Mekke'nin fethinde Hz. Peygamber kimin evine misafir oldu dersiniz? Elbette herkes doğruca evine gitti ve orada kaldı diyecektir. Ama öyle olmadı sevgili okurlar. O direkt biricik sevgilisi Hz. Hatice'sinin yanına, onun kabrinin başucuna gitti.
Yanına Hz. Ali ve Hz. Fatıma annemizi alarak Hz. Hatice validemizin kabrinin yanına gidip orada çadır kurdurup üç gece orada kaldılar. Sağlığında Hz. Hatice'nin misafiriydi vefatından sonra da onun misafiri oldu. Ve bu üç gün süresince kurbanlar keserek Hz. Hatice validemizin tanıdıklarına, yarenlerine dağıttılar…
Mekke fethedilince Hz. Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa, fetih bayrağını Hz. Hatice'nin kabrinin başına diktirmişti. Mekke gerçekte Hz. Hatice tarafından 13 yıl önce fethedilmişti. Değil mi ki Hz. Hatice, Mekke'yi fethedecek Hz. Muhammed Mustafa'nın kalbini fethetmişti. Gönlünün derinliklerinde yerini almıştı…
Hz. Peygamber, Asr-ı Saadet medeniyetinin temellerini, Hira Mağarasında Hz. Hatice annemiz ile birlikte atmıştı. Hatice anamız Rabbimizin en vefalı kuluydu. Yanında vefa timsali Hz. Hatice gibi yüce bir eş vardı.
Efendimiz (s.a.a) Hiranur Dağı'nda bazen çok uzun süre kalırdı. Bu süre içinde Hz. Hatice validemiz bizzat Hira'ya kendisinin hizmetçileri olmasına rağmen; yiyecek, giyecek ve erzak taşırdı. Hz. Hatice validemiz, muhterem eşi Hira Mağarasına inzivaya çekildiğinde, emrinde yüzlerce hizmetçi olmasına rağmen yemeğini bizzat kendisi götürürdü.
Hz. Cebrail bir keresine Hz. Peygamber Efendimiz'e (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehl-i Beyti'ne salât etsin) Hira Dağı'nda iken gelerek ve şöyle buyurmuştur:
"Ey Muhammed! Bu Hatice'dir, sana doğru yürüyerek gelmektedir; ona Rabbin selam göndermiştir. Onu içinde ne gürültü ne de derdin olmadığı cennette bir ev ile müjdelemiştir!"
Hz. Resûlullah (s.a.a) bunun üzerine "Ya Hatice, işte bu gelen Cebrail'dir, Rabbinden sana selâm getirmiştir" buyurdu.
Bunun üzerine Hz. Hatice anamız şöyle mukabele ederler: "Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm" (Allah'ım sen selamsın. Selamet de sendendir. Ey celâl ve ikram sahibi sen münezzehsin, sen yücesin)
Farz namazlardan sonra okuduğumuz bu dua Hz. Hatice anamızın bizlere bir hediyesidir. Anamız Hz. Hatice Mukarreb meleklerin gıpta ettiği yüce bir makama sahipti.
Yüce İslam dini Hz. Hatice anamızın malı ve İmam Ali efendimizin kılıcı üzerinde yükselmiştir. Öyle ki, anamız Hz. Hatice'nin fedakârlığına Cebrail Aleyhisselâm bile hayrandı.
Aradan asırlar geçmesine rağmen isimleri dahi anıldığında gözyaşlarına boğulup arınıyorsunuz. Onları anmak ve anlatmak elbette en büyük ibadettir. Rabbim evlat eylesin, şefaatlerinden mahrum bırakmasın.
Hatice, Hatice, büyük ve temiz… Öz anneden daha aziz annemiz…
Yanına Hz. Ali ve Hz. Fatıma annemizi alarak Hz. Hatice validemizin kabrinin yanına gidip orada çadır kurdurup üç gece orada kaldılar. Sağlığında Hz. Hatice'nin misafiriydi vefatından sonra da onun misafiri oldu. Ve bu üç gün süresince kurbanlar keserek Hz. Hatice validemizin tanıdıklarına, yarenlerine dağıttılar…
Mekke fethedilince Hz. Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa, fetih bayrağını Hz. Hatice'nin kabrinin başına diktirmişti. Mekke gerçekte Hz. Hatice tarafından 13 yıl önce fethedilmişti. Değil mi ki Hz. Hatice, Mekke'yi fethedecek Hz. Muhammed Mustafa'nın kalbini fethetmişti. Gönlünün derinliklerinde yerini almıştı…
Hz. Peygamber, Asr-ı Saadet medeniyetinin temellerini, Hira Mağarasında Hz. Hatice annemiz ile birlikte atmıştı. Hatice anamız Rabbimizin en vefalı kuluydu. Yanında vefa timsali Hz. Hatice gibi yüce bir eş vardı.
Efendimiz (s.a.a) Hiranur Dağı'nda bazen çok uzun süre kalırdı. Bu süre içinde Hz. Hatice validemiz bizzat Hira'ya kendisinin hizmetçileri olmasına rağmen; yiyecek, giyecek ve erzak taşırdı. Hz. Hatice validemiz, muhterem eşi Hira Mağarasına inzivaya çekildiğinde, emrinde yüzlerce hizmetçi olmasına rağmen yemeğini bizzat kendisi götürürdü.
Hz. Cebrail bir keresine Hz. Peygamber Efendimiz'e (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehl-i Beyti'ne salât etsin) Hira Dağı'nda iken gelerek ve şöyle buyurmuştur:
"Ey Muhammed! Bu Hatice'dir, sana doğru yürüyerek gelmektedir; ona Rabbin selam göndermiştir. Onu içinde ne gürültü ne de derdin olmadığı cennette bir ev ile müjdelemiştir!"
Hz. Resûlullah (s.a.a) bunun üzerine "Ya Hatice, işte bu gelen Cebrail'dir, Rabbinden sana selâm getirmiştir" buyurdu.
Bunun üzerine Hz. Hatice anamız şöyle mukabele ederler: "Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm" (Allah'ım sen selamsın. Selamet de sendendir. Ey celâl ve ikram sahibi sen münezzehsin, sen yücesin)
Farz namazlardan sonra okuduğumuz bu dua Hz. Hatice anamızın bizlere bir hediyesidir. Anamız Hz. Hatice Mukarreb meleklerin gıpta ettiği yüce bir makama sahipti.
Yüce İslam dini Hz. Hatice anamızın malı ve İmam Ali efendimizin kılıcı üzerinde yükselmiştir. Öyle ki, anamız Hz. Hatice'nin fedakârlığına Cebrail Aleyhisselâm bile hayrandı.
Aradan asırlar geçmesine rağmen isimleri dahi anıldığında gözyaşlarına boğulup arınıyorsunuz. Onları anmak ve anlatmak elbette en büyük ibadettir. Rabbim evlat eylesin, şefaatlerinden mahrum bırakmasın.
Hatice, Hatice, büyük ve temiz… Öz anneden daha aziz annemiz…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025