Bilmem siz de farkında mısınız yoksa bana mı öyle geliyor?
Bir bölgemiz ve sınır-ötesindeki nokta atışlarla PKK'lı itlafı arttıkça, büyük şehirlerdeki molotoflu saldırılar, market soygunları ve ev hırsızlıkları azalıyor!
Düşünün ki bir örgüt, din dahil bütün argüman ve kavramları kullanarak orta-öğretim seviyesindeki çocuk irisi gençlerin beyinlerini, Türk Devleti ve Türk Milleti'ne düşman olarak yönlendirip yıkıyordu!
Bu çocuklara göre Türk'ten çalmak, Türk'ün aracını veya iş yerini kundaklamak, Türk marketleri yağmalamak, Türk toplu-taşıma araçlarını tahrip etmek v.s. kendi halklarının haklarını korumak adına verilen bir mücadeleydi!
Otuz yıldan fazladır bölücü terör örgütü adlı "Haçlı Taşeronu" bir oluşumla uğraşıyoruz! Devrin Başbakanı'nın; "Niye teslim ettiklerini anlayamadım" dediği İmralı'daki "bebek katili"ne, AKP Hükumetlerinin uyguladığı özel bakım ve ayrıcalıklarla "İleri Demokrasi" gövde gösterileri yapıldı!
"Bebek katili"nden özel mesajlar, Nevruz Bayramı'nda meydana toplanan bir milyondan fazla bölge insanına, Belediye olanaklarıyla dev ekranlardan "tele-konferans" sistemiyle sunuldu!
Valilere ve mülki amirlere; "Karışmayın" talimatı verildi ve bölgede dağdan inen PKK'lı teröristler, ellerinde saklamadan taşıdıkları kaleşnikoflarla nöbet tutan güvenlik güçlerimize -alay edercesine- selam vererek yaşadılar!
Ankara'nın verdiği; "Karışmayın" talimatı yüzünden sokakları belediye iş makineleriyle kazan, kablolar çekip EYP (El Yapımı Patlayıcı)lerin alt-yapısını hazırlayan, kendi kolluk güçlerini kurup kimlik kontrolü yapan, vergi adıyla bölge esnafını haraca bağlayan, dağ kadrosuna yeni katılımlar için terörist toplama merkezleri kuran, kendi mahkemelerini kurup Devlet yanlısı esnaf ve korucuları güya yargılayıp alenen infaz eden terör örgütünün, üç yıldan fazladır açıkça yaptığı hazırlıkların sonucunu yaşıyoruz!
Yıllarca; "Kavmiyetçilik şeytanlıktır" hadisine sığınıp; "Her tülü milliyetçilik ayaklarımızın altındadır" diye bağıracak, sonra; "Tek dil, tek vatan, tek bayrak" diyerek rüzgâra karşı duracaksınız! İtiraz eden çıkarsa da; "Ben tek diiil demedim, tek dîiin dedim!" diye höyküreceksiniz! Lâ havle velâ kuvvete...
"Dertli söyleğen olur"muş!
Nereden başlayıp, nerelere geldim!
Aklımca bugün, günün Pazar olmasından da istifade ile görmek istemediğim yerlerden başımı çevirerek "Üçüncü Sayfa Haberleri" ne bakacaktım, hatta bakmış ilgimi çeken bir-kaç haberin altını çizmiştim!
Günlerdir; "Önüne yatmak" deyimiyle çalkalanan yapay gündemle çocuk tacizlerini ve tacizcilerini unutturdular! Bu da başarılı bir algı operasyonu!..
Önünü arkasını karıştırmak.
Başını dik tutmak.
Altını üstünü kurcalamak.
Gözüne sokmak.
Dibine inmek vesair-vesair şeklinde sayısız ve istediğin anlama gelebilecek deyimler varken, "Önüne yatmak" deyimini ilk kez çarpıcı bir şekilde kullanarak siyaset literatürümüze bugünkü anlamıyla sokan ve kazandıran kişinin de Mevcut AKP'nin eski bir Bakanı'nın olduğu da atlanarak, çekip uzatıyorlar!
