Atatürk lafla değil icraatla siyaset yaptı

Türk milletini Haçlı tasallutu ve esaretinden kurtaran, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, hayatının her dönemini dolu dolu yaşayan bir insandı. Onun bağımsızlık karakteri, Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle ifade ettiği gibi, sahip olduğu tertemiz soydan, Ehl-i Beyt'ten gelmekteydi. O çocukluğundan itibaren haksızlığa asla razı olmadı ve büyük bir azimle yapılan haksızlıklara karşı mücadele verdi.
Daha subaylık okulundayken, arkadaşlarıyla memleketin içinde bulunduğu zor koşulları, idarecilerin ve padişahların yanlışlarını konuşur ve memleket nasıl kurtulacak diye sorulduğunda da "Kimbilir belki bir Mustafa Kemal çıkar" diye cevap verirdi. Şu öngörüdeki mükemmelliği görüyor musunuz?
Askerlik yılları ise muhteşem, dünyanın dört bir yanında Haçlı ordularına karşı mücadele verdi ve katıldığı hiçbir savaşı kaybetmedi. Çanakkale kara savaşı hezimete doğru giderken, onu Anafartalar başarısıyla zafere dönüştüren Mustafa Kemal Paşa o günlerde daha 34 yaşındaydı. Çanakkale cephesindeki üstün başarılarını, düşmanları İngilizler bile övgüyle bahsetmek zorunda kalmıştır, hatta onlarda "Mustafa Kemal'e kurşun işlemez" inancı oluşmuştur.
İstiklal Harbi'ndeki başarıları, komutanlığı, ortaya koyduğu strateji normal bir liderin başarabileceği bir şey değildir. Prof. Dr Baş'ın ifadesiyle, yok oluştan yedi düvele karşı böyle bir var oluşu gerçekleştirebilecek bir şahsiyet ancak Ehl-i Beyt soyundan olabilir.
Zafer kazanmak, düşmanları vatandan kovmak elbette ki her şey değildir, ondan sonra ne yapılacağı çok önemlidir. Nice zaferler vardır ki sonrası hezimettir. Şu bir gerçek ki, Haçlı Batı masa başında, savaş meydanından daha mahirdir. Ama Atatürk bu konuda da onları mağlup etmiştir. Lozan bu manada büyük bir zaferdir, çünkü Haçlı Batı bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni resmen tanımak zorunda kalmıştır, masa başında da yenilmiştir.
Bu sefer Batı, "Nasıl olsa bunlar paraya, teknolojiye, akla ihtiyaç duyacaklar, ayağımıza gelecekler işte o zaman biz de yarıda kalan işgalimizi devam ettiririz" düşüncesine kapılmıştır ama bunda da çuvallamışlardır.
Atatürk'ün, bir askeri deha olmaktan öte sergilediği mükemmel devlet adamlığı, ortaya koyduğu milli ekonomik hamleler, sanayi, eğitim, sağlık, hukuk, siyaset her sahadaki başarılar emperyalizmin altında inleyen milletler için kusursuz bir örnek teşkil etmiştir.
Bakın dünya ülkeleri bu başarılara imza atan Atatürk için neler söylemiştir:
1976 yılında Unesco üyesi 152 ülke ilk ve tek olarak oy birliği olarak şu belgeyi imzalamıştır: "Atatürk kimdir? Atatürk uluslar arası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba harcamış bir devrimcidir. Sömürgeciliğe ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderdir. İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu."
Çin'in Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı: "Çin'in gelişmesindeki en önemli etkenlerden birisi Atatürk'tür. Çin'in eğitim sistemine göre, ilköğretim öğrencilerine öğretilen dünya çağındaki dört büyük liderin başında Atatürk gelir. Türkiye'nin Atatürk önderliğinde emperyalistlere karşı verdiği Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı nasıl kazandığını, tüm dünyanın ezilen halklarına da nasıl örnek olduğunu anlatıyoruz."
Hindistan eski Başbakanı Nehru: "Mustafa Kemal Paşa Hindistan'da şüphesiz Müslümanlar kadar Hindular tarafından da sevilirdi. O yalnız Türkiye'yi yabancı egemenliğinden kurtarmakla kalmamış, Avrupalı emperyalist devletlerin, özellikle de İngilizlerin oyunlarını boşa çıkarmıştır. Kemal Atatürk ya da onu tanıdığımız o zamanki adıyla Kemal Paşa gençlik yıllarımda benim kahramanımdı. O, Doğuda modern çağın yapıcılarından biridir. Onun en büyük hayranları arasında bulunmaya devam ediyorum."
