Başbakan'ın yol haritası

Başbakan Erdoğan en son konuşmasında kendisine bir yol haritası çizdiğini açıkladı. Amaç, arkadan gelen gençlerin önünü açmakmış.Kendisi için çizdiği bu yol haritasında yol, Cumhurbaşkanlığı köşküne uğruyor mu acaba? Eğer böyleyse amacın gençlerin önünü açmak olmadığı anlaşılıyor.Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bilmiyorum ama ben Erdoğan'ın bu açıklamasını Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklayacağı sürecin başladığı şeklinde okuyorum. Erdoğan AKP tabanını ve Türk milletini köşke adaylığına psikolojik olarak hazırlamaya başladı bile. Anlaşılan Başbakan Cumhurbaşkanlığına adaylığını milletin yüreğine oturmasın diye alıştıra alıştıra söyleyecek. Millet için kolay değil tabii. Tam kurtulacaklarını düşünürlerken bir anda tepelerine çıkılacağını, millete damdan düşer gibi söylemek tehlikeli olabilirdi.Başbakan Erdoğan yukarıdaki açıklamaları yaptığı İstanbul Sanayi Odası'nın Meclis Toplantısında Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak da bazı açıklamalarda bulundu.Erdoğan, "savunmasız insanları öldürmek milliyetçilik olamaz. Geçmişte, terzinin mezurasıyla kafatası milliyetçiliği yapanları gördük" demiş. Sonra da şöyle devam etmiş;"Hakkı hukuku tanımayacaksın. Savunmasız insanları rahatlıkla öldüreceksin. Sonra da bunun adını milliyetçilik koyacaksın, Allah'ın verdiği canı Allah'tan başkası alamaz. Buna teşebbüs ettiğin zaman katilsin, canisin, zalimsin." Başbakan Erdoğan bu sözlerle ne demek istiyor acaba?"Savunmasız insanları öldürmek milliyetçilik olamaz" derken milliyetçilerin savunmasız insanları öldürdüğünü mü kastediyor? Bu cinayeti söyleyemediklerini söylemek, isteyemediklerini istemek ve küfredemediklerine küfretmek için istismar edenler, ateşe körükle giderken bir Başbakan'ın yaklaşımını daha farklı olması gerekmez mi? Bu cinayetin karanlık yönlerinin var olduğunu, Türk milletine ve devletine bu menfur cinayetle nasıl zarar verilmeye çalışıldığını milletimiz Başbakan'ın ağzından duymalıydı. Ama bu olmadı, olamadı?Bu cinayetle milliyetçilik arasında ilişki kurmak için insanın kendini fazlasıyla zorlaması gerekiyordu. Başbakan işte bu zoru başardı(!). Bu cinayeti Başbakan'ın açıkladığı şekilde yorumlamak zordu, çünkü önümüze cinayetle ilgili olarak hemen sunulan ilişkilerin ve görünen şeylerin ötesinde dış bağlantılar olduğu cinayetten hemen sonra ortaya çıkmıştı. Suikast, Ermeni diasporasından, ABD'nin İran operasyonuna kadar dayanıyordu. Bunu Başbakan'ın bilmemesi mümkün değil. Demek ki, Başbakan bu dış bağlantıları göz önüne almadı, alsa böyle konuşmazdı. Karanlık ilişkiler ortaya çıktığı halde bu sözler neden mi sarf edildi?Bu soruyu Başbakan'a sormalı?