Atatürk'ün tavrı vatana ihanet edenleredir

Tarih ve dini ilimler konusunda sağlıklı bilgilere sahip olmadığını "Atatürkçülükle nal toplamak" yazısından anladığımız Yeni Akit gazetesi yazarı Mehmet Doğan'ın Atatürk'le ilgili bir iki ifadesine cevap vereceğim.Yazısında, "O'nun anlayışında 'din'in yeri yoktur" ve "Lozan'dan sonra dine ve dindarlara açık tavır koymuştur" iddialarında bulunuyor Doğan?Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet sitesinde geçen "Atatürk ve Din" başlıklı bir çalışmada Atatürk'ün din hakkında şunları söylediği ifade edilmektedir: "Din vardır ve lüzumludur. Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi. Fakat bina uzun asırlar ihmale uğramış.""Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur." (Sadi Borak, Atatürk ve Din, s.81-82)"Milletimiz, dil ve din gibi iki kuvvetli fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz." (Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s.210)Atatürk'ün din hakkındaki görüşlerinden bazıları bunlar ve dine bu şekilde bakan, ona övgüler dizen Atatürk için "O'nun anlayışında dinin yeri yoktur" demek, atgözlüğü takarak Atatürk'e bakmaktan başka bir şey değildir."Atatürk dinsizdir" deyip, Atatürk düşmanlığı ile nam salan BOP'çu Fesli'ye de bir cevap gönderelim. Atatürk şöyle diyor: "Ey arkadaşlar, Allah birdir, büyüktür? Cenab-ı Peygamber, son peygamberdi ve kitabı, kitab-ı ekmeldir." (Enver Ziya Karal, s.65)Atatürk'ün bu ifadesi açık ve net bir şekilde onun Müslüman bir insan olduğunu ispatlıyor, peki ona dinsiz diyenlerin durumu sizce ne oluyor? İslam'ın itikadi hükmü belli: Bir Müslüman'a dinsiz ve kafir diyen, kendisi dinsizdir, kafirdir. Atatürk'ün Peygamber Efendimize öyle büyük bir saygı ve sevgisi vardır ki, emin olun Atatürk'e din konusunda iftiralar atanların o kadar Resulullah sevgisi yoktur.Atatürk Peygamberimiz hakkında şu övgüleri ifade ediyor: "O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar o ölümsüzdür." (Utkan Kocatürk, Atatrük2ün Fikir ve Düşünceleri, s.208)"Lozan'dan sonra dine ve dindarlara tavır koymuştur" iftirasına gelirsek, Lozan'dan yıllar sonra 1930 yılında gerçekleşen bir hadiseyi naklederek buna cevap verelim.Atatürk, 1930 yılında Fevzi Çakmak ile beraber bir yurt gezisine çıkar. Yolculuk trenle yapılmaktadır. Yolculuk sırasında yüksek rütbeli subaylardan birinin namaz kıldığını gören bir milletvekili bu durumu gizlice Atatürk'e iletir. Atatürk, namaz kılmayı kendince suç gören milletvekilinin davranışını çok yadırgar, milletvekilini ağır bir şekilde azarlar ve ibadet etmenin, namaz kılmanın son derece doğal bir davranış olduğunu belirtir.Peki, Atatürk birilerine tavır göstermiş midir? Elbette göstermiştir. Ama bu tavır vatanını, milletini seven dindar insanlara değil, İngiliz'le, Fransız'la bir olup vatana ihanet edenleredir. Bu ihanet edenler dinsiz ateist olsa da bu tavrı göstermiştir, sakallı, cübbeli, sarıklı olsa da?Ne yani "Yunan'a kurşun sıkmak küfürdür" diyerek, dini kullanarak, İngilizlerin menfaatine milleti milli mücadeleden soğutmak isteyenlere müsamaha mı etseydi?Eğer müsamaha etseydi, kendisi de ihanet etmiş olurdu.Bugün de ne çekiyorsak, ABD taşeronluğu yapan, BOP'u nimet gören, Irak'ta, Afganistan'da, Suriye'de, Libya'da Müslüman katliamı için fetvalar veren, Peygambersiz bir din anlayışını empoze etmeye çalışan başında fes ya da sarıklı, sakallı, cübbeli ama kalbinde haç taşıyan hacı hocalardan, hocaefendilerden çekmiyor muyuz?Bunlarla sadece Atatürk değil, Müslüman Türk milleti olarak hepimiz mücadele etmeliyiz. Çünkü bunların asıl derdi Atatürk değil, Türk milletinin birlik ve beraberliği, bağımsızlığı?Bunların oyunlarını dün Atatürk bozdu, bugün de gerçek Atatürk'ü bizlere tanıtan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bozmaktadır.Sayın Doğan, Atatürk ve izinden yürüyenlere hakaret etmekten nemalanmaya çalışanlar sadece bu dünyada değil, içinde bulundukları ihanet sebebiyle ahirette de nal toplayacaklardır.