Bir iktidar düşünün kendini milliyetçi muhafazakar, dindar bir parti olarak ilan etsin, hakça paylaşımdan, her türlü yoksulluk ve yolsuzluğa karşı dimdik duracağından, kısaca İslami iktidar edeceğinden, dağa taşa hak yol İslam yazacağından ve perde ardında da şeriattan bahsetsin…
Halk da yeter artık şu dinsiz imansız partilerden çektiğimiz diye onları iktidar etsin…
İktidara gelen parti ise Allah, Kur'an'da, "Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onları dost edinirse muhakkak o, onlardandır. Allah zalim toplumlara yol göstermez." (Maide, 5/51) ayeti varken A.B.D'ye stratejik ortak, her fırsatta Hıristiyan birliği olduklarını deklare eden Avrupa Birliği'ne girmeyi kendilerine hedef belirlesin.
Tabiî ki Yahudi ve Hıristiyanlara dost olmanın bir bedeli vardı. Nitekim Kur'an'da Yüce Yaratan, "Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar" (Maide /120) diyordu.
Ne yazık ki onlara uymak uğruna arka arkaya uyum yasaları çıkarıldı.
Önce Avrupa Birliği uyum paketleri çerçevesinde zina yasası olarak bilinen 5237 sayılı Ceza Kanununu 12.10.2004 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlatarak yürürlüğe konuldu. Artık 18 yaşını doldurmuşsa iki gönül de bir olmuşsa sorun yok. Eskiden insanlar Allah'tan korkmuyorsa bile, devletten korkar bu fiili işlemezdi.
Daha sonra Tarım Bakanlığı'nca 9 Ağustos 2006'da Resmi Gazete'de yayınlanarak domuz etinin kasaplık et kapsamına alınmasına ilişkin yönetmeliği devreye konuldu. Bununla da kalınmadı, Cumhuriyet tarihinde ilk kez domuz üretimine Ziraat Bankası, Tarım Bakanlığı'nın çıkartmış olduğu bu yönetmeliği dikkate alarak 12 Ekim 2006'da yayınladığı genelge ile domuz üreticilerine kredi vereceğini açıkladı.
Dinimiz faizi doğru bulmazken papaz Malthus'un faizci kapitalist sistemi uygulandı. Allah, ayetinde, "Meşru görerek faize dönen kişiler cehennemliktirler. Onlar orada ebedi olarak kalıcıdırlar" (Bakara,2/275) derken, Peygamberimiz de, "Faiz yiyene, faiz verene, faiz muamelesine kâtiplik ve şahitlik yapanlara Allah lanet etsin" buyurarak faizle ilgili her bir işi ve işlemi yasaklamışken iktidar kredi kullanmayı devamlı teşvik ettiğinden Nisan ayında hayatlarında ilk defa kredi kullanan 900 bin kişilik artış ile takipteki krediler hariç bireysel kredi kullanan kişi sayısı 32,4 milyon kişi oldu. Bu rakam doğru okunduğunda toplumum kahır ekseriyetinin faiz illetine bulaştığını gösterir.
Diğer yandan yeni kilise ve havra yapımı ile ilgili imar yasasında değişiklikler yapıldı. Önceden yetkili mülki amirlerden sadece camii yapmak için izin alınırdı. Çünkü bu hususu düzenleyen kanunda "cami yapma izni" şıkkı vardı. Bu şıkkı "mabet açma iznini" diye değiştirerek ülkeyi ruhsatlı kiliselerle doldurdular. Müslüman Türk milletinin ödediği vergilerle 3 trilyon harcayaraktan Van'da Akdamar kilisesini onararak hizmete açtılar.
Şimdi soruyorum; din adına bu kadar fecaat işlenmişken, duvarlarında hala duran ikonalar ve fresklerle, ayrıca kalbimizde ve kafamızda oluşan birçok soru işaretleri ile birlikte Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması sizi kurtarabilecek mi? Nitekim dünya çok kısa, hesap günü ise yakındır…
- Kilis Valisi ve Belediye Başkanı’na açık mektup / 07.12.2024
- Vergi, ceza, zam / 17.09.2024
- Üniversite mezunu işçiler / 29.07.2024
- Kurbandan maksat / 14.06.2024
- Herkes, şehrül-emin olabilir mi? / 16.01.2024
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023