İnsanların sahip çıkmadığı değerler, olaylar, kişiler, iyi işler veya kötü işler hülasa hayatta yaşadığımız her ne varsa zamanla bu önemsememezlikten ötürü sıradanlaşıyor. Çocuk kötü kelimeler öğrenmiş. Bu sözleri kullanmanın en azından anne, baba tepkisine sebep olacağının farkında. Ama anne, babası müdahale etmiyor. Bir iki derken bu söz ve davranışlar çocuk için sıradanlaşıyor, karakter haline geliyor.Adam işçi, memur, şoför vs. yapması gereken işler, uyması gereken kurallar var. Yani bir sorumluluğu var. Ama aykırı davranışlar içinde. Bunu amirleri de görüyor, hizmet vermesi gereken vatandaşta görüyor. Amirler göz yumduğu gibi vatandaşta hakkını aramaktan, istemekten, doğruyu söylemekten kaçıyor. Sonuç; Böyle gelmiş, böyle gider, mantığı. Eziyetse eziyet, çileyse çile vatandaş hepsine birden razı, bu suskunluğundan ötürü.Adam bir iman iddiasında bulunuyor. Namazı, haccı yaşlandıktan sonraya bırakıyor. Orucu diyet mantığı ile tutuyor. Zekat, zaten borcu var, maaşı az. Zikir ve Ehl-i Beyt sevgisi dilden aşağı inmiyor. Etrafında meydana gelen olaylara bırak el ile dil ile müdahale etmeyi kalp ile buğz etmeyi bile unutmuş. Aman bana ne! Her koyun bilmem ne yapılır anlayışında. Anne başka yörüngede, kızı bir başka alemde, oğlu kayıp. Baba hala düzelir, düzelir beklentisinde. Ertesi gün bir telefon; oğlunuz esrar çekerken yakalandı. Kızınız birilerinin organizasyonuna düşmek üzereyken kurtarıldı! Anne dizlerini yeni, yeni dövmeye başlamış. Sen ise derin ahlar çekiyorsun. Daha çok çekersin. Çünkü bu koyunların kendi bacaklarından asılmasına sen "evet" dedin.Sonra benim Müslüman kardeşim, hacım, bacım ne ise; oturmuş televizyon başına haberleri izliyor. "Irak'ta canlı bomba patladı. 200 (?) ölü." Kendi sonlarını kendileri hazırladı, diyor benim hacım, bacım, kardeşim. "Kaddafi katledildi" Yine aynı şahıslardan; zalimler ettiklerinin karşılığını bulur, sözleri çıkıyor. "Suriye ile ipler iyice gerildi. İran'la sular ısınıyor" Benim hacımdan, bacımdan, kardeşimden yine aynı sesler; "Yahu onlar zaten Şia. Hükümetimiz doğru olan ne ise onu yapıyor" anlayışında. Muharrem'in onu. Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin matemi Müslümanlarda. Bir haber; "Afganistan'da matem alanında bomba patlatıldı. Şu kadar ölü". Aman, diyor birileri. İslam'da zaten matem tutmak yoktur. Senin kalbin patlamış farkında değilsin Ey hacı, ey bacı, ey Müslüman diye zikredilen şahıslar. İslam coğrafyasında ve bizzat etrafımızda bu kadar İslam dışı, insanlık dışı icraat ve uygulamalara en azından buğz etmen gerekirken, bana ne, diyorsun. Onu da geçtim bu insanlık ve İslam dışı yaşanan olaylara takip ettiğin, desteklediğin anlayışlar adına "haklılık" mazeretleri arıyorsun. Bu gayr-i meşrulukları meşru gösterme çabasında, birilerini ak etme derdindesin. Kalbin kararmış, görmüyorsun.Bugün gerek bireysel hayatımızda, gerek sosyal hayatımızda ve gerekse İslam coğrafyasında yaşanılan gayr-i meşru her olaya, her icraata en azından kalp ile buğz etmeyen ortaktır. Katledilen Müslümanların kanına ortaktır. Tecavüze uğrayan Müslüman kadınların vebaline ortaktır. Yetim bırakılan çocukların gözyaşlarına ortaktır. Haçlılara peşkeş çekilen Müslümanların yer altı ve yerüstü zenginliklerinin talanına ortaktır. Dört hak dinden bahsedenlerin, dinler arası diyalogun yalanına ortaktır. Nereden mi biliyorum?Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: "Gerçek şu ki, yakında sizin başınıza bir takım amirler getirilecek ki, bilerek bir takım meşru işler yapacak, bazen de bilerek meşru olmayan şeyler işleyecekler. Bunların yaptıkları bu kötü şeyleri hoş görmeyen kimse günahtan uzaklaşmış olur. (Elleri yahut dili ile) Müdahale eden ise (azaptan) kurtulmuş olur. Ancak yapılan bu gayri meşru şeylere razı olup, uyan kimse! (azaptan kurtulamaz)? (Riyazü's Salihin no:190)Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bize karşı silah taşırsa bizden değildir." (Kütub-i Sitte Hadis No: 4796)Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim ummiyye (gayesi İslam olmayan) bir bayrak altında, bir asabiyete çağırırken veya bir asabiyete yardım ederken öldürülürse onun ölümü, cahiliye ölümü üzeredir." (Kütub-i Sitte Hadis No: 4798)"Bir gün Hz. Peygamber'e (sav) bir Müslümanın öldürülerek bir mevkie atıldığını haber verdiler. Hz. Peygamber (sav) oraya doğru hareket etti. Herkes olaydan haberdar oldu. Hz. Peygamber (sav) ile birlikte hareket ederek cesedin yanına geldiler. Hz. Peygamber (sav): "Katil kim?" diye sordu. "Bilmiyoruz" diye arz ettiler. Hz. Peygamber (sav) şaşkınlık içinde şöyle buyurdu; "Müslümanlar arasında bir maktul oluyor ve kimse katilini bilmiyor, öyle mi? Beni peygamber olarak seçene yemin olsun ki, eğer gök ve yeryüzü sakinleri bir Müslümanın kanına ortak olursa hatta kanının dökülmesine razı bile olsalar, şüphesiz Allah (c.c) onların tümüne azap eder. Onları cehennem ateşine sokar."(Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer (a.s) adlı eseri Sh:487)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025