AKP hükümetinin uzun zamandır üzerinde çalıştığı yabancılara mülk satışında mütekabiliyet şartını kaldıran Tapu Kanunu’nda değişiklik öngören kanun tasarısı Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Tapu Kanunu ve Kadastro Kanunu’nda değişiklik yapan kanunla yabancılara Türkiye’de taşınmaz satışına imkân sağlanıyor. Bu taşınmazların toplamı, özel mülkiyete konu alanlar için ilçe yüzölçümünün yüzde 10’unu, ülke genelinde de kişi başına 30 hektarı geçemeyecek. Bakanlar Kurulu, 30 hektarı 2 katına çıkarabilecek.
Daha önce, yabancıların ülke genelinde alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü, 2,5 hektarı geçemiyordu.
Bu yasayla birlikte hükümet kendine satış yapacak yeni bir alan açmış oldu. Yasayla birlikte hazine arazileri de yabancıların eline geçecek.
Bu yasayla birlikte Türkiye’nin en kıymetli yerleri yabancılara satılacak. Sadece turizm açsından değil aynı zamanda büyük maden rezervine sahip alanlar da yabancıların eline geçebilecek.
Yani Hans, Coni, Sam, Ariel, Michael vs bilumum ecnebi dolarını eurosunu getirip topraklarımızın tapusunu üzerlerine geçirecekler.
Aradan 10 yıl geçtikten sonra bu yasanın da sınırları zorlanacak ve bugün olduğu gibi ecnebilere uygun siyasiler varsa yeni yasalarla yabancılara daha fazla taşınmaz satışının önü mutlaka açılacaktır.
Yani başta AB olmak üzere Batılılar Anadolu’da Türkleri sadece etnik olarak azınlık noktasına düşürmekle yetinmeyecekler. Aynı zamanda Anadolu topraklarının da çok az bir kısmının tapusu Türklerin ellerinde kalacak.
Vatandaşların çoğu geçim derdine düştüğünden çoğu kimse bu konuyla hiç ilgilenmiyor ama sağları solları yabancılarla dolamaya başladığında bakalım ne yapacaklar?
Size bir örnek vereyim.
Fransa’ya yerleşen İngilizlerin sayısının artması 2006 yılında Fransızları ürkütmeye başlamıştı. 1991 ila 2006 yılları arasında Fransa’ya yerleşen İngilizlerin nüfusunun on kat artmıştı. Fransa’ya yerleşen İngilizlerin sayısının 500 bine yaklaşmasını “İngilizler, Fransa’yı fethe çıktı” şeklinde manşetine taşıyan Fransız Le Figaro gazetesi Fransa’nın bazı bölgelerinde “İngiliz şehirleri” oluştuğuna dikkat çekmişti. Gazete, “Bu; sessiz bir çıkarma, yavaş yavaş ilerleyen bir sömürgecilik ve silahsız bir işgaldir” yorumunu yapmıştı.
Dikkatinizi çekerim, Fransızlar ve İngilizler aynı dine inanan çok fazla ortak noktaları olan iki millet.
Türkiye’nin her yanında yabancıların mülk almasından rahatsız olunmasını anlamayanlar Fransızlardan ibret almalılar.
Anadolu topraklarının karış karış satın alınmasını geçmişte de yaşamıştı. Bu satışlar öyle bir noktaya gelmişti ki, 1850’li yıllardan sonra İngiltere ve Almanya, Anadolu’da büyük topraklar edinmişti.
1868’li yıllarda İzmir yakınlarında tarıma elverişli toprakların neredeyse üçte biri İngilizlerin tapulu malı olmuştu.
1870’li yıllarda İngilizlerin Batı Anadolu’da sahip oldukları arazi toplam olarak 2,5 milyon dönümü bulmuştu.
Tarım arazilerinin yabancılara satışının doğurduğu ve doğuracağı problemlerden dolayı yabancıların köylerde arazi satın almalarını yasaklayan Köy Kanunu çıkarılmıştı. 1924 yılında kabul edilen 442 sayılı Köy Kanunu’nun 87. maddesi “Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunmayan gerek şahıslar, gerek şahıs hükmünde olan cemiyet ve şirketlerin köylerde arazi ve emlak almaları memnudur (yasaktır)” şeklindeydi.
AKP hükümeti döneminde çıkarılan, 19 Temmuz 2003 gün ve 4916 sayılı kanunla, yabancıların köylerde arazi satın almaları serbest bırakıldı. Böylece, yabancıların 300 dönüme kadar izin gerekmeden, 300 dönümden büyük alımlarda Bakanlar Kurulu izniyle toprak almalarına imkân tanındı. Anayasa Mahkemesi bu kanunu 14.3.2005 tarihinde iptal etti. Yürürlüğe girdikten iptal edilene kadar geçen süre içerisinde çok sayıda yabancı gerçek ve tüzel kişi mülk ve toprak satın aldı.
Tüm tehlikelerine rağmen geçmişte “babalar gibi satarız” diyen bir Maliye Bakanına sahip olan hükümet, sonunda yabancılara toprak satışına olanak tanıyan kanunu çıkardı.
