Gazi Mustafa Kemal Atataürk'ün bir sözü çınlatıyor kulaklarımı;
"Beni unutturmaya çalışanlar olacaktır."
Atatürk, nasıl hayattayken emperyalist ve kapitalistlerle; şeyh, derviş, hoca görünümlü ajan provokatör İngiliz ve Yunan ajanları ile, vatan, millet, devlet, din ve namus için hayatlarını ortaya koyan Türk milleti arasında turnusol olduysa, ölümünden sonra da aynı şekilde turnusol olmaya devam ediyor...
Mustafa Kemal'e olmadık hakaretler yapanlar, Mustafa Kemal'in hayatında vermiş olduğu mücadeleye karşı ehl-i salibin, işgalcilerin yanında yer almış insanlardır. Onların evlatları, torunları aynı sapık anlayışı bugün de devam ettirmektedirler. Bu tıpkı görünürde Müslüman olan Ebu Süfyan neslinin Muaviye'nin ve Yezid'in Bedir Savaşı'nın intikamını İmam Ali'den ve oğulları İmam Hasan ile İmam Hüseyin'den almasına benzer.
Atatürk gibi bir insana, bu ülkeyi kurtarmış birine, ülkede ezanların daimi okunmasını sağlamış birine, ömrü haçlı ile savaşmakla geçmiş birine, nasıl olur da "dinsiz(!)" diyebilirsiniz?
Öncelikle Atatürk'ün şu sözlerini ?Atatürk'ü dinsiz göstermek isteyenlerin yaptığı gibi cımbızlamadan- öncesiyle sonrasıyla ele alalım. Yayımlanan "o videoda" yer almayan bölümleriyle Atatürk'ün 1 Kasım 1937 tarihli Meclis açılış konuşmasındaki son kısmı:
"Aziz milletvekilleri,
Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.
Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt; bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de, uluslar tarihinin bin bir acıklı olay ve sıkıntı ile dolu yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır.
Elimizdeki programın ruhu, bizi sadece bir kısım vatandaşlarla ilgilenmekten engeller, biz bütün Türk ulusuna hizmet ederiz. Geçen yıl içinde, parti ile hükümet kuruluşunu birleştirmekle vatandaşlar arasında ayrılık tanımadığımızı fiilen göstermiş olduk. Bu olayın bizim, devlet yönetiminde kabul ettiğimiz, 'Kuvvet birdir ve o ulusundur' gerçeğine uygun olduğu ortadadır. Gücün tek kaynağı olan Türk Milletinin seçkin vekillerini, büyük mutlulukla, eğilerek selamlarım." (Millet Meclisi Tutanak Dergisi D. V, C. 20, Sa. 3, 1 Kasım 1937).
Merhum Mustafa Kemal Atatürk'ün Kur'an-ı Azimüşşan ile ilgili 'gökten indiği sanılan hurafeler' tabirini kullandığı söylenir. Bu yalandır. Merhum Mustafa Kemal'in ne kadar dindar olduğunu, yetiştiğini ve büyüdüğünü, son nefesine kadar bu halden ayrılmadığını bize en güzel şekilde Prof. Dr. Haydar Baş, 'Hoş Geldin Atatürk' kitabında önümüze koymuştur.
Bundan birilerinin şiddetle rahatsız olması normaldir. Mustafa Kemal Atatürk'ün karşı çıktığı anlayış o dönemin FETÖ'sü olan Said-i Nursi ve onun gibilerinin zırvalarıdır. Bugün Fetullah Gülen neyse Mustafa Kemal'in zamanındaki Said-i Nursi de aynısıdır. Said-i Nursi'ye göre Kur'an, Said-i Nursi'yi ve onun eserlerini müjdelemek için inmiştir (haşa). Atatürk'ün 'gökten indiği sanılan hurafeler'den kastı bunlardır, Kur'an değildir.
"Dinsiz Atatürk" Profili, hangi sonuçları doğurdu, yaşıyoruz. Biraz da ona "dinsiz" diyenlerin gerçek dinsizler oldukları görülsün. Halen Türkiye'de Müslümanlar, Atatürk'ün yazdırdığı meal ve tefsirlerle dinlerini yaşıyorlar.
Atatürk düşmanlığında birleşen millet düşmanlarının, farklı gibi görünüp, aynı dille mesajlar verdikleri çok net olarak görülebiliyor...
Her fırsatta Atatürk'e saldırmayı adeta bir "görev" gibi gören FETÖ'nün göz nuru olan Mustafa Armağan, Derin Tarih adlı dergide Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan ile ilişkisini ima ederek "Çankaya'nın nikahsız 'First Lady'si" demiştir. (Derin Tarih Dergisi-sayı 62-Mayıs 2017).
FETÖ'nün başka elemanlarından olan Hasan Akar, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım için 'kötü kadın' benzetmesi yapmıştır.
Fesli Kadir Mısıroğlu, şanlı Türk ordumuzun düşmana karşı kazanmış olduğu savaşı ve Lozan Zafer Antlaşması'nı örtmek için "savaşı keşke Yunan ordusu kazansaydı" diye zırva kelimeler sarf etmiştir.
Türkiye'de Atatürk doğru anlaşılmadıkça, ülkedeki kör dövüş devam edecektir.
Allah; Atatürk'e, mübarek anasına, babasına, dedesine ve tüm soyuna sonsuz rahmet eylesin, bizlere de şefaatçi eylesin.
Selam olsun Atatürkçü Türk gençliğine...
