Ehl-i Beyt'in 8'inci imamı, Hz. İmam Rıza'nın (a.s) kutlu doğum günlerindeyiz. İmam Rıza'da (a.s) diğer Ehl-i Beyt imamları gibi Hz. Resulullah (s.a.a) tarafından imam olarak tayin edilmiş ve babası İmam Musa Kâzım (a.s) tarafından tanıtılmıştır.
"Ceylanın kefili" yani "Zamin'i Ahu" Ehl-i Beyt dostlarının Hz. İmam Rıza'ya (a.s) atfettikleri unvanlardan biridir.
Çölde bir avcının ceylanı avlamak uzun bir mesafe kadar kovaladığı ve ceylanın sonunda kendisini yakınlarda bulunan İmam Rıza'nın (a.s) eteğine attığı belirtilir.
Avcı, İmam Rıza'ya ceylanı kendisinin bulduğu, bu nedenle kendi malı ve hakkı olarak gördüğü için, imamdan ceylanı talep etmekte ve iade etmesi için ısrar eder. İmam, avcının ceylanı serbest bırakması karşısında avcıya ceylanın fiyatından daha fazlasını ödemeği kabul eder ancak avcı imamın bu talebini kabul etmeyerek ceylanı istemekte ısrar eder.
İşaret yoluyla ceylanın İmam'a çocuklarının süt içmesini beklediğini söylediği rivayet edilir. İmam Rıza da (a.s.) bir şartla ceylanı avcıya teslim eder ve şöyle der:
"Ceylanın çocukları annelerinin dönmesini beklemekteler. Müsaade et gidip çocuklarını emzirdikten sonra geri gelsin sen de o zaman rahatlıkla avla. Avcı ceylanın giderse bir daha geri gelmeyeceğini söylemesi üzerine, İmam (a.s) ceylan dönene kadar avcının imamı rehine olarak tutmasını talep eder. Ceylan gider yavrularına süt verdikten sonra hızla geri döner ve kendini avcıya teslim eder."
Antlaşmanın bu şekilde yerine getirildiğini gören avcının kalbi yumuşar ve sonra rehinenin İmam Rıza (a.s) olduğunu anlar. Avcı ceylanı hemen salıverip kendini Hz. Peygamber'in (s.a.a) torunu imam Rıza'nın (a.s) ellerine ve ayaklarına atarak özür diler. İmam Rıza (a.s) da ona hatırı sayılır miktarda para verir ve kıyamet gününde dedesine şefaat edeceğine dair taahhüt eder ve avcıyı razı ederek gönderir.
Buna benzer bir başka olayda şöyle nakledilir:
"Ebul Fadl Muhammed bin Ahmed bin İsmail el-Saliti dedi ki: Bir gün avlamaya çıktım ve kendi beslediğim çıta'yı ceylan araması için gönderdim. Çıta, biraz yol kat ettikten sonra bir ceylan gördü ve yakalamak için ceylanı takip etti. Ceylan, takip edildiğini fark edince koşarak İmam Rıza'nın mezarının duvarın kenarına sığındı, Çıta da önünde durdu, ama bir türlü ona yaklaşmadı.
Ben her ne kadar çıta'yı ceylana yaklaştırmaya çalıştımsa da, çıta asla yerinden hareket etmedi, ama ceylan ne zaman yerinden uzaklaşsa çıta onu takip etti. Ceylan duvara sığınır sığınmaz, çıta kenarda durup bekledi. Bir anda ceylanın orada bulunan bir boşluktan geçip aniden yok olduğunu fark ettim ve hemen olduğu yere giderek duvarın öbür tarafında bulunanlara "buradan girmiş olan ceylan nerede?" diye sordum. "Biz hiç ceylan görmedik" dediler.
O sırada ceylanın geldiği yere atıklarını gördüm ama kendisini görmedim. Bu olayı gördükten sonra kendi kendime Allah ile bir anlaşma yaptım ve dedim ki, artık bu andan itibaren İmamın ziyaretine gelenler benim güvencem ve koruma altımda olacaklar onlara iyilikten başka bir şey yapmayacağım. O andan itibaren, benim de ne zaman hayatımda sorunlar olsa, Meşhed'e sığınır, onu ziyaret eder ve Allah'tan orada mükemmellik isterdim ve Allah'ta ihtiyacımı karşılardı.
Artık ben de İmam'ın ziyaretine gidip müminlerden olmaya karar vermiştim. Yıllardır çocuğum olmuyordu, bir gün ziyaret esnasından imamın mezarı başında Allah'tan bana bir erkek evlat vermesini istedim. Allah duamı kabul etti ve bana bir oğul verdi ama ne yazık ki, o küçük çocuk ergenliğe ulaştığında öldü. Ben ise hemen imamın ziyareti için Meşhed'e geri döndüm ve Allah'tan bana bir evlat daha vermesini istedim, Allah bu hacetimi de kabul ederek bana bir evlat daha verdi. O aşamadan sonra ben şunu anladım ki, imaların ziyaretine gidip canı gönülden yalvararak ve içtenlikle Allah'tan ne istersek kesinlikle verecektir önemli olan bizlerin istemeyi bilmemizdir.
