logo
23 NİSAN 2024

Bastığın yeri toprak diyerek geçme, tanı!

27.12.2004 00:00:00
Genelkurmay Başkanlığı'nın desteğinde, KarsErzurum mülkî amirlerinin ve sivil toplum örgütleriyle vatandaşların katıldığı "Sarıkamış Şehitlerini Anma" etkinlikleri milli duygularımızın şahlanmasına yol açtı. 26 Aralık 2004 Pazar günü Sarıkamış Şehitliği'ndeki anma toplantısı toplumsal şuurun canlanmasına katkıda bulundu Türkler, çok eski çağlardan beri Orta Asya'daki ana yurdundan türlü yönlere dalga dalga yayıldılar. Büyük devletler kurarak, dünya medeniyetine önderlik ettiler. Dünyanın en köklü, en büyük uluslarından biri oldu. Türklerin geçmişi M.Ö. 6000 yıllarına uzanıyor. Tarih boyunca farklı coğrafyalarda; Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında hiçbir ulusun ulaşamayacağı seksenin üzerinde devlet, 16'nın üzerinde imparatorluk kurdu. Kimi zaman Hunlar, Göktürkler, Uygurlar adıyla dünya tarihinde söz söylediler, kimi zaman da Oğuzlar, Selçuklular, Osmanlılar adıyla tarihlerini zaferlerle taçlandırarak büyük bir gayenin, sevginin, adaletin ve hoşgörünün destanını yazdılar. Türkler, 1071 Malazgirt Zaferiyle Anadolu kapısını açarak burayı vatan edindiler. Osmanlılar, Asya, Avrupa ve Afrika'ya yayılarak büyük bir devlet kurdular. İngiltere, Fransa ve Rusya gibi büyük ülkeler daima bu yükselişin karşısında durdular. Özellikle Rusya... Ruslar, tarih boyunca Türkleri tehlike olarak gördüler.

Osmanlı 623 yıllık tarihinde İran'dan sonra en çok Rusya ile savaşmıştı. 1677'den 1920 yılına kadar toplam 47 yıl savaşla geçmişti. Osmanlı; İran'la 64, Avusturya ile 33 yıl savaş yapmıştı. Tarih boyu Osmanlı'ya en büyük darbeyi Rusya vurmuş, Rumeli, Tuna boyları ve Balkanlarda yüzbinlerce Türkü vahşice katlederek, İstanbul Yeşilköy sahiline kadar gelen Ruslar buraya görkemli bir zafer anıtı bile yaptırmış, bu anıt 1914 yılında ittihat ve Terakkici subaylar tarafından yıkılmıştı.

RUS KAFKAS HARBİ BAŞLIYOR

1828 yılının Haziran ayında Rus Ordusu, 14 bin asker ve yetmiş toptan oluşan bir kuvvetle ileri harekete geçerek Kars Kalesi önüne geldiler. Bu kale 11 bin asker ve yüz elli eski top ile savunuluyordu. Ruslar, 1 Temmuz'a kadar savaş hazırlıklarını yaptılar ve büyük bir topçu ateşiyle taarruza geçtiler. Aynı gün akşamına kadar dış tabyaları çökerterek iç kaleye yöneldiler. Kaledeki toplar eskiydi ve cephaneleri azdı. Askerlerimiz üç gün süren karşı top ateşiyle direnmeye çalışmışlarsa da az olan cephaneleri bitmişti. 7 Temmuz'da topçu ateşi takviyeli Rus kuvvetleri, kaleyi alarak Kars'a girdiler. Şehre girip evleri ateşe verdiler. Asker, kadın, erkek ve çocuk birçok insanın canına kıydılar. Kars savunmasında beş bine yakın şehidimiz günlerce gömülemediğinden dolayı ortada kaldı. Rusların Kafkaslar'daki ilerleyişi yerli halkta büyük bir panik yarattı. Bu panik, Kafkaslar'dan Anadolu'ya ilk büyük göçün başlamasına neden oldu. İstanbul'un bu bölgelere uzaklığı yardım göndermesini zorlaştırıyordu. Ruslar, Erivan'daki Ermenileri ordularına katarak daha da güçleniyordu. Ayrıca Kilise papazları sayesinde bir taraftan da Anadolu'daki Ermenileri kışkırtmaya başlamışlardı. Ruslar, 1829 Haziran ayında Hasankale ve Erzurum'a doğru yürüyüşe geçtiler. 8 Temmuz'da Soğanlı üzerinden Erzurum'a girdiler ve buradan Bayburt'a ilerlediler. İkinci saldırılarında Bayburt'u işgal ettiler. Erzurum, Hasankale ve Bayburt savaşları on bine yakın Türkün kanının akmasına sebep oldu. Doğu bölgemizi işgal eden Ruslar, 30 Kasım 1853 tarihinde bu sefer donanma gücüyle Sinop'a ani bir baskın yaparak burada bulunan donanmamızı yaktı. Bu baskında şehit düşen beş yüz kadar subay ve erimizin cesetleri denizden toplanarak, 1853 Aralık ayında büyük törenle, Sinop Şehitliğine defnedildi Sinop yenilgimizin intikamı Sivastopol'da, Rus, İngiliz ve Fransız kuvvetlerine karşı yaptığımız savaşta alınabildi. Buna karşılık Sivastopol Savaşı'nda binlerce askerimizi kaybettik. O gün yapılan şehitlikten ve oralarda kalan Türklerden bugüne hiçbir iz kalmadı. Hepsi Ruslar tarafından yok edildi.

