logo
17 KASIM 2025


Atatürk düşmanları Atlantik aklının temsilcileridir

15.11.2025 00:00:00

Türkiye'de bazı çevrelerin hâlâ Atatürk'e ve onun bağımsızlık çizgisine mesafeli durmasının sebebi tarih değil, zihniyet meselesidir. Asıl çatışma; milletle bağ kurmuş, emperyalizme karşı mücadele eden yerli bir çizgi ile Atlantik merkezli siyasal dile mahkûm olan çevreler arasındadır. Bugün sosyal medyada yapılan bazı saldırılara bakınca bunu açık şekilde görmek mümkündür. Atatürk'e, Prof. Dr. Haydar Baş'a ve onların çizgisini sürdüren Hüseyin Baş'a yöneltilen hakaretlerin ortak paydası; Türkiye'nin bağımsızlık fikrine duyulan rahatsızlıktır.

Bugün 10 Kasım'da Anıtkabir'e giden milyonlarca insanın aynı anda taşıdığı duygu, aslında bu tartışmanın özünü ortaya koyuyor: Millet yeniden Atatürk'ü keşfediyor. Resmî rakamlara baktığımızda, 2024 ve 2025 yıllarında art arda rekor kıran 10 Kasım ziyaretleri, Atatürk'ün milletle gönül bağının ne kadar kuvvetlendiğinin somut göstergesi. Bu artışın tesadüf olmadığını söylemek için derin bir tarih okuması gerekmiyor.

Çünkü yıllarca Atatürk adı hem sağ hem sol çevrelerde tartışmanın odağı hâline getirildi. Bir kesim onu din karşıtı bir figüre indirgedi; diğer kesim ise Atatürk'ü kendi ideolojik kalıplarına hapsetti. Oysa Atatürk, 1919 ile 1938 arasındaki mücadelesiyle, Anadolu'nun ruhunu taşımış; emperyalizme karşı bir milletin ayağa kalkışını temsil etmişti. Ne bir zümrenin ideolojik işaret fişeği, ne de bir tarafın öfke nesnesiydi.

Bu gerçek, Türkiye'de yeniden güçlü biçimde gündeme, daha doğrusu milletin zihnine, özellikle Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hoş Geldin Atatürk" adlı eseri ile yerleşti. Kitap, Atatürk'ün dine, milli kültüre ve manevi değerlere yaklaşımını aslına uygun bir perspektifle ortaya koydu. Atatürk'ün Ehl-i Beyt sevgisinden antiemperyalist mücadelesine kadar pek çok başlık, Haydar Hoca'nın anlatımıyla yeniden tartışılır hâle geldi. Bu eser, yalnızca bir kitap değil; yıllardır kasıtlı biçimde millet ve Atatürk arasına örülen duvarların yıkılmasında bir dönüm noktası oldu.

Ardından ne oldu? Bugün 10 Kasım'da Anıtkabir'e yürüyen kalabalığa baktığımızda, bu zihniyet değişiminin somut karşılığını görüyoruz. Anadolu'nun her kesiminden, her inanç ve yaşam tarzından milyonlarca insan, Atatürk'ün manevi liderliğinde buluşuyor. Artan ziyaret rakamları, yalnızca bir merak ya da sembolik bir ilginin değil, Atatürk'ün yeniden anlaşılmasının sonucudur. Kısacası millet Atatürk'le yeniden barışmış, daha da önemlisi Atatürk'ü anlamaya başlamıştır.

Tam da böyle bir dönemde, bazı isimlerin sosyal medyada Atatürk'e, Haydar Baş'a ve Hüseyin Baş'a yönelik seviyesiz saldırılar gerçekleştirmesi, aslında ideolojik bir körlüğün dışa vurumudur. Bu kişiler, Atatürk'ün emperyalizme karşı yürüttüğü tarihi mücadeleyi görmezden gelerek; Rusya, İran ya da bölgedeki direniş hatlarına karşı otomatik bir düşmanlık dili kullanıyorlar. Bu dil, Türkiye'ye ait değildir. Türkiye'nin çıkarını gözeten bir dil hiç değildir. Bu dil, açıkça söylemek gerekirse, Amerikan–İsrail eksenli Atlantikçi söylemin yerli bir tekrarıdır.

Atatürk'ün "tam bağımsızlık" anlayışını hatırlayalım. O anlayış, yalnızca politik bir slogan değildi. Ekonomiden dış politikaya, kültürden toplumsal duruşa kadar her alanda bağımsız bir varoluş demekti. Kapitülasyonları kaldıran, ekonomik egemenliği yeniden inşa eden, Anadolu'yu manda planlarından kurtaran, emperyalist projelerin oyunlarını bozan bir liderden bahsediyoruz. İşte bu duruş, bugün Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Millî Ekonomi Modeli" ile güncellenmiş, sistematik hâle getirilmiştir. MEM, Türkiye'nin borç–faiz sarmalından çıkışını, üretim merkezli kalkınma modelini ve sosyal devletin güçlendirilmesini öneren gerçek bir antiemperyalist programdır.

Bu sebeple, Haydar Baş'a yönelik saldırıların fikrî dayanağı yoktur. Saldırılar, öfkeye ve çarpıtmaya dayanır. Çünkü Haydar Baş, Atatürk'ün yüz yıl önce kurduğu antiemperyalist bağımsızlık çizgisini 21. yüzyıla taşımıştır. Bugün Hüseyin Baş'ın genç ve dinamik siyaset diliyle sahada temsil ettiği duruş da tam budur: Atatürk'ün "tam bağımsızlık" idealinin çağdaş yorumudur.