Haaa! "Çekip uzatmak" da var!
Üçüncü Sayfa Haberleri'ne bakmıştım, unutmayayım:
Gadasını aldığım İzmir, saflıkta da tarihe geçmiş!
Bugüne kadar dolandırıcılara kaptırılan en büyük para ve kaptıran safıyla İzmir, tarihe geçmişmiş! Vallahi haber, aynen böyle verilmiş!
Kendisini telefonla arayan dolandırıcılara 4 defada toplam 1 milyon 260 bin lira kaptıran İtalyan asıllı 63 yaşındaki Emily Hazan, beşinci kere arayan dolandırıcılara; "Artık param kalmadı! Aç kaldım!" diye şikâyetlenince merhamete gelen dolandırıcılar, kapısına kadar gelerek kendisine 100 TL. harçlık vermişler!
Bir başka Üçüncü Sayfa Haberi de Tekirdağ'dan:
Tekirdağ Devlet Hastanesi'nde tedavi olurlarken aynı gün ölen ve Mezarlıklar Müdürlüğü Gasılhanesi'ne teslim edilen bir kadın ve erkek cesetleri, gasılhane yetkilileri tarafından karıştırılmış!
Kadın Cenazenin sahipleri son kez yüzünü görmek için tabutu açtıklarında, bir erkek cesediyle karşılaşınca mesele anlaşılmış ve daha önceden toprağa verilen kadın cesedi gömüldüğü yerden çıkarılarak değiş-tokuş yapılıp yanlışlık düzeltilmiş!
Bahse konu karışıklığın yaşandığı Tekirdağ Belediyesi CHP'li imiş!
Haberi veren Yaygın-Boyalı-Yandaş Basın'a göre bu işin suçlusu da CHP'li Belediye Başkanı imiş!
Osmanlı Şehr-i Emîn'leri bile gasılhânelerden sorumlu olmamışlarken günümüz "Kindâr-Dindâr Münevver(!)ler"i, gasılhaneden belediye başkanını sorumlu tutmuşlar!
Kadın cesedi ile erkek cesedinin karıştırılması, haber midir? Evet ama küçük belde belediyelerinde bile gasılhanelerden belediye başkanları değil varsa atanmış görevliler sorumluyken Tekirdağ'da sırf CHP'li diye Belediye başkanı sorumluymuş!
Anılan belediye başkanını tanımam, bilmem!
Ayrıca hayatım boyu CeHaPe ile hiç barışamamış Türk Milletçisi bir vatandaş olarak, habere kızdım ama yoruma maalesef kahkaha ile güldüm!
Günlerdir; "Kimi gördüm ise benden yaralı/Herkes bir derdine derman götürür" diye mırıldanarak canımın ağrısını saklamaya çalışan beni bile kahkaha ile güldürebilen bu haberciyi kutlamam gerekti ve mail adresine, tebrik mesajımı gönderdim!
Yaygın-Boyalı-Yandaş Basın'ın manşetleri; "Önüne yatmak", "Altından kalkmak" gibi bir abesle iştigal olduğu için Üçüncü Sayfalarına baktım ve doğru haberin tek adresi Yeni Mesaj Gazetesi'nin; "İsrail'le mutabakat...", "Nusaybin'de savaş", "Rum lider Türkiye'de...", "Mülteci kabulü fiyaskoyla başladı" ve diğer gerçek manşet haberlerinin üstünün örtüldüğünü gördüm! Hadi gel de; "Altını-üstünü karıştırma!"
Kendi adımıza sevinmem gerektiğini biliyorum ama Ziya Gökalp'in yüz sene önce; "Fertlerin olduğu gibi milletlerin de sarhoşluğu olur. Sarhoş meclisinde de neler konuşulmaz ki?" sorgulamasını hatırlayıp Yaygın-Boyalı-Yandaş Basın'ın manşet ve üçüncü sayfa haberlerine bakarak sarhoş milletimin haline üzüldüm!
