Ayıkla pirincin taşını

ABD'den gelen üst düzey açıklamalara ve de Batı basınında çıkan haber ve yorumlara bakılırsa, Türkiye'nin, ABD ile koordineli olarak gerçekleştirdiği Cerablus operasyonunda büyük bir tuzağa çekildiği görülüyor.
Türkiye'nin ÖSO'ya destek vererek gerçekleştirdiği operasyonu önce bilinçli ve maksatlı olarak Türkiye'nin istilası olarak değerlendiren ardından da tepkiler üzerine "istila"yı "operasyon" olarak değiştiren New York Times gazetesi, bu sefer de ilginç bir değerlendirmeyi kaleme aldı.
Cerablus'ta CIA ve Pentagon'un savaştığını ifade eden Anne Barnard imzalı makalede, Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu'nun üstü kapalı olarak CIA tarafından desteklendiği, terör örgütü YPG'nin başını çektiği Demokratik Suriye Güçleri (DSG) olarak bilinen oluşumun ise Pentagon tarafından desteklendiği belirtildi.
"ABD'nin Kürt militanlara yaptığı desteği Suriyeli muhaliflere ve Türkiye'ye yaptığı destekle dengelediğini" yazan Barnard, "ABD'nin Kürt militanlara son gelişmelerin ışığında yaptığı 'Fırat'ın doğusuna çekilmeleri gerektiği' uyarısının da bu dengeleme politikasının bir parçası olduğunu" ifade etti.
Barnard, Cerablus'un ardından gelecek olan yeni çatışmaların ABD destekli kuvvetlerin ilk çatışması olmayacağını ancak en önemlisi olabileceğini belirtti. Bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye'nin son zamanlarda yakınlaştığı Rusya ile ABD'nin, Suriye'deki iç savaşı bitirmek için aradığı ortak yolun da zamansal olarak uzayacağına dikkat çekti.
Evet, oldukça dikkat çekici bir değerlendirme, hem de ABD'nin en önemli neo-con gazetelerinden olan, ABD'nin dünya politikasını en net ifade eden önemli bir gazetesi New York Times'tan?
Suriye'nin kuzeyinde bir çatışma yaşanıyor, Türkiye destekli ÖSO ve PYD'nin içinde olduğu SDG arasında? ÖSO'yu CIA destekliyor, SDG'yi Pentagon?
Bu bana İran-Irak savaşını hatırlattı. ABD bu savaşta resmi olarak Irak'ın yanında yer aldı ama sonra İrangate skandalıyla öğreniyoruz ki İran'a da silah satarak destek sağlamıştı.
Türkiye ABD'li bir üst düzey yetkilinin ifadesiyle "heyecanlı olmadığı" bir operasyona ABD tarafından itildi, hedef sadece IŞİD'di ama bir anda bu PYD ile çatışmaya dönüştü.
ABD'den gelen açıklamalarda, çok ilginç, kimisi Türkiye'yi desteklediğini söyleyip, kimisi de desteklemediğini ifade etti.
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Peter Cook IŞİD'in olmadığı bölgelerdeki çatışmaların 'kabul edilemez" olduğunu belirtti. Cook, açıklamasında, "Amerika Birleşik Devletleri bu faaliyetlerde yer almamaktadır, bu çatışmalar ABD güçleri tarafından koordine edilmemekte ve desteklenmemektedir" ifadelerini kullandı. Açıklamada ABD, Suriyeli Kürt YPG milislerine yönelik Fırat Nehri'nin doğusuna çekilmeleri çağrısı yinelendi ve "Bunun 'büyük oranda' gerçekleştiği anlaşılıyor" ifadelerine yer verildi.
Yani Cook demek istiyor ki PYD Fırat'ın doğusuna çekilmesine rağmen Türkiye vuruyor. Yani uluslar arası düzlemde Türkiye'yi topun ucuna koyuyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Ben Rhodes ise Cerablus'ta düzenlenen harekat hakkında "ABD'nin Türkiye'nin yanında yer alıp almadığının" sorulması üzerine, spesifik olarak şu anda Cerablus konusunda da çalıştıklarını ifade etti. Rhodes, "Türk güçlerine karşı askeri faaliyet içinde olmamaları gerekiyor. Ayrıca, Fırat Nehri'nin doğusuna çekilme taahhütleri var" ifadesini kullandı. Burada Rhodes'in Türkiye'ye gaz verdiğini görüyoruz.
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, YPG'nin Fırat'ın doğusuna çekildiğini söyledi. Carter, aynen Cook gibi "Türkiye'den IŞİD'le savaşa odaklanmasını ve SDG'yle sıcak bir temasa girmemesini istedik" uyarısı yaptı.
ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey ise terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı PYD'nin Fırat Nehri'nin batısına geçmeyeceği konusunda ABD'nin Türkiye'ye verdiği sözü tutmadığını belirterek terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı olan ve çoğunlukla Arap nüfusun yaşadığı bölgeleri ele geçirmeye çalışan PYD'nin ise Türkiye için "kesin bir tehdit" olduğunu vurguladı. Yani yine Türkiye'ye gaz verdi.
Gördüğünüz gibi CIA ÖSO'nun arkasında, bazı ABD'li yetkililer Türkiye'ye gaz veriyor; Pentagon da PYD'nin arkasında ve bazı ABD'li yetkililer Türkiye'ye ihtar çekiyor.
Nasıl bir tuzağa, ABD'nin ipiyle nasıl bir cehennemin içinde çekildiğimizi görmemiz açısından bunlar yeterli? Peki, nedir planları?
Bence en önemli planları 15 Temmuz darbe girişimiyle başaramadıkları Türkiye'de iç savaş, iç çatışma senaryosunu Suriye'nin kuzeyinde fitilini ateşledikleri bir kıvılcımla gerçekleştirebilmek.
Dikkat ederseniz Batı basınında çıkan haberlerde PYD'lilerden, SDG'lilerden PKK'lı diye bahsedilmiyor, ısrarla "Kürtler" diye vurgu yapılıyor. Yani empoze edilmek istenen, "Suriye'nin kuzeyinde Türklerle Kürtler savaşıyor" mesajı?
Bu kıvılcımı Türkiye'ye taşıyarak bir iç savaşın fitilini ateşlemek istiyorlar. Darbe girişimi A planıydı tutmadı, bu da B planı? Dikkat ederseniz, Türkiye'nin her yerinde terör saldırıları arttı, bir provokasyonla bunu farklı bir çatışmaya dönüştürebilirler. ABD Dışişleri Bakanlığı, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere ağırlıklı güneydoğu illerimizdeki terör konusunda vatandaşlarını uyardı.
Türk ordusunun Suriye'nin kuzeyinde sivilleri katlettiği haberleriyle de Türkiye'yi uluslar arası arenada suçlu pozisyonuna itmeye çalışıyorlar.
Yine ABD ipi ile indiğimiz kuyu ve yine başımıza bela? Ve maalesef belalardan da asla ayıkmıyoruz, taşeron mantıktan kurtulamıyoruz. Israrla kazık üstüne kazık yemeye devam ediyoruz, akıllanmıyoruz.
Dünya Türkiye'den çıkmış bir Müslüman Türk'ün modeliyle birliği, beraberliği, huzuru yakalarken, bizler ABD'nin çöplüğünde sürünmeye devam ediyoruz.
Ama nereye kadar?