Türkiye, "çözüm süreci" denilen oyunla, terör meselesini şimdilik gündemden çıkardı. 17 Aralık operasyonu ile rüşvet, yolsuzluk, paralel devlet, cemaat arasında gidip gelen iktidar kavgasını seyrediyor. Bu yeni gündem, Türklük, cumhuriyet hatta Atatürk üzerinden sinsice devam eden başka senaryoları setreyliyor. Ekonomik sorunları kimse tartışmıyor, açlık sınırının altındaki milyonlarca vatandaşımız kimsenin derdi değil. Bakan Güler ve oğlu arasında geçen konuşmada "birkaç kuruş" olarak nitelenen 1 trilyonun peşine düşen yok. 17 Aralık öyle bir zamanda patladı ki, sanki geçmişe dair her sorun unutuldu, bir kenara bırakıldı, seçim sathı mahalline girildiği bugünlerde, tek gündem paralel devlet ile ona karşı kendini savunmaya çalışan iktidar mücadelesine dönüştü. Oysa Türkiye'nin iç ve dış politikada çok ciddi sıkıntıları var. Dışarıda prestiji kaybolmuş bir Türkiye? Saygınlığını, ABD'ye ram olmakla kaybetmiş bir Türkiye? Sünni dünyanın hamisi kabul edilirken bugün Müslüman ülkelerle ipleri atmış; hatta Suriye ile geldiği noktada savaşın müsebbibi gösterilen bir ülkeyiz artık. Ekonomi batmış, borcu borçla kapatma mantığı ile kendi parasını basmaktan aciz bir Türkiye'yiz. Tarım bitmiş, hayvancısı, çiftçisi, orman köylüsü perişan? İşçi, memur 100 TL'lik bir zammı gözler bir haldeyiz. Madenler peşkeş çekilmiş, özelleştirme adı altında hayati cumhuriyet kazanımları bir bir elden çıkmış. Neden çözümü istemiyoruz? Yazdıklarım 11 senedir iktidarda olan AKP'nin eseri. Sokaktaki insana sorduğumuzda, "AKP'yi, CHP'yi, MHP'yi neden destekliyorsunuz?"un yanıtı yok. Şimdiye kadar denediğimiz bu partilerden ne umduk, ne bulduk? Yukarıda saydığımız acı tablonun değişmesi için ne duyduk? Hiçbir şey? Kayıkçı kavgasına dönen siyaset zihniyeti değişmediği sürece Türkiye düzelemez. Ben, bir cumhuriyet ailesinin evladıyım. Babam, Türk hukukunda doktrin kabul edilen kabiliyette bir hukukçu, bir hâkim. Yazdığı eserler ders kitabı olarak tavsiye edilmekte. Ailecek yaptığımız değerlendirmelerde, Türk insanının günden güne gerileyen, her sahada dünü aratan bu gidişatına dur diyecek bir lideri konuşuyoruz. Bugün siyaset, sadece siyasilerin gündemi olmaktan çıkmıştır. Bugün siyaset, Türkiye deki aydınların, kanaat önderlerinin, yazarların da müdahil olmasıyla halka yol göstermesi gereken bir hal almıştır. Zira Türkiye içte ve dışta uygulanan yanlış politikalar ile çok kan kaybetti. Bu düşüşün çıkışı, ancak doğru liderle sağlanabilir. Yaptığımız değerlendirmeler, bizi Bağımsız Türkiye Partisi ve Lideri Prof. Dr. Haydar Baş Beyde karar kıldırdı. Özellikle, Rusya Duması'nda gerçekleştirdiği program ve Putin'in "MEM'i uygulayacağız" beyanları Sayın Baş'ı Türk siyasileri arasında ilk sıraya oturtmuştur. Ekonomi sorunların halli, terörü, toplumsal cinneti ve hatta uluslararası sahada yitirilen saygınlığı da düzeltecektir. Bunun tek yolu MEM'in uygulanmasıdır. Hiçbir çözümü olmayana bilinçsizce sahip çıkmanın yerine bu sefer çözümü seçmek zorundayız. Biz, kendilerinin yanındayız, katıldığımız her ortamda çözümün ve barışın adresi olarak Sayın Baş'ı anlatıyoruz. On yıllar evvel dediklerinin çıktığı öngörüleri, AB konusundaki, ekonomideki, terör meselesindeki formülleri kıyas kabul etmeyen çözümler. Eski partisinde ısrar edenler artık çıkış yolu olarak Sayın Baş'ı kabul ediyorlar. Sayın Baş, "Ayağa kalk Türkiye" sloganını kullanır. Türkiye bu badireleri atlatmak için ayağa kalkmak hem de bir an evvel ayağa kalkmaya mecburdur. Bu mecburiyette ona el tutacak Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018