Elimde değil ne yapayım?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Bir bölgemiz ve sınır-ötesindeki nokta atışlarla PKK'lı itlafı arttıkça, büyük şehirlerdeki molotoflu saldırılar, market soygunları ve ev hırsızlıkları azalıyor!
Düşünün ki bir örgüt, din dahil bütün argüman ve kavramları kullanarak orta-öğretim seviyesindeki çocuk irisi gençlerin beyinlerini, Türk Devleti ve Türk Milleti'ne düşman olarak yönlendirip yıkıyordu!
Bu çocuklara göre Türk'ten çalmak, Türk'ün aracını veya iş yerini kundaklamak, Türk marketleri yağmalamak, Türk toplu-taşıma araçlarını tahrip etmek v.s. kendi halklarının haklarını korumak adına verilen bir mücadeleydi!
Otuz yıldan fazladır bölücü terör örgütü adlı "Haçlı Taşeronu" bir oluşumla uğraşıyoruz! Devrin Başbakanı'nın; "Niye teslim ettiklerini anlayamadım" dediği İmralı'daki "bebek katili"ne, AKP Hükumetlerinin uyguladığı özel bakım ve ayrıcalıklarla "İleri Demokrasi" gövde gösterileri yapıldı!
"Bebek katili"nden özel mesajlar, Nevruz Bayramı'nda meydana toplanan bir milyondan fazla bölge insanına, Belediye olanaklarıyla dev ekranlardan "tele-konferans" sistemiyle sunuldu!
Valilere ve mülki amirlere; "Karışmayın" talimatı verildi ve bölgede dağdan inen PKK'lı teröristler, ellerinde saklamadan taşıdıkları kaleşnikoflarla nöbet tutan güvenlik güçlerimize -alay edercesine- selam vererek yaşadılar!
Ankara'nın verdiği; "Karışmayın" talimatı yüzünden sokakları belediye iş makineleriyle kazan, kablolar çekip EYP (El Yapımı Patlayıcı)lerin alt-yapısını hazırlayan, kendi kolluk güçlerini kurup kimlik kontrolü yapan, vergi adıyla bölge esnafını haraca bağlayan, dağ kadrosuna yeni katılımlar için terörist toplama merkezleri kuran, kendi mahkemelerini kurup Devlet yanlısı esnaf ve korucuları güya yargılayıp alenen infaz eden terör örgütünün, üç yıldan fazladır açıkça yaptığı hazırlıkların sonucunu yaşıyoruz!
Yıllarca; "Kavmiyetçilik şeytanlıktır" hadisine sığınıp; "Her tülü milliyetçilik ayaklarımızın altındadır" diye bağıracak, sonra; "Tek dil, tek vatan, tek bayrak" diyerek rüzgâra karşı duracaksınız! İtiraz eden çıkarsa da; "Ben tek diiil demedim, tek dîiin dedim!" diye höyküreceksiniz! Lâ havle velâ kuvvete...
"Dertli söyleğen olur"muş!
Nereden başlayıp, nerelere geldim!
Aklımca bugün, günün Pazar olmasından da istifade ile görmek istemediğim yerlerden başımı çevirerek "Üçüncü Sayfa Haberleri" ne bakacaktım, hatta bakmış ilgimi çeken bir-kaç haberin altını çizmiştim!
Günlerdir; "Önüne yatmak" deyimiyle çalkalanan yapay gündemle çocuk tacizlerini ve tacizcilerini unutturdular! Bu da başarılı bir algı operasyonu!..
Önünü arkasını karıştırmak.
Başını dik tutmak.
Altını üstünü kurcalamak.
Gözüne sokmak.
Dibine inmek vesair-vesair şeklinde sayısız ve istediğin anlama gelebilecek deyimler varken, "Önüne yatmak" deyimini ilk kez çarpıcı bir şekilde kullanarak siyaset literatürümüze bugünkü anlamıyla sokan ve kazandıran kişinin de Mevcut AKP'nin eski bir Bakanı'nın olduğu da atlanarak, çekip uzatıyorlar!
