logo
19 NİSAN 2024

Atatürk İngiliz İmparatorluğu'nu yıktı

Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, Kahramanmaraş'ta düzenlenen Atatürk Vatandır Sempozyumu'nda yaptığı sunumda, Birinci Dünya Savaşı sonunda dünya topraklarının 4'te birinin İngilizlerin elinde olduğuna işaret ederek, "İşte Gazi Mustafa Kemal bu güneş batmayan imparatorluğu yıkan adamdır. Onun için İngilizler onu sevmez" dedi.
16.10.2017 00:00:00
YENİ MESAJ/KAHRAMANMARAŞ

Yeni Mesaj Gazetesi tarafından düzenlenen 'Atatürk Vatandır' sempozyumlarının 5.'si Kahramanmaraş'ta düzenlendi. İki oturum halinde yapılan sempozyumun açılış konuşmasını Yeni Mesaj Gazetesi Genel Müdürü Sabri Terzi yaptı.

Terzi konuşmasında, "Bu hafta 5. programımızı icra ediyoruz. Daha önce Trabzon, Ankara, İstanbul ve Bursa'da gerçekleştirdik. Kahramanmaraş'ın bizim gönül dünyamızda ayrı bir yeri var. Değerli kardeşlerim önümüzdeki hafta da Yeni Mesaj Gazetesi olarak İstanbul'da 22 Ekim Pazar günü Atilla İlhan ve Oktay Sinanoğlu programı düzenleyeceğiz. Selam olsun 'ya istiklal ya ölüm' diyen Mustafa Kemal Atatürk'e, selam olsun Kahramanmaraş'ta Fransız ve Ermeni zulmünün altında Cuma namazı kılmak için toplanan halka 'Fransız bayrağı Maraş Kalesi'nde olduğu müddetçe size cuma namazı farz değildir' diyen Sütçü İmam'a, Rıdvan Hoca'ya ve selam olsun bütün bu duygularla bizi bezeyen, 'ne AB, ne ABD, Tam Bağımsız Türkiye' diyerek milli ve dini aidiyet duygusunu gönüllerimize nakşeden Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e" dedi.

Bulgaristan'dan ot alırsan Barzani seni ciddiye almaz



Konuşmacılar sempozyumda Mustafa Kemal Atatürk'ü farklı yönleriyle anlattı ve günümüzde yaşanan problemlere de çözüm ışığı tuttu. Yeni Mesaj Gazetesi Başyazarı Muharrem Bayraktar, Atatürk'ün tarım ve ekonomi alanındaki atılımına dikkat çekti. Bugün Türkiye'nin Sırbistan'dan et, Bulgaristan'dan ot ithal etme noktasına geldiğini ifade eden Bayraktar, "Barzani bizi niye ciddiye almıyor" sorusunu sordu ve şunları söyledi: "Biz Bulgaristan'dan saman alma noktasına gelmiş isek Barzani dinlemez. Adam senin tarımına bakar. Allah sana namütenahi toprakları vermiş sen kalkıp dilencilik yapıyorsun. Siz gücünüzü gösterecekseniz, bu hamaset ile olmaz. Bu üretim, ihracat, sanayi ile olur. İşte Atatürk bunu yaptı. 1911 yılından 1923 yılına kadar savaşta kalan bir ülkeden bahsediyoruz. İnsanları ekmeği yok, şeker nedir bilmiyorlar, çayı bilmiyorlar, pamuk nedir bilmiyorlar. Yoksulluk içinde nüfusun üçte biri kırılmış, ayakta duran erkek nüfusu kırılmış. 15 yaşındaki şehitlerimiz için oy 15'li oy 15'li diye türküler söylemişiz... Atatürk böyle bir halktan meclis kuruyor, ordu kuruyor, devlet kuruyor ve üretime başlıyor. Bakın hamasete başlamıyor, '10 yılda 10 milyon geç' diyorlar ya... Sadece genç değil, pamuk üretimine başlıyorlar, buğdayı bilmeyen bir ülke 4 yıl sonra yurt dışına buğday satıyor. Şeker pancarını bilmeyen bir ülke şeker pancarı ihracatına başlıyor. Sümerbank kurarak pamuktan basma üretiyor. TEKEL'i kuruyor. Uçak fabrikası kuruyoruz. İşte ondan dolayıdır ki uçak fabrikası kuran Mustafa Kemal'in cumhurbaşkanı olduğu ülkede Mussolini bizden Antalya'yı istediği zaman, büyükelçisine 'çizmelerimi giyip geliyorum' diyor ve büyükelçi kaçıyor. Neden? Bunları ürettiği için kaçıyor. Ama sen bugün samanı dışarıdan alırsan Barzani bile seni dinlemez. Sözünü dinletmenin tek bir yolu var: O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ne yaptığına bakacaksın. Bir de Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu bu yollara neden çıktı, bu Kahramanmaraş'a niye geldi ona bakacaksın."

