İmam Ali (a.s), halifeliği kabul ettikten sonra minbere çıktı ve Allah'a hamdüsena edip, Resulullah'a salât ve selâm getirdikten sonra şöyle buyurdular:
"Ey insanlar! Şimdiden ilan ediyorum. Milletin hakkı olan beytülmalden ceplerini doldurup mülkler edinenleri, en güzel atlara binip en güzel cariyeleri alanları, dünya lezzetlerinde boğulmuş olanları yarın engellediğimde ve haksız yere elde ettiklerini geri alıp, sadece hak ettiklerini kendilerine bıraktığımda, "Ali b. Ebu Talip, bizi gafil avladı!" demesinler. Bugün açıkça söylüyorum. Bütün ayrıcalıkları ortadan kaldıracağım. Hatta Peygamber'in sahabesi olma ayrıcalığını ve İslâm'a geçmişte yaptığı hizmetlerden dolayı kazanılan ayrıcalıkları bile..."
"Geçmişte kim Peygamber'in (s.a.a) sahabesi olma şerefine nail olmuşsa ve İslâm'a hizmet etmişse, mükâfatını Allah verecektir. Bu parlak geçmişler, insanlar arasında ayrıcalık nedeni olmayacak. Haberiniz olsun! Kim Allah ve Resul'ünün çağrısına olumlu karşılık verir, bizim inanç sistemimizi tasdik eder, dinimize girer ve kıblemize yönelirse, İslâm'dan kaynaklanan hakları ve hudutları da kendisi için gerekli kılmış olur. Sizler Allah'ın kullarısınız. Mal da Allah'ın malıdır. Bu mal aranızda eşit şekilde paylaştırılır. Bu hususta kimsenin bir başkasına üstünlüğü yoktur. Ama muttakiler için yarın Allah katında en güzel karşılık ve en üstün ödül vardır."
Bu konuşmaların ardından Hz. Ali (a.s) Beyt'ül-Malı bölerken fark koymaksızın onu halk arasında eşit olarak bölüyordu. Hz. Ali'nin (a.s) bu tutumu bazı kimseleri rahatsız etmişti, bundan dolayı birçokları da Lanet Muaviye'nin yanında yer almışlardı.
Hz. Ali'nin (a.s) dostlarından bazıları Hazretin huzuruna varıp şöyle dediler: "Eğer siyasetçi kimseleri iş başına getirir ve onları başkalarına tercih etmiş olursan, işlerin ilerlemesi için daha uygun olur.
Hz. Ali (a.s) onların bu önerisinden sinirlenip şöyle buyurmuşlardır:
"Acaba hükümetim altındaki insanlara zulmederek bu vesileyle kendi çevremde dostlar toplamamı mı bana öneriyorsunuz? Allah'a ant olsun ki yer ve gök var olduğu müddetçe bu işi yapmayacağım. Eğer mal kendimin olsaydı onu eşit olarak bölerdim, nerede kaldı ki mal Allah'ın malıdır! (Nehcu'l-Belağa)
"Ey insanlar! Şimdiden ilan ediyorum. Milletin hakkı olan beytülmalden ceplerini doldurup mülkler edinenleri, en güzel atlara binip en güzel cariyeleri alanları, dünya lezzetlerinde boğulmuş olanları yarın engellediğimde ve haksız yere elde ettiklerini geri alıp, sadece hak ettiklerini kendilerine bıraktığımda, "Ali b. Ebu Talip, bizi gafil avladı!" demesinler. Bugün açıkça söylüyorum. Bütün ayrıcalıkları ortadan kaldıracağım. Hatta Peygamber'in sahabesi olma ayrıcalığını ve İslâm'a geçmişte yaptığı hizmetlerden dolayı kazanılan ayrıcalıkları bile..."
"Geçmişte kim Peygamber'in (s.a.a) sahabesi olma şerefine nail olmuşsa ve İslâm'a hizmet etmişse, mükâfatını Allah verecektir. Bu parlak geçmişler, insanlar arasında ayrıcalık nedeni olmayacak. Haberiniz olsun! Kim Allah ve Resul'ünün çağrısına olumlu karşılık verir, bizim inanç sistemimizi tasdik eder, dinimize girer ve kıblemize yönelirse, İslâm'dan kaynaklanan hakları ve hudutları da kendisi için gerekli kılmış olur. Sizler Allah'ın kullarısınız. Mal da Allah'ın malıdır. Bu mal aranızda eşit şekilde paylaştırılır. Bu hususta kimsenin bir başkasına üstünlüğü yoktur. Ama muttakiler için yarın Allah katında en güzel karşılık ve en üstün ödül vardır."
Bu konuşmaların ardından Hz. Ali (a.s) Beyt'ül-Malı bölerken fark koymaksızın onu halk arasında eşit olarak bölüyordu. Hz. Ali'nin (a.s) bu tutumu bazı kimseleri rahatsız etmişti, bundan dolayı birçokları da Lanet Muaviye'nin yanında yer almışlardı.
Hz. Ali'nin (a.s) dostlarından bazıları Hazretin huzuruna varıp şöyle dediler: "Eğer siyasetçi kimseleri iş başına getirir ve onları başkalarına tercih etmiş olursan, işlerin ilerlemesi için daha uygun olur.
Hz. Ali (a.s) onların bu önerisinden sinirlenip şöyle buyurmuşlardır:
"Acaba hükümetim altındaki insanlara zulmederek bu vesileyle kendi çevremde dostlar toplamamı mı bana öneriyorsunuz? Allah'a ant olsun ki yer ve gök var olduğu müddetçe bu işi yapmayacağım. Eğer mal kendimin olsaydı onu eşit olarak bölerdim, nerede kaldı ki mal Allah'ın malıdır! (Nehcu'l-Belağa)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025