Mustafa Kemal Atatürk'ü dinsiz gösterenlerin ve kurduğu Cumhuriyeti dinsiz ilan edenlerin İngiliz ve Yunan istihbaratı ile yerli işbirlikçilerinin işi olduğunu Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğrenmiştik.
Boğaziçi Üniversitesi'nde Atatürk'e atılan çirkin iftiranın sahibinin hem Yunan hem İngiliz olması da bu açıdan oldukça manidar...
Hoş Geldin Atatürk eserini elinize aldığınızda Atatürk'ün nasıl bir Müslüman olduğunu çok çeşitli kaynaklarla görüyorsunuz. Hatta Mustafa Kemal Atatürk'ün alelade bir Müslüman olmadığına, Allah'ın çok özel bir kulu olduğuna da şahit oluyorsunuz.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız eserinde, Atatürk'e "kâfir" diyenlere şöyle cevap veriyor:
"Atatürk'ün Arapça olan Kur'an'ı Türkçe yazdırması O'nun için "kâfirdir" diyenlerin dayanak noktalarından biridir.
İbadette de Türkçe ayetlerin mealinin bilerek yapılmasının önünü açmış ancak Arapçadaki manevi haz duyulmuyor gerekçesi ile tekrar Arapça okunmasını istemiş, ibadet diline karışmamıştır.
Bu iki gelişme O'nun dinsizliğini göstermez. Tam tersine İslam dininin cahil halk tarafından daha güzel anlaşılmasına bir vesile olarak denenmiştir. Yoksa O'nun İslam dinini değiştirmek gibi bir derdi olmadığı gibi, asıl mücadelesi din yobazları ve cahil hocalardır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, Aralık 2017, s.563)
* * *
Atatürk'ün en kızdığı insan tipi, dinden maddi menfaat temin edenlerdi. Bakınız İslam dininin kullanılması hakkında Mustafa Kemal Atatürk ne diyor:
"Sofu sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir." (Kılıç Ali, 1955, s.116 ve Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, Aralık 2017, s.565)
* * *
İslam'ın doğru bir şekilde anlaşılmasına büyük önem veren Atatürk, dini bütünlüğün aynı zamanda milli bütünlük olduğuna da inanırdı. Mustafa Kemal, 1920 senesinde Hakimiyet-i Milliye gazetesinde kaleme aldığı makalede, İslam'ın anlaşılmasını şu şekilde yorumlamıştı:
"Esasen Müslümanlar nerede Fransız, Moskof, Hollandalı hangi devlet ve milletin esareti altına girdilerse, bu cahil oldukları zamanlarda ve cahil oldukları için vaki olmuştur. Ve hangi Müslüman millet yabancı ve Hıristiyan tahakkümüne isyan ettiyse, İslam'ın azamet ve vakarını anlayabilecek ilmi elde ettikten sonra isyan etmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, Aralık 2017, s.567)
* * *
Atatürk'e "Din lüzumlu bir şey midir?" diyen soran kişiye Gazi'nin verdiği cevap tam bir ders niteliğindedir.
"1. Tarih Kongresi, 1930 senesinde Ankara Halkevi'nde toplanmıştı. Muallimlerden birisi, 'Din lüzumlu bir şey midir?' diye sorar. Atatürk bu suale gayet sakin bir tavırla hemen cevap verir:
Evet, din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki; din, Allah ile kulu arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler menfur kimselerdir. İşte bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir." (Kılıç Ali, 1955, s.114-115)
* * *
Mustafa Kemal Atatürk, Kur'an-ı Kerim'i satır satır okur ve bazı ayetlerin altını çizerdi. Şu anlatacağımız anekdot bunun ispatıdır:
"Atatürk, Cemal Sait'in Kur'an-ı Kerim tercümesini okurken Bakara Sûresi'nin şu ayetlerini işaretlemiştir:
11-Onlara yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiği zaman, 'hayır biz ıslah ediyoruz' derler.
12-Bozgunculuk yaparlar fakat anlamazlar.
13-Kendilerine, herkes gibi iman ediniz denildiği zaman 'biz aptallar gibi mi inanacağız' derler. Hâlbuki kendileri aptaldır ve fakat bilmezler."
Atatürk önemli görerek boydan boya bu ayetlerin altını çizmiştir. (Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, cilt 8, Anıtkabir Derneği, Ankara, s.456)
* * *
Atatürk'ün Kur'an-ı Kerim okunduğu zaman duygulandığı ve gözlerinin yaşardığı birçok anılarda geçmektedir. Bu hatıralardan biri de şöyledir:
"Atatürk bazı kereler çalışırken okuduğu tefsirlerin çok tesirinde kalırdı ve de 'Hey büyük Allah'ım… Kur'an'a inanmayan kâfirdir, bize nasıl yol gösteriyor. Bunları tüm dünyaya okutmalıyız' diye de söylenirdi.
Sonra o an yanındaki bizlere, 'Okurken ruhum coşuyor, size de oluyor mu?' diye sorardı. Ama o anlarda gözleri hafifçe dalar ve kızarırdı." (Mustafa Kemal Ulusu, Atatürk'ün Yanı Başında: Çankaya Köşkü'nün Kütüphanecisi Nuri Ulusu'nun Hatıraları, 15. Baskı, Doğan Kitap, İstanbul 2008, s.185)
* * *
Çok azıyla iktifa ettiğimiz Prof. Dr. Haydar Baş beyefendin eserindeki bu bilgilerin çok daha fazlasına ulaşmanız mümkün. Atatürk'ü, hem Yunan hem İngiliz olan bir ajanın iftiralarıyla değil, Hoş Geldin Atatürk eserinden tanıyın. O zaman görürsünüz asıl "şeytan" kimmiş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022