Atatürk'e neden dinsiz dediler?



Sempozyumunun kapanış konuşmasını Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu yaptı. Eyercioğlu konuşmasında Atatürk hakkında ortaya atılan 'dinsiz' iftirasının kaynağını şu şekilde anlattı: "Gazi Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale Savaşı sonrasında bütün Anadolu'da kahraman bir Osmanlı paşası olarak tanınırken ne zaman ki Samsun'a ayak bastı, o gün dinsiz ilan edildi. Vahdettin bile Almanya gezisine çıkarken, onu yanında götürüyordu, onun fikirlerine önem veriyordu. Hatta Vahdettin'in kız kardeşi sultan hanımlardan bazıları da onunla dest-i izdivaç için sıraya girmişti. Bu Atatürk vatan işgaline karşı çıktığı gün dinsiz ilan edildi."

'Fesli meddahın cebinde İngiliz pasaportu var!'

"Yakın dönemde de, bizim çocukluğumuzun geçtiği dönemlerde de neden birileri Atatürk'ü diline dolayarak ona iftira atmaya devam etti, ediyor" diyen Prof. Eyercioğlu, "Mustafa Kemal'e yapılan bütün iftiraların kökeninde ya İngiliz ya da Yunan istihbaratının eli vardır" dedi. Ömer Eyercioğlu, şöyle devam etti: "Tarih sahnesinde sürecini tamamlamış bir insan hakkında niçin bu kadar iftirada bulunuluyor. Dönüp baktığımızda bu iftiralara temel teşkil eden iki tane yazılı eser var. Bir tanesi Lord Curzion'un yazmış olduğu eserdir. O bir İngiliz'dir. İkincisi de meşhur Rıza Nur'un hatıratıdır. Rıza Nur kimdir? Kurtuluş Savaşı başladıktan sonra İngiltere'ye kaçan biridir. Onun el yazıları sözüm ona bir kitap haline getirilmiştir. Bunu da araştıranlar söylüyor ki, bunlar tek elden çıkmamış yazılardır.  Yani onu da İngilizler yazmışlar. Kim tarafından meşhur edilmiş bu? Bizim bir tane meşhur fesli meddahımız var o. O da bu eserleri nasıl bulmuş? Babı Ali'de otururken biri yanına gelmiş ve bu eserin mikro filmlerini ona vermiş. Bu eser nerede? İngiliz Kraliyet Kütüphanesi'nde... Bunlara İngiliz Kraliyet Ailesi'nin izni olmayan hiç kimse erişemez ama bu şahıs erişmiş. Bu fesli meddahımız 1980 darbesi olduğu zaman ülkeden kaçtığı zaman cebinde İngiliz pasaportu vardı. Şimdi Gazi Mustafa Kemal'i ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni adeta İngilizler kurdurmuş gibi yalanlar uyduran bu şahsın çıkıp İngiliz pasaportunu cebine nasıl koyduğunu açıklaması lazım. Ben yıllarca orada kaldım, orayı iyi bilirim. İngiliz vizesi en zor alınan vizedir. Turistik gezi için gitseniz bile aylar öncesinden vize almanız lazım. Nasıl oluyor da bu şahıs İngiliz pasaportunu cebine koyabilmiştir. Onun için Mustafa Kemal'e yapılan bütün iftiraların kökeninde ya İngiliz ya da Yunan istihbaratının eli vardır. Yani bir gece onu kafir ilan edenler o gün padişahın tepesine çöküp bu fetvayı aldıran İngilizlerdir."

İngilizler Atatürk'e neden düşman?

