Yine bir 10 Kasım, yine hüzün, yine özlem yüreğimizde… Dün ölümünün 81.yıldönümüydü Mustafa Kemal Atatürk'ün. Bugünümüzü, yarınımızı, üzerinde yaşadığımız topraklardaki varlığımızı, özgürlüğümüzü, insana yaraşır şekilde yaşam biçimimizi borçlu olduğumuz Mustafa Kemal'i kaçımız gerçekten tanıyor dersiniz?
Kitaplarını satırların altını çizerek kaçımız okuduk?
Kaçımız çocuklarına "Atatürk vatanımızı düşmanlardan kurtardı" sözünden öte, Atamızın düşüncelerini aktardı özenle.
Pek çok konuda olduğu gibi, ne yazık ki çoğumuzun tarih bilgisi de kulaktan dolma bilgilerden öte gitmiyor. Okumadan, araştırmadan, anlamadan, özümsemeden, bir süzgeçten geçirmeden kolaylıkla kabullendiğimiz "sözde gerçekler" çoğu kez gözümüzü kör, kulağımızı sağır ediyor. Sevgimizi, sevdiğimizi kendi ellerimizle öldürdüğümüzün ayırdına bile varamıyoruz.
Oysa Atatürk'ü sevmek, onu anlamak demektir. Atatürk'ü anlamak, onun ilkelerini benimsemek demektir. Atatürk'ün ilkelerini benimsemek, yılda birkaç gün onu şiirlerle anmak değil, hayatın her anında ve alanında o ilkelere bağlı yaşama sorumluluğunu alabilmek demektir.
İşte tam bu kertede Atatürk sevgisini yeşerten, sözde değil özde, gerçek Mustafa Kemal'i tanıtan, ilke ve düşüncelerini saptırmadan bir devlet adamı ve bilim namusu titizliği ile bizlere aktaran Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hoş Geldin Atatürk" kitabını, her satırının altını kalın çizgilerle çizerek okuyalım, okutturalım. O zaman Atamızı anlayarak anmış oluruz. Hele Sayın Baş'ın bu başyapıtını, dünyanın merkezine inşa ettiği Milli Ekonomi Modeli (MEM) projesiyle birlikte yorumlayıp değerlendirebilirsek; "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk'ün tam bağımsızlık düşüncesini anlamış oluruz.
Nitekim Mustafa Kemal, İzmir İktisat Kongresi'nin açılış konuşmasında:
"Tarihin ve tecrübenin süzgecinden arta kalmış bir gerçek vardır. Türk tarihi incelenirse, gerileme ve çöküntü nedenlerinin iktisadi sorunlara bağlı olduğu görülür. Tam bağımsızlık için şu kural vardır. Milli egemenlik, mali egemenlikle desteklenmelidir. Bizleri bu hedefe götürecek tek kuvvet ekonomidir. Siyasi ve askeri zaferler, başarılar ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olamaz" derken, tam bağımsızlığın ekonomik özgürlükten geçtiğini vurgulamıştır.
Haydar Baş Hocamızın verdiği mücadele de, tam bağımsızlığımız için MEM'in hayata geçirilmesi yolundadır. MEM'i örnek alıp uygulayan ülkelerin düze çıktığı gerçeği karşısında, "Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül" olmak istemiyorsak, hemen, şimdi Milli Ekonomi Modeli'ne geçmeliyiz.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023