Bazı çevrelerin bu çizgiyi hedef almasının nedeni tam da budur. Çünkü bağımsızlık söylemi yükseldikçe, IMF'siz ekonomi konuşuldukça, milli maden politikası tartışıldıkça, bölgedeki mazlum halklara destek sesleri yükseldikçe; Atlantikçi zihniyet rahatsız oluyor. Bu çevreler Atatürk'ü sadece resmî törenlerde kullanışlı bir figür olarak seviyor; ama onun antiemperyalist duruşuna gelince sessizleşiyorlar. Haydar Baş'ın çizgisine de tam bu nedenle tahammül edemiyorlar.

Bugün bazı isimlerin "Rusya ve İran'a yanaşan Kemalist provokasyon" dili kullanması; aslında Atatürk'ü anlamadıklarının değil, anlamak istemediklerinin göstergesidir. Çünkü Atatürk, milletin çıkarını önceleyen her ülkeyle ilişki kurmayı devlet aklının gereği saymıştır. Emperyalizme karşı mücadelede, mazlum halkların yanında durmayı bir sorumluluk olarak görmüştür. Aynı duruşu Haydar Baş yıllarca savundu. Aynı çizgiyi bugün Hüseyin Baş sürdürmektedir.

Sonuç olarak:

Bugün Atatürk'ü gerçekten anmak; onu siyasete malzeme yapmak değil, onun çizgisini hayata taşımaktır. Atatürk'ü yaşamak demek, bağımsızlık mücadelesini bugün de sürdürmek demektir. Emperyalizmin bölgeyi parçalayan planlarına karşı dik durmak demektir. Türkiye'nin madenlerine, fabrikalarına, ekonomisine sahip çıkmak demektir. Filistin'deki mazlumun elinden tutmak, Suriye'deki oyunu bozmak, Irak'taki işgale karşı durmaktır.

Atatürk'ün antiemperyalist çizgisini yeniden hatırlatan Haydar Baş'ın mücadelesi, bugün Türkiye'nin geleceğine ışık tutan bir yol haritasıdır. Bu yolu anlamak yerine saldırmayı tercih edenler, kendi konumlarını ele vermektedir. Ama millet, artık hakikati görüyor: Atatürk'ü anmak bir görevdir; Atatürk'ü anlamak bir iddiadır, Atatürk'ü yaşamak ise bir bağımsızlık mücadelesidir.

Ve bugün bu mücadele, her zamankinden daha değerlidir.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
Rumlar akıllanmıyor
KKTC'nin 42. kuruluş yıl dönümünde bayrak yaktılar
Bu kadar silah kime gidiyordu?
Batman'da iki yılda 2 binden fazla silah ele geçirildi
Zelenski, Atina'da temaslarda bulundu
Miçotakis'e destek teşekkürü
Çin-Tayvan geriliminde Japonya kararsız
Japon kamuoyu ikiye bölündü
Bilim insanlarından La Lina uyarısı
Çok ölümcül olabilir!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ne demek istedi?
'İnanç özgürlüğünden' kastı nedir?
İsrail’in evlerini yıktığı Filistinliler çaresiz
Gazze'de şiddetli yağış insani krizi daha da derinleştiriyor
Beyoğlu'nda çöken metro inşaatında iskelesinden acı haber
İstanbul Valiliğinden kazaya ilişkin açıklama
Play-off'tayız
Türkiye Bulgaristan'ı 2-0 yendi
Hemen acil servise başvurun
Besin zehirlenmesinde bu faktörlere dikkat!
'Yalan makinesi mi?'
Erdoğan Özel'e yüklendi
Fatih'te 'gıda zehirlenmesi' soruşturmasında gelişme
Annenin vefat öncesi ifadesi ortaya çıktı
KKTC 42 yaşında
15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor
Trump'tan Suud'a 'Abraham Anlaşması' baskısı
"Çok yakında katılacağını umuyorum"
Kocaeli fabrika yangınında ölü sayısı 7'ye yükseldi
Yoğun bakımdaki bir kişi kurtarılamadı
Rumlar akıllanmıyor
KKTC'nin 42. kuruluş yıl dönümünde bayrak yaktılar
Bu kadar silah kime gidiyordu?
Batman'da iki yılda 2 binden fazla silah ele geçirildi
Zelenski, Atina'da temaslarda bulundu
Miçotakis'e destek teşekkürü
Çin-Tayvan geriliminde Japonya kararsız
Japon kamuoyu ikiye bölündü
Bilim insanlarından La Lina uyarısı
Çok ölümcül olabilir!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ne demek istedi?
'İnanç özgürlüğünden' kastı nedir?
İsrail’in evlerini yıktığı Filistinliler çaresiz
Gazze'de şiddetli yağış insani krizi daha da derinleştiriyor
Beyoğlu'nda çöken metro inşaatında iskelesinden acı haber
İstanbul Valiliğinden kazaya ilişkin açıklama
Play-off'tayız
Türkiye Bulgaristan'ı 2-0 yendi
Hemen acil servise başvurun
Besin zehirlenmesinde bu faktörlere dikkat!
'Yalan makinesi mi?'
Erdoğan Özel'e yüklendi
Fatih'te 'gıda zehirlenmesi' soruşturmasında gelişme
Annenin vefat öncesi ifadesi ortaya çıktı
KKTC 42 yaşında
15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor
Trump'tan Suud'a 'Abraham Anlaşması' baskısı
"Çok yakında katılacağını umuyorum"
Kocaeli fabrika yangınında ölü sayısı 7'ye yükseldi
Yoğun bakımdaki bir kişi kurtarılamadı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.