Konuşmasında "Peki İngilizler Atatürk'e bu kadar neden husumet duyuyorlar?" sorusunu da soran Prof. Eyercioğlu, şunları söyledi: "Yani Anadolu'yu ellerinden geri aldığı için mi düşmanlar. Hayır! Birinci Dünya Savaşı sonrası bir İngiltere var. Buranın adı güneş batmayan imparatorluktur. 36.6 milyon kilometre karelik bir alan. Yani Osmanlının en az iki katı. Yeryüzünde var olan toprakların 4'te biri bu İngiliz İmparatorluğu'na ait. İşte Gazi Mustafa Kemal bu güneş batmayan imparatorluğu yıkan adamdır. O yüzden de İngilizler, Atatürk'e düşmandır. Atatürk İngiliz sömürgesi altındaki bütün milletlere bağımsızlığın mümkün olduğunu gösteren adamdır. En başta Hindistan... Hindistan İngilizlere Babürlerden geçti. Kim Babürler, Türk milleti... İngilizler Hindistan'ı bizden aldı? Kimse bilmez. Hindistan Kuvay-ı Milliye'ye en çok yardım yapan Hint Müslümanlarıdır. O güne kadar ayıkmamışlardı. Maraş ve Antep'e Fransızlardan önce İngilizler geldi. İngiliz ordusunda bir sürü Hintli Müslüman vardı. Bütün bunları uyandıran Gazi Mustafa Kemal'in bağımsızlık mücadelesi oldu. Onun için o dönem Hindistan camilerinde 'yaşasın Mustafa Kemal' yazıyordu. Pakistan'ın kuruluşu, Hindistan'ın kurtuluşu yani İngiltere'nin dünyadaki egemenliğine son veren hareket Gazi Mustafa Kemal'in başlattığı harekettir. Onun için Atatürk'e sonuna kadar kin duyarlar."

Dün Atatürk'e saldıranların bugünkü hedefi Haydar Baş

Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, bugün Prof. Dr. Haydar Baş'ın Atatürk ile aynı kaderi yaşadığına işaret ederek, şunları söyledi: "Dün yıkılmaz İngiliz İmparatorluğu'nun yıkılabileceğini ispatlayan Atatürk'tü, bugün ise bugün içinden çıkılamayan ve hiç kimsenin baş edemediği kapitalizmi yıkan insan da yine bu milletin evladıdır, Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Emperyalizmin en büyük kalesine yapılan son saldırıdır bu. Milli Ekonomi Modeli kapitalizmi yıkacak, dünyadaki dengeleri bozacak büyük bir harekettir. İşte bu yüzden Atatürk'ü en iyi anlayan ve anlatan insan Prof. Dr. Haydar Baş'tır diyoruz. Çünkü Atatürk ve Haydar Baş aynı kaderi yaşıyor; aynı elden, aynı nefesten besleniyor. Bağımsızlık kaderine yürüyor ve yine Batı toplumları, bu dinin karşısında dikilmiş olan bütün eller dün Mustafa Kemal hakkında iftiralar uydururken bugün de Haydar Baş hakkında uyduruyor. Ama dün dünya milletleri nasıl Mustafa Kemal'i baş tacı etti, bugün de dünya milletleri Batı'yı yıkmak için Haydar Baş'ın projelerini baş tacı ediyor. Bir tek fark var. Dün dedelerimiz makamları, mevkileri ne olursa olsun hepsini bir kenara bırakıp kurtuluşun Mustafa Kemal'de olduğunu gördü, onun etrafında kenetlendi. Bugün problemimiz budur. Bugünün Hoca Atatürk'ünün etrafından kenetlenmeden kurtulmamız mümkün değildir. Atatürk'ü anlamak, onun mirasına sahip çıkmak isteyen herkesin durağı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanıdır."
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'

Yozgat'ta 200'ün üzerinde ev ve ahırda hasar oluştu

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından Yozgat'ın Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde 200'ün üzerinde ev ve ahırda hasar oluşurken vatandaşlar geceyi evlerinin bahçelerinde geçiriyor
19.04.2024 00:24:00
İHA
Yozgat'ta 200'ün üzerinde ev ve ahırda hasar oluştu
Yozgat'ta 200'ün üzerinde ev ve ahırda hasar oluştu
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde saat 18.11 sıralarında meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki sarsıntı, Yozgat merkez ve ilçelerinde de hissedildi. Özellikle Kadışehri ilçesinde ve köylerinde hissedilen deprem nedeniyle vatandaşlar büyük panik yaşadı. Özellikle Kadışehri ilçesine bağlı Gümüşsu, Elmalı Çiftliği, Halı köy ve Yeltenli köylerinde deprem nedeniyle evlerde ve ahırlarda hasar oluştu. Evleri zarar gören vatandaşlar geceyi evlerinin bahçelerinde geçirirken jandarma ekipleri de artçı sarsıntıların devam ettiğini ve vatandaşların geceyi evlerinde geçirmemeleri konusunda uyardı.

Sokaklara çıkan vatandaşlar, evlerinin bahçelerinde ve uygun arazilerde ateş yakarak ısınmaya çalışırken geceyi dışarıda geçireceklerini ifade ettiler.

Öte yandan Yozgat Valiliğince sarsıntıdan etkilenen Aydıncık, Kadışehri ve Çekerek ilçelerinde eğitim ve öğretime bir gün süre ile ara verildiği duyuruldu.