Haaa! "Çekip uzatmak" da var!
Üçüncü Sayfa Haberleri'ne bakmıştım, unutmayayım:
Gadasını aldığım İzmir, saflıkta da tarihe geçmiş!
Bugüne kadar dolandırıcılara kaptırılan en büyük para ve kaptıran safıyla İzmir, tarihe geçmişmiş! Vallahi haber, aynen böyle verilmiş!
Kendisini telefonla arayan dolandırıcılara 4 defada toplam 1 milyon 260 bin lira kaptıran İtalyan asıllı 63 yaşındaki Emily Hazan, beşinci kere arayan dolandırıcılara; "Artık param kalmadı! Aç kaldım!" diye şikâyetlenince merhamete gelen dolandırıcılar, kapısına kadar gelerek kendisine 100 TL. harçlık vermişler!
Bir başka Üçüncü Sayfa Haberi de Tekirdağ'dan:
Tekirdağ Devlet Hastanesi'nde tedavi olurlarken aynı gün ölen ve Mezarlıklar Müdürlüğü Gasılhanesi'ne teslim edilen bir kadın ve erkek cesetleri, gasılhane yetkilileri tarafından karıştırılmış!
Kadın Cenazenin sahipleri son kez yüzünü görmek için tabutu açtıklarında, bir erkek cesediyle karşılaşınca mesele anlaşılmış ve daha önceden toprağa verilen kadın cesedi gömüldüğü yerden çıkarılarak değiş-tokuş yapılıp yanlışlık düzeltilmiş!
Bahse konu karışıklığın yaşandığı Tekirdağ Belediyesi CHP'li imiş!
Haberi veren Yaygın-Boyalı-Yandaş Basın'a göre bu işin suçlusu da CHP'li Belediye Başkanı imiş!
Osmanlı Şehr-i Emîn'leri bile gasılhânelerden sorumlu olmamışlarken günümüz "Kindâr-Dindâr Münevver(!)ler"i, gasılhaneden belediye başkanını sorumlu tutmuşlar!
Kadın cesedi ile erkek cesedinin karıştırılması, haber midir? Evet ama küçük belde belediyelerinde bile gasılhanelerden belediye başkanları değil varsa atanmış görevliler sorumluyken Tekirdağ'da sırf CHP'li diye Belediye başkanı sorumluymuş!
Anılan belediye başkanını tanımam, bilmem!
Ayrıca hayatım boyu CeHaPe ile hiç barışamamış Türk Milletçisi bir vatandaş olarak, habere kızdım ama yoruma maalesef kahkaha ile güldüm!
Günlerdir; "Kimi gördüm ise benden yaralı/Herkes bir derdine derman götürür" diye mırıldanarak canımın ağrısını saklamaya çalışan beni bile kahkaha ile güldürebilen bu haberciyi kutlamam gerekti ve mail adresine, tebrik mesajımı gönderdim!
Yaygın-Boyalı-Yandaş Basın'ın manşetleri; "Önüne yatmak", "Altından kalkmak" gibi bir abesle iştigal olduğu için Üçüncü Sayfalarına baktım ve doğru haberin tek adresi Yeni Mesaj Gazetesi'nin; "İsrail'le mutabakat...", "Nusaybin'de savaş", "Rum lider Türkiye'de...", "Mülteci kabulü fiyaskoyla başladı" ve diğer gerçek manşet haberlerinin üstünün örtüldüğünü gördüm! Hadi gel de; "Altını-üstünü karıştırma!"
Kendi adımıza sevinmem gerektiğini biliyorum ama Ziya Gökalp'in yüz sene önce; "Fertlerin olduğu gibi milletlerin de sarhoşluğu olur. Sarhoş meclisinde de neler konuşulmaz ki?" sorgulamasını hatırlayıp Yaygın-Boyalı-Yandaş Basın'ın manşet ve üçüncü sayfa haberlerine bakarak sarhoş milletimin haline üzüldüm!
Elimde değil ne yapayım?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017