OSMANLIYI YIKAN 93 HARBİ BAŞLIYOR

1912 yılında başlayan Balkan savaşlarından önce Osmanlı, Balkanlarda Ruslarla sayısız savaşlar yaptı. Bunlardan en önemlisi 1877-1878 yıllarında olanı. Rumi 1293 yılına rastlaması nedeniyle halk arasında 93 harbi olarak anıldı. Bu savaş, sadece Rusya'yla değil, Karadağ, Romen ve Sırplarla da yapıldı. Rusya'nın, Türkleri Avrupa'dan atmak, İstanbul ve boğazları ele geçirerek sıcak denizlere inebilmek için, Slavların ve Balkanlardaki diğer Hıristiyanların hamiliğine soyundu. İşte bu durum 93 harbinin çıkmasına sebep oldu. Rusların para, silah ve gönüllü askeriyle beslenen Sırplar, 30 Haziran 1876'da, Karadağlılar da 2 Temmuz'da Osmanlı devletine karşı savaş açtı. Rusya'nın kışkırtmasıyla Avusturya ve Romanya da 24 Nisan 1877'de Osmanlıya savaş ilan ettiğini açıkladı. Osmanlı Devleti bu savaşta batıda Balkan, doğuda Kafkas olmak üzere iki ayrı cephede çarpıştı. Mehmetçiğin, Balkan cephesinde verdiği en önemli savaş, 20 Temmuz 1877 tarihinde başlayan Tuna boylarında Plevne'de Ruslarla yaptığı savaştır. Tarihe altın harflerle geçen, mertlik ve yiğitliği ile düşmanların bile saygı ve sevgisini kazanan Osman Paşa, aylarca aç ve susuz Plevne'yi başarı ile savundu.

5 ay süren savaş sonunda Osman Paşa yardım alamadı. Buna karşılık Rus Ordusu, kazak alayları ve Romanya birlikleriyle desteklendi. 100 bin askerden ve 432 toptan meydana gelen birleşik bir ordu kuruldu. Savaş, göğüs göğse çarpışmalarla günlerce sürdü. Bu süre içinde düşman orduları yirmi bin asker kaybetti. Osman Paşa'nın kaybı ise dört bin şehitti. Ruslar yenildikçe asker takviyesi yapıyordu. Sonunda kuvvetlerini 150 bine yükselterek 28 Ekim'de tekrar saldırıya geçti. Beş ayın sonunda lojistik destek alamayan Osman Paşa, kalan erzaklarını en iyi şekilde değerlendirerek Rus kuvvetini yararak ordusunu Plevne'den çıkarmayı planlıyordu. 10 Aralık 1877 günü yarma planı tatbik edildi. Ancak bu harekâtta lojistik destekten mahrum olan Gazi Osman paşa ilk hattı yardıysa da gerideki destek ve ihtiyat hatlarını yaramadı. Mehmetçik, Plevne savunmasında büyük kahramanlıklar gösterdi. Ama ne yazık ki, beklenen yardımın gelmeyişi, Türklerin savaşı kaybetmelerine neden oldu. Teslim olmaya yanaşmayan Osman Paşa yaralanarak esir düştü. Plevne'nin düşmesi Rusları cesaretlendirdi. Kış olmasına rağmen Balkan Dağlarına doğru ilerledi. Önce Sofya, Filibe ve sonra Edirne Ruslar tarafından işgal edildi. Ruslarla Balkan topraklarında yapılan başta Şıpka ve Plevne savaşlarında Osmanlı ordusu, arkasında binlerce şehit bırakarak geri çekildi. Bugün o günlerde şehit olan Mehmetçiklere ait ne bir anıt, ne bir mezar var.
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı

Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi

Başkentte kırmızı beyaza bürünen binaların oluşturduğu görsel şölen havadan görüntülendi.
23.04.2024 09:03:00 / Güncelleme: 23.04.2024 09:06:54
İhlas Haber Ajansı
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent Ankara'nın bir çok bölgesi dev Türk bayraklarıyla donatıldı.

Çankaya, Keçiören ve Altındağ'a asılan dev ay yıldızlı bayraklar dron ile havadan görüntülendi.



Öte yandan I. ve II. TBMM Binası ışıklandırılırken restorasyonu tamamlanan EGO Genel Müdürlüğünün yeni binasında ise dev Türk bayrağı sarkıtıldı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gün boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak.

Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın

Ekonomist Özgür Demirtaş, son zamanlarda çok konuşulan Kızıl Goncalar dizisiyle ilgili yorum yaptı. Sosyal medyadan oyunculara övgüler yağdıran Demirtaş, diziyle ilgili analizini takipçileriyle paylaştı. Demirtaş, 'Her biri hakkında söyleyeceklerim var' diyerek oyuncuları analiz etti.
23.04.2024 05:55:00
Haber Merkezi
Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın
Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın
Başladığı günden bugüne çok konuşulan bir dizi olan Kızıl Goncalar, senaryosu ve oyunculuklarıyla Pazartesi akşamına damga vuruyor.

Kimileri Türkiye'deki tarikat yapısını çok iyi anlattığı gerekçesi ile diziye övgüler yağdırırken kimileri ise dizinin seküler yaşam tarzını hedef alarak tarikat yaşamını meşrulaştırmaya hizmet ettiğini söyleyerek eleştiriyor.

Güçlü oyuncu kadrosuyla seyirciyi ekrana kilitleyen Kızıl Goncalar dizisine bir yorum da ekonomist Özgür Demirtaş'tan geldi.

Diziyi hiç kaçırmadığını söyleyen ve ara ara bazı sahneler ile ilgili yorum yapan Demirtaş, bu kez sosyal medyadan dizinin oyuncularıyla ilgili ayrı ayrı analiz yaptı.



Oyunculara övgüler yağdıran Demirtaş şu tweete paylaştı;

Kızıl Goncalar bir Efsane... İzlemeyen Kalmasın:

Benim gibi çok sayıda Türk dizisi seyretmeyen biri söylüyor bunu. Aktörler ve Aktrisler muazzam... Her biri Hakkında söyleyeceklerim var:

1) Mert Yazıcıoğlu: O Nasıl bir oyun gücüdür? Cüneyd Rolünü oynayan her rolü oynar bu Dünyada. Sadece söyleyeceği cümleleri bile ezberlemek büyük bir iş. Öyle bir MİSTİK hava veriyor ki kapılıyorsunuz. Sevgili Mert Dünyada çok iyi yerlere gelecek. (.@merttyazicioglu)

2) Erkan Avcı: Sadi Hüdayi Efendiyi başka kim oynayabilirmiş? Resmen günlük hayatımda bazen konuşma tarzını taklit ettiğimi farkettim. Beni o kadar etkilemiş yani. Pragmatist bir tarikatçıyı muazzam canlandırıyor. Artık tam olarak takipçisiyim Erkan Avcı'nın. (.@erkoavci)

3) Özgü Namal: Son derece güçlü bir karakter. Muazzam bir oyunculuk yeteneği. Yurtdışında olsa Monica Bellucci havasında Audrey Hepburn şeklinde ağırlanacak bir oyuncu. Özgü Namal hakkında bu dizi sonrası detaylı okudum. Gizemli kalmayı sevdiğini biliyorum. Ama umarım gelecekte de bizi oyunculuğundan mahrum etmez. (.@ozgunamal)

