"Atatürk'ün bir sözü vardı
Yediveren bir gül gibi açardı.
Atatürk'ün bir atı vardı
Etilerden beri yaşardı.
Atatürk'ün bir resim vardı
Buğday tarlası gibi ağardı.
Atatürk'ün bir saatı vardı
Durmadı"
(Melih Cevdet Anday)
Atatürk ölmedi yüreğimde yaşıyor/İstiklal savaşında bayrağı O taşıyor/Her gücü O aşıyor.
Türklüğü güç veren devrimler senin/Yurduma çizdiğin aydın yol senin/Gençlik senin, sen gençliğinsin/Ölmedin ölemezsin, ölmedin ölemezsin…
İlkokul yıllarında belleklerimize yüklenen bu marşla, Atamız hiçbir zaman ölmedi ve ölmeyecek… O yüreklerimizde, benliğimizde her daim yaşayandır… O sadece bizim değil tüm dünya insanlığının gönlünde yaşamaktadır. Yüzlerce ülkede büstü, caddesi ve anıları vardır. Tüm yaşantısı boyunca tüm dünya insanlığına örnek olmuş ve gönüllerinde taht kurmuştur… Ölümünde O'na tüm dünya ağlamıştır…
Tahran gazetesinde 21 Kasım 1938 yılında çıkan bir haber aynen şöyledir: "Bu gibi dehalar ancak görünüşte ölürler. Çünkü gerçekte ulusların anlayışlarında derin silinmez izler bırakan eserleriyle daima yaşarlar. Böyle insanlar bir kuşak için doğmadıkları gibi belirli bir devre içinde doğmazlar. Bu gibi insanlar ulusların bu nimetler kaynağından durmaksızın yararlanmalarına imkân vermek suretiyle yüzyıllarca ulusların tarihine egemen olacak insanlardır."
Cumhuriyet'in 12. yıldönümü için hazırlanan dövizler görüşü alınmak için Atatürk'e gösterilir. 'Atatürk bizim en büyüğümüzdür', 'Atatürk bu milletin en yükseğidir', 'Türk milleti asırlardan beri bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı' vs... Atatürk hiçbirini beğenmez; hepsinin üzerini çizer ve şöyle yazar: 'Atatürk bizden biridir'. (Falih Rıfkı Atay, Babanız Atatürk)
O bizden içimizden biri. Beni milletim bakar diyerek tüm mal varlığını milletine armağan etmiştir.
"10 Haziran 1937 günü Trabzon'a gelen Atatürk, burada akşam yemeği sırasında, 'bana bir bordo imzalatırlar ama ne para veren olur ne de paranın hesabını… - o anda ellerini cebine sokarak-cebimde para yok… Benim zaten o paraya ihtiyacım yok. Masrafım da yok. Bir tek insana bu millet bakar. Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime vermekle ferahlık duyuyorum. İnsanın serveti, kendi manevi kişiliğinde olmalıdır. Ben büyük milletime daha neler vermek istiyorum. Yıllarca önce düşündüğüm bu işi Trabzon'da tamamlamak mukaddermiş' der ve bütün mal varlığını ulusuna bağışlama kararına ilişkin düzenlettirdiği yeni belgelerin altını imzalar. Biz bu cümlede, hiç örneğini görmediğimiz bir lider kimliği ile karşılaşıyoruz. Hangi devlet adamımızda bu kadar hassas bir ölçü görüyoruz. Hangisi sahip olduklarını bu derece Türk milletine bırakabilmiş ve "bana milletim bakar" diyebilmiştir. Atatürk'ten sonra hiçbiri… (Hoş Geldin Atatürk, Prof. Dr. Haydar Baş, shf.150)
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023