"Beni unutturmaya çalışanlar olacaktır."
Atatürk, nasıl hayattayken emperyalist ve kapitalistlerle; şeyh, derviş, hoca görünümlü ajan provokatör İngiliz ve Yunan ajanları ile, vatan, millet, devlet, din ve namus için hayatlarını ortaya koyan Türk milleti arasında turnusol olduysa, ölümünden sonra da aynı şekilde turnusol olmaya devam ediyor...
Mustafa Kemal'e olmadık hakaretler yapanlar, Mustafa Kemal'in hayatında vermiş olduğu mücadeleye karşı ehl-i salibin, işgalcilerin yanında yer almış insanlardır. Onların evlatları, torunları aynı sapık anlayışı bugün de devam ettirmektedirler. Bu tıpkı görünürde Müslüman olan Ebu Süfyan neslinin Muaviye'nin ve Yezid'in Bedir Savaşı'nın intikamını İmam Ali'den ve oğulları İmam Hasan ile İmam Hüseyin'den almasına benzer.
Atatürk gibi bir insana, bu ülkeyi kurtarmış birine, ülkede ezanların daimi okunmasını sağlamış birine, ömrü haçlı ile savaşmakla geçmiş birine, nasıl olur da "dinsiz(!)" diyebilirsiniz?
Öncelikle Atatürk'ün şu sözlerini ?Atatürk'ü dinsiz göstermek isteyenlerin yaptığı gibi cımbızlamadan- öncesiyle sonrasıyla ele alalım. Yayımlanan "o videoda" yer almayan bölümleriyle Atatürk'ün 1 Kasım 1937 tarihli Meclis açılış konuşmasındaki son kısmı:
"Aziz milletvekilleri,
Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.
Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt; bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de, uluslar tarihinin bin bir acıklı olay ve sıkıntı ile dolu yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır.
Elimizdeki programın ruhu, bizi sadece bir kısım vatandaşlarla ilgilenmekten engeller, biz bütün Türk ulusuna hizmet ederiz. Geçen yıl içinde, parti ile hükümet kuruluşunu birleştirmekle vatandaşlar arasında ayrılık tanımadığımızı fiilen göstermiş olduk. Bu olayın bizim, devlet yönetiminde kabul ettiğimiz, 'Kuvvet birdir ve o ulusundur' gerçeğine uygun olduğu ortadadır. Gücün tek kaynağı olan Türk Milletinin seçkin vekillerini, büyük mutlulukla, eğilerek selamlarım." (Millet Meclisi Tutanak Dergisi D. V, C. 20, Sa. 3, 1 Kasım 1937).
Merhum Mustafa Kemal Atatürk'ün Kur'an-ı Azimüşşan ile ilgili 'gökten indiği sanılan hurafeler' tabirini kullandığı söylenir. Bu yalandır. Merhum Mustafa Kemal'in ne kadar dindar olduğunu, yetiştiğini ve büyüdüğünü, son nefesine kadar bu halden ayrılmadığını bize en güzel şekilde Prof. Dr. Haydar Baş, 'Hoş Geldin Atatürk' kitabında önümüze koymuştur.
Bundan birilerinin şiddetle rahatsız olması normaldir. Mustafa Kemal Atatürk'ün karşı çıktığı anlayış o dönemin FETÖ'sü olan Said-i Nursi ve onun gibilerinin zırvalarıdır. Bugün Fetullah Gülen neyse Mustafa Kemal'in zamanındaki Said-i Nursi de aynısıdır. Said-i Nursi'ye göre Kur'an, Said-i Nursi'yi ve onun eserlerini müjdelemek için inmiştir (haşa). Atatürk'ün 'gökten indiği sanılan hurafeler'den kastı bunlardır, Kur'an değildir.
"Dinsiz Atatürk" Profili, hangi sonuçları doğurdu, yaşıyoruz. Biraz da ona "dinsiz" diyenlerin gerçek dinsizler oldukları görülsün. Halen Türkiye'de Müslümanlar, Atatürk'ün yazdırdığı meal ve tefsirlerle dinlerini yaşıyorlar.
Atatürk düşmanlığında birleşen millet düşmanlarının, farklı gibi görünüp, aynı dille mesajlar verdikleri çok net olarak görülebiliyor...
Her fırsatta Atatürk'e saldırmayı adeta bir "görev" gibi gören FETÖ'nün göz nuru olan Mustafa Armağan, Derin Tarih adlı dergide Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan ile ilişkisini ima ederek "Çankaya'nın nikahsız 'First Lady'si" demiştir. (Derin Tarih Dergisi-sayı 62-Mayıs 2017).
FETÖ'nün başka elemanlarından olan Hasan Akar, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım için 'kötü kadın' benzetmesi yapmıştır.
Fesli Kadir Mısıroğlu, şanlı Türk ordumuzun düşmana karşı kazanmış olduğu savaşı ve Lozan Zafer Antlaşması'nı örtmek için "savaşı keşke Yunan ordusu kazansaydı" diye zırva kelimeler sarf etmiştir.
Türkiye'de Atatürk doğru anlaşılmadıkça, ülkedeki kör dövüş devam edecektir.
Allah; Atatürk'e, mübarek anasına, babasına, dedesine ve tüm soyuna sonsuz rahmet eylesin, bizlere de şefaatçi eylesin.
Selam olsun Atatürkçü Türk gençliğine...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Muhammed İbrahim Baki / diğer yazıları
- Bölüşerek tok oluruz, bölünerek yok oluruz / 30.11.2022
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019