logo
20 AĞUSTOS 2025

Avrupa Birliği için 5 senaryo!

Avrupa Birliği 60 yıllık siyasi, ekonomik ve askeri tarihinin en zor döneminden geçiyor. İngiltere'nin birlikten ayrılma kararından sonra varoluş kriziyle karşı karşıya kalan Avrupa Birliği'nde en önemli hedef, birliğin varlığını koruması ve dağılmayı önlemek.

24.03.2017 00:00:00
İngiltere'nin 23 Haziran 2016'da yapılan referandumla, ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkışı anlamına gelen Brexit sürecini başlatması ve son dönemde AB genelinde aşırı sağcı popülist partilerin giderek güç kazanması, birliğin mevcut yapısı ve işleyişine yönelik eleştiriler ve bu alandaki reform arayışlarının ötesinde, bir bütün olarak AB'nin geleceğinin sorgulandığı tartışmalara yol açtı.
 İkinci Dünya Savaşı'nın ardından şekillenen uluslararası dengeler çerçevesinde dünyanın en önemli entegrasyon projelerinden birini temsil eden AB, uzunca bir süredir aşırı sağcı ve popülist hareketlerin yükselişe geçmesi, mülteci krizi, ekonomik sorunlar ve Doğu Avrupa'da yükselen Rusya tehdidi gibi meselelerle meşgul durumdaydı.
Bu bağlamda İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı, birlik içerisinde büyük bir kırılmaya yol açtı. Yapısal ve kronik sorunlarını aşmakta başarılı olamayan ve bu süreçte ilk kez üye ülkelerinden birinin ayrılma kararıyla yüz yüze kalan AB'nin, mevcut küresel belirsizlik ortamında varlığını nasıl idame ettireceği merak konusu. 
Mülteci krizi AB'yi böldü
Brexit'in yanı sıra, AB içinde tartışmalara neden olan diğer bir önemli konu da, yaklaşık iki yıldır güncelliğini korumaya devam eden ve Almanya'nın öncülüğünde AB içerisinde kabul gören sığınmacılara yönelik politikalar oldu. Avrupa'ya gelen mültecilerin kabulü ve AB üyesi ülkeler arasında paylaşılmasını kapsayan bu mülteci politikaları, AB üyesi ülkeler tarafından yoğun şekilde eleştiriye tabi tutuldu.
Avusturya'nın mülteci geçişlerini engellemek için Slovenya ve Macaristan'la sınırlarını kapatması üzerine, AB üyesi Balkan ülkeleri de aynı şekilde sınırlarını mültecilere ve mülteci geçişine kapatma kararı aldı. Ayrıca Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya, üye ülkelerin sığınmacı almasını zorunlu kılan Brüksel'in aksine mülteci kabul etmeyeceklerini duyururken, AB'yi ve diğer üyeleri mülteci politikalarını değiştirmeye zorladı.
Aynı şekilde, sığınmacı karşıtı açıklamalarıyla tanınan ve AB içerisinde "otokratik eğilim göstermekle" suçlanan Macaristan Başbakanı Victor Orban'ın yanı sıra, AB kararlarını reddeden Polonya da AB Komisyonu'nun ağır eleştirilerine maruz kalmasına rağmen Brüksel'e karşı tavrını değiştirmedi. AB'nin önemli ülkelerinden İtalya'da da artan AB karşıtlığı, kendisini 5 Aralık 2016'da yapılan anayasa referandumunda gösterdi.
Aşırı sağcı ve popülist partilerin, anayasa referandumunu AB referandumu şeklinde lanse etmeleri, AB yanlısı olarak bilinen dönemin İtalya Başbakanı Matteo Renzi'nin referandumu kaybederek istifa etmesine sebep oldu. İtalya'da yaşanan bu gelişme ise AB uzmanları tarafından, İtalyanların "AB yanlısı politikaları reddetmesi" olarak değerlendirildi.
