Başbakan'dan bu kez Cumhurbaşkanlığı yolunda bir "kubbeli" şiir daha

Geçmişi hatırlayın.Sayın Başbakan, ki, o zamanlar henüz Başbakan değil, hiç de yeri değilken Siirt'te, hiç de yeri gereği yokken bir kubbeli şiir okumuştu. Arar not. Ziya Gökalp tarafından bir şiirde kullanılan bu dizlerin orijinali Selçuklu Han'ı Alpaslan'a aitmiş.Minareler süngü, Camiler kışla, Kubbeler miğfer, Müminler asker.İktidar olunca da, ülkeyi kilise evlerle dolduracak kanuni düzenlemeyi yaparak, Ermeniler için sembol olan bir kiliseyi dört trilyona restore ettirerek -ki, restore süresince gizliden çalışmaları yerinde incelediğine medya vakıf olmuş- ve en son icraat Piyalepaşa Kur'an Kursu'nu yıktırarak bu şiirden ne anladığını bize de anlatmış oldu.Şu tanrısal organizeye bakın.Siirt'te okunan bu kubbeli şiir kendilerine Başbakanlık yolu açtı.Hatırlayın.Şiir yüzünden mahkum oldular.Pınarhisar'da mahpus oldular.Ve asıl organize; Kubbeli şiirin okunduğu şehirde seçimler iptal oldu.Bir fedakar vatan evladı sırasını kendilerine verdi ve ver elini Başbakanlık.Tamamı tanrısal organize.Kilise imar edip Kur'an kursu yıkan için "tanrısal" tabiri daha uygun diye düşündüm.Haksızlık yapmayıp şunu da eklemek lazım ki, aynen bugün olduğu gibi, o günler de bazı organizatörle halkın kendisine sahip çıkmasını sağlayacak çeşitli ithamları yapmaktan da geri kalmadılar.Aynen bugün olduğu gibi.Türk siyasi tarihini inceleyin, AKP iktidarı kadar bu milletin dini ve milli değerlerini törpüleyen ikinci bir siyasi oluşuma rastlayamazsınız.İşte tam da bu yerde,Ülke toprakları satılırken,Petrol yataklarımız yabancılara peşkeş çekilirken,Madenlerimiz müsvetlilere hibe edilirken gıgı çıkmayanların iş cumhurbaşkanlığı seçimine gelince "ulusalcılığı" hatırlamaları, sizi bilmem ama, bana pek samimiyet gelmiyor. Satılınca ulusun "ulusalcılığından" ne olur?Bu konuda samimi olan Prof. Dr. Haydar Baş gibi, taa baştan tehlikeyi haber verir, tehlikeye engel olur, yetkilileri göreve çağırır."Ba'de harab-i Basra/Basra yıkılıp viran olduktan sonra/ülke parsellenip satıldıktan sonra mı aklınız başınıza geldi diye sormak lazım. Hele de bir zamanların Aydın Doğan beslemesinin o baştan sona show türü kükremesi yok mu? Yüzünden damla damla boşalan samimiyetsizlik karşısında kahrolmamak elde değil.Meğer birden çokmuş AKP'nin setr-i avreti diye düşündüm bir an.Geçim sıkıntısıyla zihni allak bullak olmuş insanımız tam da bu noktada, "dört trilyona kilise restore edip, Kur'an kursu yıktıran nasıl Müslüman olur?" diye bir ince muhakeme yapacaktı ki, hemen devreye girdi setr-i avret, yanı "ayıp örtüsü."Olanlar ve ithamlar karşısında insanlar; "meğer kilise restore ettirip, Kur'an kurs yıkmak dindar olmanın ilk şartıymış" diye düşünmeye zorlanıyorlar.Tam bir tiyatral faaliyet.İnanmayacaksınız belki, ama ben bekliyordum, tıpkı Başbakanlık yolunda olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı yolunda aynı kum saatini işleyeceğini.Hatta, acaba bu kez hangi "kubbeli şiiri" okuyacak diye de düşündüm.Yanılmadım, Başbakan bu kez Siirt'te değil, Almanya'da okudu kubbeli şiiri.Baki'nin, çok şeyi özetleyen kısacık: "Baki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş" kıtasıyla Siirt'te okunan;Minareler süngü, Camiler kışla, Kubbeler miğfer, Müminler asker, dörtlüğü her yönüyle farklı.Peki sayın Başbakan, Merkel'le görüşmek için gittiği Almanya'da niye böyle bir şiir okumak istemiş olabilir?Son derecek duygu dolu bir şiir.Militanlık gitti duygu geldi.Dahası bu şiirle kimlere ne mesaj vermek istiyor?Şu iki günlük dünyada niye engel oluyorsunuz cumhurbaşkanı olmama mı demek istiyor birilerine?Birileri ölümle mi korkutuyor Başbakanı yoksa.Balyoz operasyonu planlı mıydı yoksa?Uykunun bittiği yerde duygu mu devreye giriyor?Şiiri okumakla bırakmıyor, bir de açıklama yapıyorlar.Hortumculara 12 yıl vaade verdikten sonra "hortumcu olmak veya olmak" işte asıl mesele diyor.Ülkeyi bir rivayete göre 80 milyar dolar hortumlayanlar çaldıklarını 12 yıl vaade ile ödeyecekler.İnce bir hesap yapınca göreceksiniz, 4.5 yıllık AKP döneminde, bu hortumcular hortumlarını, döviz, faiz, borsa üçgeni sayesinde üçe beşe değil üç yüze beş yüze uzattılar.1750'den TL'ye çevrilip 10 bin çıvarında olan Borsa'ya yatıran doları şimdi 1.350'den alabiliyor. Aralarda vuku bulan inmeler çıkmalar.Ve faiz oyunları.Ah keşke göz yaşım olsa da hortumcuya ağlasam.Sayın Başbakanın bu kubbede bıraktığı hoşnutluklara sıra gelince, bir kısmını yukarıda saydım.Diğerlerini de siz hatırlayın.Şiiri de gayesinin dışına çıkardık.Yazık.