Ayyüce Türkeş’ten MHP lideri Bahçeli’ye bir rest daha
Türkeş, “Türkeş’in koltuğunda oturup teröristbaşını Meclis’e çağıramazsın” dedi.
07.11.2024 16:19:00
Bülent TAPICI
Bülent TAPICI
Teröristbaşı Öcalan'ı Meclis'e çağıran MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye tepkiler sürüyor.
MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in kızı ve İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş , "Türkeş'in koltuğunda oturup teröristbaşını Meclis'e çağıramazsın" dedi.
Ayyüce Türkeş şunları söyledi;
"Alpaslan Türkeş'in kurduğu Milliyetçi Hareket Partisi'nde, O'nun resimleri altında oturan bir kişi kesinlikle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne terörist başını davet edip
Meclis'ten konuşmasını teklif edemez zaten bunun olması mümkün değil.
Bu mesaj bize 'Abdullah Öcalan serbest bırakılacak' anlamına gelen bir mesaj. Bu açıklamayı da MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli yapıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu stratejinin Türkiye'ye götüreceği nokta da çok tehlikelidir. Bu Türkiye'nin bölünmesine kadar gidebilecek bir kapıyı açmak demektir.
Devlet Bahçeli grup konuşmasında ağzındaki baklayı çıkardı ve asıl amaçlarının Recep Tayyip Erdoğan'ın bir daha cumhurbaşkanı olması olduğunu söyledi. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olacak diye bizim kaybedecek bir ülkemiz yok. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü ve Türkiye'nin devamlılığı herkesin ve her insanın, her bireyin her kurumun devamlılığından tabii ki önceliklidir. Bunun hepimiz için böyle olması gerekmektedir. O yüzden bu söylem kabul edilebilir bir söylem değildir.
Devlette devamlılık devlet politikalarında olur, izlenen stratejilerde olur. Sayın Bahçeli'nin bundan birkaç yıl önce söylediği sözlerde bile devamlılık olmazken hani 'Bu devlette devamlılıktır, Erdoğan bir kere daha olsun bizim başka bir seçeneğimiz yoktur' demek de hem bir genel başkana yakışmıyor, hem de Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanına hiç yakışmıyor.
Çünkü biz siyasiler, özellikle siyasi partilerin genel başkanları bu ülkeyi yönetmek için bu yola çıkıyor. Siyasi partiler hepimiz için bir araç. Biz hepimiz kendi partimizin tüzüğüyle, 'Biz en iyi bu politikalarımızla Türkiye'yi yönetiriz, yönetmeye talibiz' deyip seçmenin karşısına çıkıyoruz. Seçmenin takdiri kiminden yanaysa o yönetiyor, ötekiler de muhalefet oluyor. O yüzden bir siyasi partinin genel başkanı olup 'Tek seçeneğim başka bir siyasi partinin genel başkanı' demek de zaten o siyasi partinin fiilen yok hükmünde olduğunu genel başkanın açıkça ilan etmesi anlamına geliyor. Bu açıdan da kabul etmemiz mümkün değildir.
MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in kızı ve İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş , "Türkeş'in koltuğunda oturup teröristbaşını Meclis'e çağıramazsın" dedi.
Ayyüce Türkeş şunları söyledi;
"Alpaslan Türkeş'in kurduğu Milliyetçi Hareket Partisi'nde, O'nun resimleri altında oturan bir kişi kesinlikle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne terörist başını davet edip
Meclis'ten konuşmasını teklif edemez zaten bunun olması mümkün değil.
Bu mesaj bize 'Abdullah Öcalan serbest bırakılacak' anlamına gelen bir mesaj. Bu açıklamayı da MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli yapıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu stratejinin Türkiye'ye götüreceği nokta da çok tehlikelidir. Bu Türkiye'nin bölünmesine kadar gidebilecek bir kapıyı açmak demektir.
Devlet Bahçeli grup konuşmasında ağzındaki baklayı çıkardı ve asıl amaçlarının Recep Tayyip Erdoğan'ın bir daha cumhurbaşkanı olması olduğunu söyledi. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olacak diye bizim kaybedecek bir ülkemiz yok. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü ve Türkiye'nin devamlılığı herkesin ve her insanın, her bireyin her kurumun devamlılığından tabii ki önceliklidir. Bunun hepimiz için böyle olması gerekmektedir. O yüzden bu söylem kabul edilebilir bir söylem değildir.
Devlette devamlılık devlet politikalarında olur, izlenen stratejilerde olur. Sayın Bahçeli'nin bundan birkaç yıl önce söylediği sözlerde bile devamlılık olmazken hani 'Bu devlette devamlılıktır, Erdoğan bir kere daha olsun bizim başka bir seçeneğimiz yoktur' demek de hem bir genel başkana yakışmıyor, hem de Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanına hiç yakışmıyor.
Çünkü biz siyasiler, özellikle siyasi partilerin genel başkanları bu ülkeyi yönetmek için bu yola çıkıyor. Siyasi partiler hepimiz için bir araç. Biz hepimiz kendi partimizin tüzüğüyle, 'Biz en iyi bu politikalarımızla Türkiye'yi yönetiriz, yönetmeye talibiz' deyip seçmenin karşısına çıkıyoruz. Seçmenin takdiri kiminden yanaysa o yönetiyor, ötekiler de muhalefet oluyor. O yüzden bir siyasi partinin genel başkanı olup 'Tek seçeneğim başka bir siyasi partinin genel başkanı' demek de zaten o siyasi partinin fiilen yok hükmünde olduğunu genel başkanın açıkça ilan etmesi anlamına geliyor. Bu açıdan da kabul etmemiz mümkün değildir.