AB için beş senaryo
AB'nin karşı karşıya olduğu 'varoluş meselesini' ortaya koyan en önemli gelişme ise AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in hazırladığı ve 1 Mart'ta yayınladığı "Beyaz Kitap" belgesi oldu. Belgede, birliği ilgilendiren iç ve dış faktörler dikkate alınarak AB'nin yola nasıl devam etmesi gerektiği üzerine beş farklı senaryo tanıtıldı.
Bugün bir araya gelen AB liderleri ise birliğin varlığını devam ettirebilmesi için Juncker tarafından hazırlanan beş senaryoyu inceleyecek. 27 üyeli birleşik bir Avrupa'nın kendi kaderini şekillendirmesi ve kendi geleceği için bir vizyon geliştirmesi gerektiği belirtilen belgedeki senaryolarda da, AB'nin mevcut siyasi ve ekonomik yapılarla devam etmesinin zor olduğuna vurgu yapılarak, AB'nin varlığını idame ettirmek için birliği bir arada tutacak yeni bir vizyon geliştirmesi gerektiği ve bu çerçevede reform ve düzenlemelerin yapılmasının elzem olduğu ifade ediliyor.
Yeni lider Almanya mı?
Brexit aynı zamanda AB içerisindeki siyasal dengeleri de etkileyerek İngiltere, Fransa ve Almanya'dan oluşan ve AB'nin liderliğini ve taşıyıcı gücünü meydana getiren 'troyka'nın dağılmasına sebep oldu.
Bu durum, AB içinde ekonomik ve siyasi anlamda önemli bir konuma sahip Almanya'yı lider ülke olarak öne çıkarırken, 'yeni dönemde AB'nin liderliği nasıl şekillenecek' sorusunu da gündeme getirdi. İngiltere'nin birlikten ayrılma kararının haricinde, Fransa'nın da ekonomik anlamda yaşadığı sıkıntılar ve ülkenin cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde oluşu, AB'nin siyasi ve ekonomik anlamdaki en istikrarlı ülkesi konumundaki Almanya'yı, AB liderliğini üstlenmeye iten en önemli faktörlerin başında geliyor.
Almanya'nın Avrupa'ya liderlik yapma eğiliminin tarihsel kökleri olduğu ve uzun zamandır bu liderliği kabul ettirmeyi hedeflediği biliniyor. Birlik içindeki bazı ülkelerin muhalefetine rağmen, Brexit'in sağladığı koşullar Almanya'yı AB'nin 'de facto' lideri konumuna getirmiş durumda.
Başbakan Angela Merkel Almanya'nın AB'nin zayıflaması sonucundaulaştığı pozisyonla, AB'yi bir arada tutmak ve Almanya'nın liderliğini konsolide etmek için yoğun bir çaba içinde. Merkel, Brexit'in ardından yaptığı açıklamalarda AB'nin devam etmesi gerektiğini belirterek, bunun için AB üyesi ülkelerin öncelikle ekonomik anlamda rekabet kabiliyetinin arttırılması, daha fazla istihdam sağlanması ve ekonomik büyümenin sürdürülmesi gerektiğine dikkati çekmişti.
AB'nin geleceği belirsiz
AB 60 yıllık siyasi, ekonomik ve askeri tarihinin en zor döneminden geçerken, birliğin varlığı, devamı ve geleceği gibi konular, AB üyesi ülkeler arasında tartışılmaya devam ediyor. AB'nin nüfus ve ekonomik ağırlığının giderek azaldığı, bu çerçevede 2060 yılında AB üyesi hiçbir ülkenin tek başına dünya nüfusunun yüzde 1'ini dahi teşkil etmeyeceği, birlik içerisinde yapılan son görüşmelerde değerlendirilen konular arasında yer alıyor.
Öte yandan, birliğin en önemli üyelerinden İngiltere'nin AB'den ayrılma kararının, diğer üye ülkeleri de aynı istikamette adımlar atma konusunda cesaretlendireceği ihtimali de, birliğin geleceğine ilişkin tartışmalarda sıkça dile getirilen bir endişe.
