Bugün telefonum çaldı.
Arayan Fatih Sultan Mehmet Anadolu Lisesi Okul Müdürümüz Sayın Sami Atilla Beyefendi idi.
Sıcak kanlı ve samimi ses tonu, her zamanki gibi zarif bir insan olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştu.
"Bir konu var. Bir şeyler yapmak istiyoruz. Müsait isen gel" dedi.
Konu, lisemiz ve Sami hocam olunca akan sular durur tabi.
Projeyi anlattı. Gözlerindeki ışık, öğrencilere olan sevgisi ve idealist bir idareci olması takdire şayan bir karakter timsali.
Hem FSM Anadolu Lisesi öğrencileri için, hem de Gebze için örnek bir proje olması sebebi ile acil yapılması gereken bir iş olduğunu düşünüyorum.
İşin adı okula tiyatro sahnesi ve konferans salonu kazandırmak.
Mezun olduğumuz okula ve binlerce mezun yetiştiren bu güzide kuruma bir borcumuz olarak görüyorum.
Üst düzey şartlarda bir eser oluşturabilmek için ne gerekiyorsa yapacağız .
Şu an boş olan duvarlar arasında dolanırken kendimi 2000'li yıllara lise zamanlarıma gitmiş buldum.
2002 yılı idi. Gebze Lisesi yıllarım.
Edebiyat hocamız vardı, Elmas Hanım, "Bir oyun koyalım okul tiyatrosu için" demişti.
İl geneli okullar arası tiyatro yarışmasına katılmak için.
Benim de özel tiyatroda oynadığımı bildiğinden kadroya dahil etmişti.
Çok sevinmiştim.
Büyük usta Turgut Özakman'ın bir piyesini sahneye koymaya çalışmıştık.
"Ah şu gençler" adında müzikal bir oyundu.
Konusu aile kurumunu ve onu oluşturan çekirdek aile üyelerinin toplumsal yaşamdaki duruşlarını, dertlerini ve yaşama yaklaşımlarını anlatmakta idi.
Bir araya gelen gençler, "Ne yapalım?" sorusuna en sonunda çözüm buluyorlar ve tiyatro yapmaya karar veriyorlar.
Şiirler söyleyip, şarkılar okuyorlar, taklitler yapıp, fıkralar anlatıyorlar.
İki gencin birbirlerini sevmeleri, evlenlemeleri, çocuklarının büyüyüp gelişmeleri ve kendi gençlikleri ile kıyaslamaları ile devam eden, çatışmadan beslenen kara komedi.
Eski günler geldi aklıma duygulandım.
Aynı oyunda olduğu gibi elinde hiçbir malzeme, materyal olmadan bir araya gelen öğrencilerin, "Hadi gelin tiyatro yapalım" demeleri gibiydi.
Okulun en üst katında, kırık sıraların arasında elimizde bir iki tane text birimize okuyarak ezber yapmaya çalışan öğrenci topluluğu.
Kıyafet provası yok, sahne yok, dekor yok, ses sistemi, makyöz yok yok.
Ona rağmen bir umut bir araya gelen öğrenciler ve edebiyat hocamız Elmas hanımın üstün gayretleri.
İşte tam da bu noktada bir insan çıkıyor ve makus kaderi değiştirmek için gönlünü, emeğini ortaya koyuyor.
Sağolasın Sami Bey.
Her alanda okulu başarıdan başarıya koşturan, öğrencileri madalyalar almaya hak kazandırtan destekleri veren eğitimciler sayesinde daha güzel yarınlara umutla yürüyecek gençler yetiştirecektir.
Bu işi projelendirip eğitim öğretim sonuna kadar nihayete kavuşturacağız.
Sizin gibi eğitimcilere minnettarız.
(Projenin başlangıç ve yapım sürecini, peyderpey paylaşacağım.)
- 'Sudan geçtim susuzum, yüküm ekmek karnım aç' / 15.07.2025
- Tiyatro / 12.07.2025
- Kentin boş duvarları / 11.07.2025
- Muharrem ayı ve Ehl-i Beyt / 09.07.2025
- Düzeltme / 07.07.2025
- Kul Himmet / 06.07.2025
- “Meşhur” mu, “meçhul” mü? / 19.06.2025
- Gebze Lisesi, FSM Anadolu Lisesi ve okul dergisi / 17.06.2025
- Kim? / 16.06.2025