Geceyi sokakta geçiren vatandaşlardan Nazlı Doğan, "Önce bir gürültü geldi. Daha sonra sallanmaya başladı. Çocuklarımı yanıma aldım ama dışarı çıkamadım. Ayaklarımın bağı çözüldü. Sonra küçük oğlumu alıp dışarı çıkabildim. Şok oldum, çok şiddetliydi. Evimiz küçük bir hasar aldı, ahırımızda hasar var, hayvanlarımız dışarıda." dedi.

Hacı Ahmet Gün de deprem dolayısıyla evlerinde hasar olduğunu söyleyerek, 'Tavanlar kırıldı. Deprem olduğunda ben balkondaydım. Sallantı başladı. Tavanlar düşmeye başladı." şeklinde konuştu.

Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde son 20 saat içerisinde en büyüğü 5.6 büyüklükte 46 sarsıntı meydana geldi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu
Tokat'ta 20 saatte 46 sarsıntı oldu
Tokat'ın Sulusaray ilçesi dün gece saat 01.06'da meydana gelen 4.7 büyüklükteki depremin ardından 46 kez sallandı.

Tokat'ta 20 saat içerisinde meydana gelen en büyük deprem ise 18.11'de gerçekleşen 5.6 büyüklükteki deprem oldu.

Yaşanan 46 sarsıntının 5'i 4 büyüklüğün üzerinde gerçekleşti.

Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem sonrası vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor.
18.04.2024 22:39:00 / Güncelleme: 18.04.2024 22:43:07
İhlas Haber Ajansı
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve işyerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.



Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları, genellikle kaya, kılavuz delme, kompakt ve sıkı, kumlu ve kılıf gibi dayanıklı ve sağlam zemin türleridir. Bu zeminlerde inşa edilen binalar, depremlere karşı daha dirençli olabilir ve daha az hasar görebilirler.
18.04.2024 22:14:00
Ahmet Turan Yiğit
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem, dünyanın birçok yerinde ciddi yıkımlara ve can kayıplarına neden olan doğal felaketlerden biri. Deprem kuşağı ülkesi olan Türkiye ise iki günden bu yana Tokat'ta peş peşe yaşanan depremler nedeniyle yine diken üstünde.

Depremin neden olduğu yıkımın önüne geçmek için yapı mühendisliğinin imkanlarınından yararlanmak kadar, bina yapımı için zemin seçimi de o kadar önemli.

Mühendislik biliminin imkanları ile bugün dünyada 9'un üstündeki depremlere dayanıklı yapılar üretmek mümkün. Ancak yarattığı maliyet nedeniyle özellikle az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde bu tür yapıların yeterli sayıda üretilmesi mevcut ekonomi modellerle imkansız gibi görünüyor.

Depremlerin etkilerini azaltmanın en önemli yollarından biri, binaların güvenli zeminler üzerine inşa edilmesi.

Yapıların inşa edileceği alanların zemin analizi ve mühendislik değerlendirmeleri dikkate alınmalı.

Peki deprem riskine karşı en dayanıklı zemin yapıları hangileri?

Kaya Zeminler

Kaya zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Kaya zemine sahip olan bölgelerde yapılan binalar, doğal olarak daha sağlam bir temele otururlar ve depremlere karşı daha dirençli olabilirler. Kaya zeminler, binaların sallanmasını ve yer değiştirmesini en aza indirerek deprem etkilerini absorbe ederler.

Kılavuz Delme Zeminleri

Kılavuz delme zeminleri, yüksek mukavemetli kaya katmanlarının altında bulunan ve mühendislik teknikleri kullanılarak oluşturulan özel zemin yapılarıdır. Bu tür zeminler, depremlere karşı dayanıklı olmalarıyla bilinirler. Kılavuz delme zeminleri, yapıların sismik hareketlere karşı daha iyi direnç göstermesine yardımcı olur.

Kompakt ve Sıkı Zeminler

Kompakt ve sıkı zeminler, deprem riskinin düşük olduğu diğer bir zemin türüdür. Bu zeminler, genellikle sıkıştırılmış kum, çakıl veya sert toprak gibi malzemelerden oluşur. Bu tür zeminler, depremlerde yapıların hareketini azaltabilir ve yapıların sabit kalmasına yardımcı olabilir.

Kumlu ve Kılıf Zeminler

Kumlu ve kılıf zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Bu tür zeminler genellikle kum, çakıl ve kil karışımından oluşur. Kumlu ve kılıf zeminler, deprem sırasında suyun çıkarılması veya eklenmesiyle sıkıştırılabilecek esnek malzemelerdir. Bu özellikleri, deprem sırasında yapıların zarar görmesini azaltabilir.



logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.