Bağımsız Türkiye Partisi tek çıkış yoludur

13 yıldır bu ülkeyi idare edenlerin, her türlü imkan ellerinde olmasına rağmen ülkeyi getirdikleri çıkmaz ortada?Sonucunda ülkenin sadece dağlarını değil, şehirlerini bile kana bulayan terörü doğuran bir çözüm süreci?Taviz üstüne taviz vermemize rağmen zırnık yol alamadığımız AB süreci?Bizi küresel terörün ana yolu haline getiren, bölünme ve çatışma sürecine iten, paylaştığımız istihbaratla bizi kendimize vurduran, bize yaptırdıklarıyla İslam coğrafyasında ve dünyada bizi yapayalnız bıraktıran, askerimizin başına çuval geçirerek şerefimizi ayaklar altına alan ABD ile hala inadına stratejik müttefiklik? Komşularımız ve bizim coğrafyamızda işgal planları olan ve bunu asla gizlemeyen, Filistinli kardeşlerimize ve İslam ülkelerine yaptıkları zulüm ayyuka çıkmış olan İsrail ile imzalanan stratejik anlaşmalara fazlasıyla devam?Borca dayalı, vatandaşın sırtına vergi üstüne vergi yığan ekonomik bir sistem?Dünyanın en zengin madenleri bizde olmasına rağmen, bunları yabancıların hizmetine sunan, ihtiyaç duyulan hammadde ve enerjinin tamamına yakınını ise ithal eden zihniyet?Adaletin kalmadığı bir hukuk sistemi, kendini dahi koruyamayan bir güvenlik sistemi, etrafımızda komşu bırakmayacak kadar stratejik derinliğe(!) sahip bir dış politika, etnik ve mezhepsel her türlü ayrımcılığı körükleyen bir milli birlik(!) anlayışı ve daha nice fiyaskolar?Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.Tabi demokratik, yani ülkeyi yöneten siyasilerin millet tarafından seçildiği ülkelerde bir siyasi irade yıllarca böyle fiyaskolara imza atmasına rağmen defalarca seçilebiliyorsa bu tablonun asıl sorumlusu onu seçen millettir. Bu gerçeği da asla unutmamak lazım?Çünkü millet sandık başındaki tavrını değiştirip çözüm sahibi bir iktidarı Meclis'e sokmadığı müddetçe, bu çözümsüzlük tablosunun değişmesi, düzelmesi asla mümkün değildir. Çözüm sahibi iktidardan kastımız da elbette ki Bağımsız Türkiye Partisi (BTP)'dir.Çünkü başka hiçbir partinin liderinin ekonomide milli bir projesi yoktur. Sadece BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli adında dünya çapında, hakkında 9 uluslararası kongre yapılmış, 500'ü aşkın bilim adamının "bu tek çözümdür" dediği, 150'yi aşkın ülkenin uyguladığı bir modeli, bir çözümü var.Çünkü yabancılara 90 bini aşkın maden ruhsatı verilmesine, yabancılar milyonlarca varil petrol çıkarmasına, tanker tanker dışarıya altın kaçırmasına rağmen bütün parti liderleri "Türkiye'de maden yok", "Lozan'a göre çıkartamayız" yalanlarını savururken; sadece BTP Lideri Prof. Dr. Baş, "Ben bu madenleri yabancılardan alıp, milletimin hizmetine sunacağım. Madenleri devlet-millet ortaklığıyla işletip milletimi maden zengini yapacağım" demektedir. Çünkü AKP'si, CHP'si, MHP'si, HDP'si borcu borçla çevirme dışında hiçbir finansal projeleri yokken; Sayın Baş, "Ben milletimin emeği ve üretimi karşılığı kendi paramızı basacağım ve 1000 TL vatandaşlık maaşı, 1500 TL ev hanımı maaşı, 5000 TL asgari ücret, 250 TL çocuk parası gibi sosyal devlet projeleriyle bu senyoraj gelirini adil bir şekilde milletime paylaştıracağım" demektedir.Çünkü iktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyasi parti liderleri iktidara gelmek için okyanus ötesi ve Brüksel'in icazeti peşinde koşarlarken, bunun bir bedeli olarak ABD'nin BOP kapsamında verdiği misyona ve AB'nin taviz politikalarına "evet" derken; Prof. Dr. Baş, "Ben okyanus ötesinin teklifini elimin tersiyle ittim, okyanus ötesinin icazetinin peşinde koşanlar millete hizmet sunamazlar, bu sebeple ne AB, ne ABD, ne de IMF, tek çözüm bağımsız Türkiye" diyen tek liderdir.Çünkü tüm siyasi partiler okyanus ötesinden icazet kapmaya çalışmanın bir bedeli olarak BOP'un gereği Türkiye'nin bölünmesi ve parçalanması misyonunda rol üstlenirlerken, Prof. Dr. Baş, bağımsız bir karakter olmanın gereği olarak "Çözüm bir ve beraber olmaktır, üniter yapımızı korumaktır, bizler Laz'ıyla, Kürt'üyle, Türk'üyle, Boşnak'ıyla, Çerkez'iyle bütün unsurlarıyla tek bilek tek yüreğiz, bizler Türk milletiyiz, eğer bu birliğimizi kaybedersek Filistinlinin kaderini yaşarız" diyerek uyaran tek liderdir.Çünkü diğer siyasi liderler birçok hadisede burunlarının ucunu bile göremezken, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın 30 yıl önce söyledikleri bugün çıkmaktadır.Çünkü diğer siyasiler küçültülmüş devlet, küçültülmüş ordu diyerek küreselleşme yalanlarıyla milleti uyutup milletin milli ve manevi kimliğini kaybedeceği her türlü adımı atarken, Prof. Dr. Baş, küreselleşmenin bir işgal projesi olduğunu vurgulayarak "Güçlü devlet, güçlü millet, güçlü asker" vurgusu yapmaktadır.Öngörüsüyle, problemleri doğru teşhis etmesiyle, bakış açısıyla, aidiyet duygusu ve samimiyetiyle, projeleriyle, çözümleriyle, yetiştirdiği kabiliyetli kadrosuyla, sunduğu projeler sebebiyle dünyanın her ülkesinde takdir görmesiyle Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'de iktidar koltuğunu hak eden tek liderdir.Ama demokrasinin gereği yapılması gereken, bu gerçeği gayet iyi bilen milletimizin sandıkta bunu ortaya koyması, emaneti gerçek sahibine teslim etmesidir.O halde yıllarca emaneti ehline vermediği için çok ağır bedeller ödeyen milletimiz bu sefer aldanmamalıdır ve Prof. Dr. Haydar Baş'a ve de Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarına çözüm için fırsat vermelidir.Başka bir çıkış yolu da yoktur.