Avrupa ülkeleri İslam dininin değerlerine saldırarak kustukları kinlerini düşünce özgürlüğü diye izah etmek küstahlığına da hiç utanmadan başvuruyorlar.2005 yılında Danimarka'da Peygamber Efendimiz'e hakaret içeren karikatürler geçtiğimiz günlerde bir kitap olarak yayımlandı.Kitabın adını ne koydular biliyor musunuz?"Düşünce Özgürlüğü"Evet, utanmadan bu adı koydular.Hem de İslam dünyasıyla dalga geçerek.Avrupa'nın bu adımıyla düşünce özgürlüğü bugüne kadar aldığı en büyük yarayı da almış oldu bence.Almanya başbakanı Angela Merkel de aynı yolun yolcusu olduğunu ispatlarcasına Hz. Peygambere saldıran karikatüriste ödül vermişti.Türkiye'nin de olur vermesiyle NATO Genel Sekreteri olan Danimarka eski Başbakan'ı Rasmussen de bu olay karikatüriste sahip çıkmıştı.İslam'a saldırı konusunda destek verenler sadece yukarıda saydığım birkaç kişi değil elbette.Vatikan da aynı kafada?Hazreti Muhammed'e (s.a.v) yönelik karikatürlü saldırıya Vatikan'a bağlı bir kilisenin dergisi de katıldı. HZ. Muhammed'i (s.a.v) cehennemde yanarken gösteren tasvirleri yayınlayan bu derginin yönetmeni Callavani, Müslümanların göstereceği tepkiden çekinip çekinmediği sorusunu küstahça cevaplayarak "Yayınımızın suikastlara sebebiyet vermemesini umuyorum" şeklinde küstahça konuşmuştu.Avrupa Birliği'nin düşünce özgürlüğü İslam'a ve İslam'ın değerlerine saldırıldığı müddetçe sonsuz.Kendi değerlerine saldırılarda ise sıfır.İslam'a hakaret söz konusu olduğunda fikir özgürlüğüne sarılan Batı, MTV'nin Papa'yla dalga geçen çizgi filmi 'Popetawn'ın gösterimine ise şiddetle karşı çıkmıştı. Bu örnek şüphesiz Batı'nın bu konudaki çifte standardı için verilebilecek sayısız örnekten sadece biri.Hz. İsa'ya hakaret eden birçok film ve kitap da Avrupa'da yasaklanmıştır. Katolik Hıristiyanlar, 1997'de radyo-televizyon, basın, fotoğraf ve resim aracılığıyla dini inançlarına yapılan saldırılarla mücadele için "Croyances et Liberte" örgütünü kurdu. Kurulduktan sonra, aktif olarak bütün yayınları ve sanat eserlerini takip altına alan örgüt, çok sayıda film afişi, resim ve reklâmı Hıristiyanlığa "hakaret" gerekçesiyle mahkemeye taşıdı ve birçoğunu yasaklattı. Paris Mahkemesi, bu derneğin başvurusu üzerine 2005 yılında bir moda firmasının Leonardo da Vinci'nin, meşhur "Hz. İsa'nın son yemeği" tablosundan esinlenerek yaptırdığı reklâm afişini "Hıristiyanları incitiyor" diye yasaklamıştı.Hıristiyanların kutsallarına saldırı söz konusu olduğunda düşünce özgürlüğü akla gelmezken İslam'ın kutsallarına saldırının kılıfı "özgürlük" oluyor görüldüğü gibi.Bu örneğin gösterdiği bir gerçek de batılı ülkelerde yaşayan Müslümanların örgütlenme hususunda çok eksikleri olduğudur. Bu eksiklik mutlaka giderilmeli ve çifte standarttan dolayı netice alabilmek çok zor da olsa hukuki olarak inançlarını savunmak için elerinden geleni yapmaları sağlanmalıdır. Bu eksikliğin giderilmesinde genelde İslam ülkelerinin hükümetlerine özelde ise Türkiye'ye büyük görev düşüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024