Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, son ekonomik gelişmeleri değerlendirirken, kriz senaryosu yazanlara beddua etti. Zeybekci'ye göre, krize işaret eden bir tane gerekçe bile yokmuş.Biz şimdiye kadar kriz tellallığı yapmadığımız için o bedduanın muhatabı değiliz çok şükür. Ancak, "krize işaret eden bir tane bile gerekçe yok" sözü, baştan söyleyelim pek de inandırıcı değil. Doların 3 TL'yi bulmasına kriz demeyelim de ne diyelim?Yılbaşından beri dolar karşısında yüzde 19 civarında değer kaybeden TL, en kötü performans gösteren para birimlerinden biri oldu. Cari açığın, Ocak-Haziran döneminde 22.70 milyar dolar olması, her hangi bir sorun teşkil etmiyorsa diyecek bir şey yok zaten.Bir ülkede ekonomik kriz olması için daha ne olması lazım! Önceki yıllarda devalüasyon olduğunda yazar kasalar fırlatılıyordu başbakanlığın önünde. Onun adı krizdi de şimdiki durumun adı nedir peki?Bakan Zeybekci, 'Türkiye'de kriz yok' diyebilir ama vatandaş krizi iliklerine kadar hissediyor. Aldığı maaşla aybaşını getiremeyen dar gelirli kesim, kredi kartlarına veya ihtiyaç kredilerine sarılıyor yani borçlanıyor. Hem borcun miktarı hem de borçluların sayısı böylece her geçen gün artıyor.Eylül ayında okullar açılacak. Kırtasiye malzemelerinde yüzde 70'lere varan artış söz konusu. Veliler şimdiden kara kara düşünüyor. Önümüz kış, Enerji Bakanı patlatır yakında zammı. Faturalarını ödemek için sarılır yine vatandaş kredilere. Zaten borç içinde yüzen işçinin, memurun, emeklinin açığı daha da büyür. Etin yanına yaklaşılmıyor zaten. Mutfak masraflarını karşılamaya bile yetmiyor maaşlar. Giyimi, kuşamı, çocukların üstü başı derken açık büyüdükçe büyüyor?Hele şu bankalar vatandaşa kredi vermeyi bir durdursun, o zaman görürüm ben kriz var mı yok mu Türkiye'de. Ekonomi de aynı bunun gibi. Ülkenin gelirleri giderlerini karşılamayınca yüksek maliyetle borçlanma yoluna gidiliyor. Her gün borç çoğalıyor, her gün açık büyüyor, tıpkı vatandaşta olduğu gibi. Hele Türkiye ihtiyaç duyduğu borçlanmayı yapamasın o zaman görürüz bakalım kriz var mı yok mu?Geçtiğimiz gün memurların beklediği zam oranları da açıklandı. Simit zammının üzerine çıkamayan maaşlardaki bu artış, 3 liraya dayanan dolar karşısında daha şimdiden eridi bile. Mademki Türkiye'de kriz yok, ekonomi iyi; o zaman neden memura sadaka gibi zam yapılıyor. Yok, eğer "istenilen zam yapılırsa kriz çıkar" demek isteniyorsa o zaman da zaten ekonominin içler acısı hali kabul edilmiş olmuyor mu? Terördür, koalisyondur, seçimdir derken "geçimi" herkes unuttu. Böyle bir ortamda Türkiye "tekrar seçime" gidiyor. Bağımsız Türkiye Partisi tarafından 7 Haziran'da kendisine uzanan eli tutmayan vatandaş, bunun bedelini ağır ödüyor. Bir söz vardır bilirsiniz, "işin içinden çıkamadığında bakış açını değiştir" diye. Yıllardır değiştirilmeyen "bakış açıları" yüzünden ülkede her sorun kronikleşti. İşin içinden çıkılmaz bir hal aldı. O yüzden Türkiye'de bir şeylerin artık değişmesini istiyorsanız "bakış açınızı" değiştirmek zorundasınız.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022