Hindistan Meclis Başkanı Sucheta Kripalani: "Atatürk, yalnız Türk milletinin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi. Onun yönlendirmesiyle, Türkler bağımsızlıklarına kavuştular, biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüzü kazandık."
Mısırlı Şitti Şavari: "Siz ona Atatürk diyorsunuz. Biz onu Ataşark diye anıyoruz. O yalnız Türklerin değil, bütün Doğunun, özellikle de Mısır'ın da atası ve önderidir."
Bulgar tarihçi Stefan Velikov: "Türk milletinin kurtuluşu ya da Kemalist devrim, 
1. Dünya Savaşı'ndan sonra, Asya'da meydana gelen antiemperyalist eylemin en aydınlık örneğidir. Asya'nın bir ucundaki Endonezya'dan Ortadoğu'ya ve Fas'a kadar sömürge haline getirilmiş İslam dünyasını sevince boğmakla kalmamış, Çin'den Hint Yarımadası'na, Kara Afrika'ya kadar sömürge ya da yarı sömürge yönetimi altında yaşayan yüz milyonlarca insana da esin kaynağı olmuştur."
Hindistan eski Devlet Başkanı Gandi: "Biz Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın en güçlü devletlerini dize getiren bir büyük devlet olarak tanıdık. Türk milletinin emperyalistlere karşı verdiği mücadeleden esinlendik. Ama Atatürk öldükten sonra Türkiye, küçük bir Balkan devleti düzeyine düştü."
İşte gerçek lider böyle olur, o bütün gayretini milletinin bağımsızlığı ve kurtuluşu için ortaya koyar ama tüm dünya onu örnek alır, takdir eder. Bugün de bu başarıyı ortaya koyan, gerçek ve dindar Atatürk'le bizleri buluşturan, "Hoş Geldin Atatürk" eseriyle de bunu ölümsüzleştiren Prof. Dr. Haydar Baş değil midir? Dikkat edin, Prof. Dr. Haydar Baş aynen Atatürk gibi milletinin refahı ve huzuru için Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koymuştur ama tüm dünya bu modelden istifade etmektedir. Dünyada 4 milyar insan Sayın Baş'ın modeli sayesinde karnının doyurmaktadır, sırtını giydirmektedir.
 Nasıl Atatürk hakkında dünyanın ilim ve siyaset adamları övgüler dizip, takdirler ettilerse, Prof. Dr. Haydar Baş ve eşsiz modeli hakkında da dünyanın ilim ve siyaset adamları övgüler dizip, takdir etmişlerdir. 2008 yılında dünyayı kasıp kavuran küresel krizden kurtulmak için 120'yi aşkın ülke Sayın Baş'ın modelinde ifade edilen tüketimi teşvik projelerini hayata geçirmişlerdir. BRICS ülkeleri Milli Ekonomi Modeli'nin projelerini madde madde uygulamışlar ve modelin Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret formulü ile de ABD'nin dolara dayalı kağıttan imparatorluğunu yerle bir etmişlerdir.
Atatürk, güneşin batmadığı İngiliz İmparatorluğunu yıkarken, Ata'nın izinden yürüyen Prof. Dr. Baş yazdığı modelle ABD'nin dolar imparatorluğunu yerle bir etmiştir. Sayın Baş'ın, ekonominin yanısıra Milli Devlet, Ehl-i Beyt, Atatürk ve daha birçok konuda yazdığı eserler ve güncel konularda yaptığı doğru öngörüler bir başkası tarafından ortaya konulmamıştır, ilktir, tektir.
Görüldüğü gibi siyaset lafla yapılmaz, icraatlarla, modellerle, ortaya konulan başarılarla yapılır. Lafla yapılan siyaset yelle gelir, yelle gider. Modellerle, çözümlerle, icraatlarla, ortaya konulan siyaset ise kalıcıdır, tüm dünya takdir eder, istifade eder.
Prof. Dr. Haydar Baş, izinden yürünmesi gereken lider olarak Atatürk'ü seçmiştir; Atatürk de Prof. Dr. Haydar Baş'ı seçmiştir.
Dün Türk milleti Atatürk'ün yanında yer almıştır payidar olmuştur, bugünkü torunları ise Hoca Atatürk Prof. Dr. Baş'a sırt dönmektedir, sürünmektedir.
Atatürkler tamam da milletimizin cedleri ve torunları arasında ciddi bir uçurum var.