Ayrı Uyuyan Çiftlerde Ruhsal Çöküş Riski Artıyor

Yaşlılık, birlikte geçirilen zamanın değerini artırırken, aynı yatağı paylaşmak bu bağın en sessiz ama en güçlü simgelerinden biri haline geliyor. Yeni bir araştırma, 70 yaş üstü çiftlerin ayrı uyuduklarında psikolojik sağlıklarının bozulma riskinin belirgin şekilde arttığını ortaya koydu. Bu durum, yalnızca uyku düzeni değil, duygusal bağın da zayıflaması anlamına geliyor.
Ayrı yataklar, kimi zaman horlama, uyku apnesi ya da farklı uyku saatleri gibi gerekçelerle tercih ediliyor. Ancak bu fiziksel ayrılık, zamanla duygusal mesafeye dönüşebiliyor. Aynı yatağı paylaşmamak, güven duygusunu zedeliyor, yalnızlık hissini artırıyor ve depresyon riskini yükseltiyor. Özellikle uzun yıllar birlikte yaşamış çiftlerde, bu ayrılık bir tür sessiz boşanma gibi algılanabiliyor.
Yatak, sadece uyku değil; aynı zamanda temas, sıcaklık ve paylaşım alanı. Bu alanın kaybı, yaşlı bireylerde duygusal boşluk yaratıyor. Araştırmalar, birlikte uyuyan çiftlerin daha az kaygı yaşadığını, daha mutlu hissettiklerini ve birbirlerine daha bağlı kaldıklarını gösteriyor.
Kısacası, yaşlılıkta aynı yatağı paylaşmak, sadece bir alışkanlık değil; ruhsal sağlığın da bir parçası. Ayrı uyumak, sessizce bağları koparabilir.