Her türlü uyarıya rağmen, AKP hükümeti Lübnan'a asker gönderecek mi?Esasen bu sorunun cevabı AKP'li yetkililere ait değil, onları bugünlere hazırlayanlara ait.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün yaptığı açıklamalara ve İsrail'de kurduğu temaslara bakılırsa karar önceden verilmiş gibi.Gül, "Türkiye'nin coğrafyasındaki gelişmelere seyirci kalmasını kimse bizden isteyemez, bekleyemez" ifadelerini kullanarak bunun sinyallerini veriyor.Üstelik Mescidi Aksa'ya, yani bir Müslüman mabedine İsrailli korumalarla girerek ne tarafa daha yakın olduğunun mesajını da vererek. Bu durumu protesto eden Filistinli gencin sözleri anlamlı: "Sizin İsrail'le ilişkiniz var. İslam'da Yahudilerle ilişki yasaklanmıştır. Bizim onlara ihtiyacımız yok. onlarla ilişkimizi kesin. Siz burayı halifelik döneminde yönettiniz. Buraya gelin ve burayı İsrail'in elinden kurtarın"Kanayan Ortadoğu'nun mazlum insanlarının hala çözümü Türkiye'den beklemeleri açısından bu sözler ibret verici.Lübnan'a asker göndermenin Türkiye açısından zararları açık ve net bir şekilde ortada.BM kapsamında askerimiz Güney Lübnan'a konuşlandırılmak isteniyor. Yani İsrail ile Hizbullah'ın arasına, çatışmanın tam ortasına. Buradaki hedefin İsrail ile Hizbullah arasına bir tampon bölge oluşturmak olduğu belli. Böylece İsrail Hizbullah'ın füzelerinden ve saldırılarından bir nebze olsa kurtulabilecek. Olan aradaki güce olacak.Peki, Hizbullah bu uluslararası güce rağmen mücadelesini bırakır mı?Bildiğiniz gibi Hizbullah şu anda Lübnan'da İsrail'in yaptığı katliamlara direniş gösteren tek silahlı güç.Hizbullah, Lübnan'da silahlı bir güç olduğu kadar aynı zamanda siyasi ve legal bir parti. Mecliste 14 tane vekili ve 2 tane de bakanı mevcut.Bu siyasi durum, Hizbullah'ın arkasında ciddi bir halk desteğinin de olduğunu göstermektedir.İsrail'in son yaptığı sivil katliamı Hizbullah'ın arkasındaki halk desteğini mutlaka arttıracaktır.Lübnan hükümeti ve askeri İsrail'e direnmeme kararını çoktan almış, hatta dünkü yazımızda da ele aldığımız gibi topraklarını işgal eden İsraillilere çay ikramında bile bulunuyorlar.Kısaca, şunu demek istiyorum, ortada bir işgal ve katliam var ve buna direnen tek silahlı güç Hizbullah, sizce bu güç elindeki silahı bırakır mı, yoksa sonuna kadar işgalle mücadele etmeye, vatanını korumaya devam eder mi? Şu bir gerçek ki, Lübnan'a asker göndermek, Somali'ye, Afganistan'a, Bosna'ya, Kosova'ya asker göndermeye benzemeyecektir.AKP hükümeti "Asker göndersek de, insani amaçlı olacak" gibi açıklamalar yapsa da tam çatışmaların ortasında, ateş hattında bundan nasıl emin olabilirsin? Ortada Lübnan'ın direniş gösteren tek silahlı gücü ve diğer tarafta ise ateşkese birkaç gün bile tahammül edemeyen bir İsrail var.Ve sizi davet edenlerin başında İsrail geliyor, çağırma amacı da 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararında ifade edildiği gibi Hizbullah'ın silahsızlandırılması.Yani arzı mevut emelleri için Lübnan'ı altın tepside İsrail'e takdim edilmesi.Önce Lübnan, sonra Suriye, sonra İran ve sonra?Tahmin etmek zor değil, tabii ki Türkiye.Türkiye'den önce eskiden hakim olduğu coğrafyaları kendi eliyle teslim etmesi isteniyor, sonra da kendisini.Bizim siyasiler de bu sessiz işgalin diğer bir adı olan Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) eşbaşkanlığını yapmakla övünüyorlar. Garabetin böylesi.Artık bu zilletten kurtulmalı ve Ortadoğu'ya ve de bütün mazlum milletlere gerçek adaleti ve sevgiyi getirmek için asıl misyonumuza kavuşmalıyız.Bunun için de çözümü okyanus ötelerinde arayanları değil, Atatürk gibi milli projeleri olanları başımıza taç yapmalıyız.Yoksa gidişat hiç de hoş değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025