"Ceylanın kefili" yani "Zamin'i Ahu" Ehl-i Beyt dostlarının Hz. İmam Rıza'ya (a.s) atfettikleri unvanlardan biridir.
Çölde bir avcının ceylanı avlamak uzun bir mesafe kadar kovaladığı ve ceylanın sonunda kendisini yakınlarda bulunan İmam Rıza'nın (a.s) eteğine attığı belirtilir.
Avcı, İmam Rıza'ya ceylanı kendisinin bulduğu, bu nedenle kendi malı ve hakkı olarak gördüğü için, imamdan ceylanı talep etmekte ve iade etmesi için ısrar eder. İmam, avcının ceylanı serbest bırakması karşısında avcıya ceylanın fiyatından daha fazlasını ödemeği kabul eder ancak avcı imamın bu talebini kabul etmeyerek ceylanı istemekte ısrar eder.
İşaret yoluyla ceylanın İmam'a çocuklarının süt içmesini beklediğini söylediği rivayet edilir. İmam Rıza da (a.s.) bir şartla ceylanı avcıya teslim eder ve şöyle der:
"Ceylanın çocukları annelerinin dönmesini beklemekteler. Müsaade et gidip çocuklarını emzirdikten sonra geri gelsin sen de o zaman rahatlıkla avla. Avcı ceylanın giderse bir daha geri gelmeyeceğini söylemesi üzerine, İmam (a.s) ceylan dönene kadar avcının imamı rehine olarak tutmasını talep eder. Ceylan gider yavrularına süt verdikten sonra hızla geri döner ve kendini avcıya teslim eder."
Antlaşmanın bu şekilde yerine getirildiğini gören avcının kalbi yumuşar ve sonra rehinenin İmam Rıza (a.s) olduğunu anlar. Avcı ceylanı hemen salıverip kendini Hz. Peygamber'in (s.a.a) torunu imam Rıza'nın (a.s) ellerine ve ayaklarına atarak özür diler. İmam Rıza (a.s) da ona hatırı sayılır miktarda para verir ve kıyamet gününde dedesine şefaat edeceğine dair taahhüt eder ve avcıyı razı ederek gönderir.
Buna benzer bir başka olayda şöyle nakledilir:
"Ebul Fadl Muhammed bin Ahmed bin İsmail el-Saliti dedi ki: Bir gün avlamaya çıktım ve kendi beslediğim çıta'yı ceylan araması için gönderdim. Çıta, biraz yol kat ettikten sonra bir ceylan gördü ve yakalamak için ceylanı takip etti. Ceylan, takip edildiğini fark edince koşarak İmam Rıza'nın mezarının duvarın kenarına sığındı, Çıta da önünde durdu, ama bir türlü ona yaklaşmadı.
Ben her ne kadar çıta'yı ceylana yaklaştırmaya çalıştımsa da, çıta asla yerinden hareket etmedi, ama ceylan ne zaman yerinden uzaklaşsa çıta onu takip etti. Ceylan duvara sığınır sığınmaz, çıta kenarda durup bekledi. Bir anda ceylanın orada bulunan bir boşluktan geçip aniden yok olduğunu fark ettim ve hemen olduğu yere giderek duvarın öbür tarafında bulunanlara "buradan girmiş olan ceylan nerede?" diye sordum. "Biz hiç ceylan görmedik" dediler.
O sırada ceylanın geldiği yere atıklarını gördüm ama kendisini görmedim. Bu olayı gördükten sonra kendi kendime Allah ile bir anlaşma yaptım ve dedim ki, artık bu andan itibaren İmamın ziyaretine gelenler benim güvencem ve koruma altımda olacaklar onlara iyilikten başka bir şey yapmayacağım. O andan itibaren, benim de ne zaman hayatımda sorunlar olsa, Meşhed'e sığınır, onu ziyaret eder ve Allah'tan orada mükemmellik isterdim ve Allah'ta ihtiyacımı karşılardı.
Artık ben de İmam'ın ziyaretine gidip müminlerden olmaya karar vermiştim. Yıllardır çocuğum olmuyordu, bir gün ziyaret esnasından imamın mezarı başında Allah'tan bana bir erkek evlat vermesini istedim. Allah duamı kabul etti ve bana bir oğul verdi ama ne yazık ki, o küçük çocuk ergenliğe ulaştığında öldü. Ben ise hemen imamın ziyareti için Meşhed'e geri döndüm ve Allah'tan bana bir evlat daha vermesini istedim, Allah bu hacetimi de kabul ederek bana bir evlat daha verdi. O aşamadan sonra ben şunu anladım ki, imaların ziyaretine gidip canı gönülden yalvararak ve içtenlikle Allah'tan ne istersek kesinlikle verecektir önemli olan bizlerin istemeyi bilmemizdir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025