E ne diyelim artık, “babalar gibi satacaklar.”
Tapu Kanunu ve Kadastro Kanunu’nda değişiklik yapan kanunla yabancılara Türkiye’de taşınmaz satışına imkân sağlanıyor. Bu taşınmazların toplamı, özel mülkiyete konu alanlar için ilçe yüzölçümünün yüzde 10’unu, ülke genelinde de kişi başına 30 hektarı geçemeyecek. Bakanlar Kurulu, 30 hektarı 2 katına çıkarabilecek.
Daha önce, yabancıların ülke genelinde alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü, 2,5 hektarı geçemiyordu.
Bu yasayla birlikte hükümet kendine satış yapacak yeni bir alan açmış oldu. Yasayla birlikte hazine arazileri de yabancıların eline geçecek.
Bu yasayla birlikte Türkiye’nin en kıymetli yerleri yabancılara satılacak. Sadece turizm açsından değil aynı zamanda büyük maden rezervine sahip alanlar da yabancıların eline geçebilecek.
Yani Hans, Coni, Sam, Ariel, Michael vs bilumum ecnebi dolarını eurosunu getirip topraklarımızın tapusunu üzerlerine geçirecekler.
Aradan 10 yıl geçtikten sonra bu yasanın da sınırları zorlanacak ve bugün olduğu gibi ecnebilere uygun siyasiler varsa yeni yasalarla yabancılara daha fazla taşınmaz satışının önü mutlaka açılacaktır.
Yani başta AB olmak üzere Batılılar Anadolu’da Türkleri sadece etnik olarak azınlık noktasına düşürmekle yetinmeyecekler. Aynı zamanda Anadolu topraklarının da çok az bir kısmının tapusu Türklerin ellerinde kalacak.
Vatandaşların çoğu geçim derdine düştüğünden çoğu kimse bu konuyla hiç ilgilenmiyor ama sağları solları yabancılarla dolamaya başladığında bakalım ne yapacaklar?
Size bir örnek vereyim.
Fransa’ya yerleşen İngilizlerin sayısının artması 2006 yılında Fransızları ürkütmeye başlamıştı. 1991 ila 2006 yılları arasında Fransa’ya yerleşen İngilizlerin nüfusunun on kat artmıştı. Fransa’ya yerleşen İngilizlerin sayısının 500 bine yaklaşmasını “İngilizler, Fransa’yı fethe çıktı” şeklinde manşetine taşıyan Fransız Le Figaro gazetesi Fransa’nın bazı bölgelerinde “İngiliz şehirleri” oluştuğuna dikkat çekmişti. Gazete, “Bu; sessiz bir çıkarma, yavaş yavaş ilerleyen bir sömürgecilik ve silahsız bir işgaldir” yorumunu yapmıştı.
Dikkatinizi çekerim, Fransızlar ve İngilizler aynı dine inanan çok fazla ortak noktaları olan iki millet.
Türkiye’nin her yanında yabancıların mülk almasından rahatsız olunmasını anlamayanlar Fransızlardan ibret almalılar.
Anadolu topraklarının karış karış satın alınmasını geçmişte de yaşamıştı. Bu satışlar öyle bir noktaya gelmişti ki, 1850’li yıllardan sonra İngiltere ve Almanya, Anadolu’da büyük topraklar edinmişti.
1868’li yıllarda İzmir yakınlarında tarıma elverişli toprakların neredeyse üçte biri İngilizlerin tapulu malı olmuştu.
1870’li yıllarda İngilizlerin Batı Anadolu’da sahip oldukları arazi toplam olarak 2,5 milyon dönümü bulmuştu.
Tarım arazilerinin yabancılara satışının doğurduğu ve doğuracağı problemlerden dolayı yabancıların köylerde arazi satın almalarını yasaklayan Köy Kanunu çıkarılmıştı. 1924 yılında kabul edilen 442 sayılı Köy Kanunu’nun 87. maddesi “Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunmayan gerek şahıslar, gerek şahıs hükmünde olan cemiyet ve şirketlerin köylerde arazi ve emlak almaları memnudur (yasaktır)” şeklindeydi.
AKP hükümeti döneminde çıkarılan, 19 Temmuz 2003 gün ve 4916 sayılı kanunla, yabancıların köylerde arazi satın almaları serbest bırakıldı. Böylece, yabancıların 300 dönüme kadar izin gerekmeden, 300 dönümden büyük alımlarda Bakanlar Kurulu izniyle toprak almalarına imkân tanındı. Anayasa Mahkemesi bu kanunu 14.3.2005 tarihinde iptal etti. Yürürlüğe girdikten iptal edilene kadar geçen süre içerisinde çok sayıda yabancı gerçek ve tüzel kişi mülk ve toprak satın aldı.
Tüm tehlikelerine rağmen geçmişte “babalar gibi satarız” diyen bir Maliye Bakanına sahip olan hükümet, sonunda yabancılara toprak satışına olanak tanıyan kanunu çıkardı.
E ne diyelim artık, “babalar gibi satacaklar.”
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023