Nitekim bu durum, birçok açıdan sıkıntı içinde olan AB'yi kendi içinde birliği korumak adına yeni bir vizyon yaratmaya ve varlığını devam ettirmek için mevcut siyasi sistemini reforma tabi tutmaya zorluyor.
Mevcut yapısıyla artık varlığını koruyamayacağı AB Komisyonu tarafından da kabul edilen AB'nin, önümüzdeki dönemde başlıca hedefi siyasi ve ekonomik gelişme ve birliğin büyümesi gibi konular değil, birliğin varlığını koruması ve dağılmasını engelleyici önlemlerin alınması olacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Microsoft çalışanları İsrail'e karşı eylem yaptı
"Apartheid için açık gün yok"
Yunanistan'da yerli savunma sanayi şirketi İsrailli firmaya satıldı
Muhalefetten tepki
Bursa'nın bir barajı tamamen kurudu
35 günlük su kaldı
Beyoğlu Belediye Başkanı tutuklanmıştı
İnan Güney görevden uzaklaştırıldı
AKP'ye geçeceği iddia ediliyordu
Başkan Bozbey istifa iddialarına açıklık getirdi
Bu hafta sıcaklar etkisini sürdürecek
İstanbul'da yarın yağış bekleniyor
Yorumsuz!
Gazze'de can kaybı 62 bin 64'e yükseldi
Fenerbahçe, Portekiz'de avantaj arıyor
Benfica ile 7. kez karşılaşacak
Boşanma davalarında yeni dönem
'Aile arabuluculuğu' geliyor
MHP Lideri tutuklanan Selahattin Yılmaz’a sahip çıktı
Aziz İhsan Aktaş’a suikast iddiası ile tutuklanmıştı
TBMM önünde ‘Beyaz Toros’ yakıldı
Henüz olayla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı
Zelenskiy, Putin ile ikili bir görüşmeye hazır
Beyaz Saray'da gazetecilere konuştu
30 ülke Ukrayna için güvenlik garantisi üzerinde çalışıyor
Açıklama NATO Genel Sekreteri'nden
Merz: Putin ve Zelenskiy'nin 2 hafta içinde bir araya gelecek
3'lü zirve için ateşkes şartı sundu
Ukrayna'dan ABD'ye 100 milyar dolarlık silah anlaşması teklifi
ABD'nin sağlayacağı güvenliğin karşılığı
Microsoft çalışanları İsrail'e karşı eylem yaptı
"Apartheid için açık gün yok"
Yunanistan'da yerli savunma sanayi şirketi İsrailli firmaya satıldı
Muhalefetten tepki
Bursa'nın bir barajı tamamen kurudu
35 günlük su kaldı
Beyoğlu Belediye Başkanı tutuklanmıştı
İnan Güney görevden uzaklaştırıldı
AKP'ye geçeceği iddia ediliyordu
Başkan Bozbey istifa iddialarına açıklık getirdi
Bu hafta sıcaklar etkisini sürdürecek
İstanbul'da yarın yağış bekleniyor
Yorumsuz!
Gazze'de can kaybı 62 bin 64'e yükseldi
Fenerbahçe, Portekiz'de avantaj arıyor
Benfica ile 7. kez karşılaşacak
Boşanma davalarında yeni dönem
'Aile arabuluculuğu' geliyor
MHP Lideri tutuklanan Selahattin Yılmaz’a sahip çıktı
Aziz İhsan Aktaş’a suikast iddiası ile tutuklanmıştı
TBMM önünde ‘Beyaz Toros’ yakıldı
Henüz olayla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı
Zelenskiy, Putin ile ikili bir görüşmeye hazır
Beyaz Saray'da gazetecilere konuştu
30 ülke Ukrayna için güvenlik garantisi üzerinde çalışıyor
Açıklama NATO Genel Sekreteri'nden
Merz: Putin ve Zelenskiy'nin 2 hafta içinde bir araya gelecek
3'lü zirve için ateşkes şartı sundu
Ukrayna'dan ABD'ye 100 milyar dolarlık silah anlaşması teklifi
ABD'nin sağlayacağı güvenliğin karşılığı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.