir. Bu veriler, Asya Pasifik Bölgesi'nin küresel üretim ve ticaret açısından yeni bir ağırlık merkezi haline geldiğini açıkça göstermekte. Son 30 yılda 500 milyon Çinli fakirlikten kurtuldu. Şimdi 300 milyon zengin Çinli var. Güney Kore, ABD'nin ardından en fazla marka çıkaran ikinci ülke konumuna geldi.

Tayvan yarı iletken üretiminde dünyada ilk sırada. Asya-Pasifik dünyanın yeni ağırlık merkezi oldu. Bunun devam edip etmeyeceğini elbette zaman gösterecek." Asya-Pasifik bölgesinin aynı zamanda tüketim merkezi haline geleceğine işaret eden Pekcan, "Türkiye olarak Çin ve Hindistan'ı özel hedef ülkeler olarak değerlendiriyoruz. Ancak Asya-Pasifik bölgesine ihracatımız 9.1 milyar dolar, bölgeden ithalatımız ise 56.4 milyar dolar.

Bölgeyle 47.3 milyar dolar ticaret açığı veriyoruz. Bu sürdürülebilir değil. Bunun dengeli hale getirilmesi gerekir. 2002'den bu yana ihracat artışı yüzde1.5; ithalat artışı yüzde 100... Bu böyle gitmez.

Kore ve Malezya ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzaladık, Japonya ile STA görüşmeleri sürüyor. Çin'in başlattığı Kuşak Yol Girişimini destekliyoruz. Asya-Pasifik ile entegrasyonumuzu hızla geliştirmek istiyoruz. Ticaretin dengeli hale gelmesi için yatırımcılara her türlü desteği vermeye hazırız."

Asya-Pasifik Ticareti, Atlantik'i geçti

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da CACCI Konferansı'nda yaptığı konuşmada, İstanbul'un 82 milyar dolar ihracat hacmi, 240 milyar dolara ulaşan milli geliriyle 130 ülkeyi geçen bir ekonomik büyüklüğe sahip olduğuna işaret ederek, "Yılda 11 milyona yaklaşan yabancı turist sayısıyla, dünyanın en çok ziyaret edilen ilk 10 şehri arasındadır" dedi.

Dünya ekonomisindeki büyümenin yüzde 60'ını Asya-Pasifik ülkelerinin sağladığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:"Tarihte ilk defa, Pasifik üzerinden yapılan ticaret, Atlantik'i geçti. 21. yüzyılın bir 'Pasifik Yüzyılı' olması öngörülüyor. Akdeniz, eski dünyanın okyanusuydu. Atlantik, bugünün okyanusu, Pasifik ise geleceğin okyanusu. Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi, Uzak Asya'ya kayıyor.

Yani Pasifik yüzyılına girmiş bulunuyoruz. Her türlü ürün, farklı kalite ve ölçeklerde, burada üretiliyor. 3 milyarın üzerinde tüketicisiyle, en büyük küresel pazar burada. Vizyonumuz, Asya-Pasifik Bölgesi'ndeki iş dünyasıyla, Türk iş alemi arasında, güçlü ve kalıcı ekonomik entegrasyon sağlamak.

Ticaret en büyük barış kaynağıdır. Ticaret yapan, savaşı konuşmaz, birbirine kötü bakmaz. Ticaretin artması, refah ve kalkınmayı sağlar. Bu nedenle, ülkeler arasındaki ticaretin gelişmesi, küresel barışa giden en kısa yoldur."