4) Özcan Deniz: Ben hayatımda kendisini Özcan Deniz kadar geliştiren bir aktör görmedim. Rolünü öyle bir sırtlıyor ki işte Başrol diyorsunuz... Yani ben kendisini izlerken bir Psikiyatr izlediğimi zannediyorum. Bu da sanırım büyük bir başarı. Sanatın her alanında var. Bir gün kendisi ile tanışabilmeyi dilerim. (.@OzcanDeniz)

5) Mina Demirtaş: Mina ile bir Akrabalığımız yok :-) Ama küçük kardeşim olsun isterdim. Muazzam bir yetenek. Zeynep rolünü, zeki muhafazakar rolünü, çok ama çok iyi oynuyor. Hemen Takibe aldım.

6) Esma Yılmaz: Esma da duygusal modern rolünde muazzam... Böyle genç yetenekleri izlemek çok büyük zevk.

Kimseyi liste dışı bırakmak istemem: Mert Turak, Şerif Erol, Sitare Akbaş, Duygu Sarışın hepsi mükemmel oynuyor.

Tüm yayın ve yapımcı ekibine Helal olsun. Bu diziyi bizimle buluşturduğu için yapımcı Faruk Turgut'a teşekkür ederim.

Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 28 yıl önce yürürlüğe giren Gümrük Birliği’nde Türkiye'nin istediği güncellemeye AB yanaşmıyor. Uzmanlar mevcut şartlarda AB lehine işleyen anlaşmada güncelleme konusunun kasıtlı bir şekilde sürüncemede bırakıldığını düşünüyor
22.04.2024 18:16:00
Yenal Arman
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ekonomik köprü olan Gümrük Birliği (GB), 1963 yılında Ankara Anlaşması ile temelleri atılan ve 1996'da yürürlüğe giren bir anlaşmadır. Türkiye yıllardır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gerektiği ifade ediyor, ancak AB bu konuda adım atmaktan imtina ediyor. Bu anlaşmanın Türkiye'nin AB ile entegrasyon sürecinde önemli bir adım olduğunu düşünenlerin yanında, Türkiye ekonomisine zarar verdiğini ifade edenler de az değil. Gümrük Birliği yürürlüğe girdikten sonra, Türkiye-AB arasındaki ticaret hacmi artış göstermiştir. 1996 yılında 33 milyar dolar civarında olan bu hacim, 2022 yılında 196 milyar dolara ulaştı. Ayrıca, GB, Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) yükümlülüklerini yerine getirmesinde de önemli bir avantaj sağlamıştır. Ancak kimi uzmana göre Gümrük Birliği anlaşması olmasa dahi bu ticaret artışı gerçekleşecekti.

Tek istisna Türkiye

AB'de temel kural tam üyelikle birlikte Gümrük Birliği'ne girilmesidir. Hal böyleyken Türkiye üye olmadan AB ile Gümrük Birliği oluşturan Andorra ve San Marino gibi şehir devletleri dışındaki tek ülke oldu. Ekonomisi zayıf yeni üyelere kolaylık niteliğinde uygulanan istisnai kural ise, tam üyelikten bir süre sonra GB'nin başlamasıdır. Örneğin Yunanistan 1981'de tam üye olduğu halde, GB'ye 1986'da girmiştir. İspanya ve Portekiz ise 1986'da tam üye oldukları halde GB'ye 7 yıl sonra yani 1993'te girmişlerdir. AB tarihinde önce GB sonra üyelik hiç olmamıştır. Şu halde bu konuda tek istisna Türkiye'dir.

Gümrük Birliği'nin getirdiği zorluklar

Gümrük Birliği'nin Türkiye açısından olumsuz sonuçları olmuştur. Türkiye, gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiş ve AB'nin serbest ticaret anlaşmaları nedeniyle bazı ülkelerle haksız rekabet riskleriyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca, AB'nin karar alma mekanizmalarına yeterli düzeyde dahil olamaması da eleştirilen noktalardan biridir. Gümrük Birliği'nin bazı sorunlu tarafları şöyle sıralanabilir:
Gümrük Birliği, Türkiye'yi AB'nin tam bir açık pazarı durumuna getirmiştir.
Gümrük Birliği'yle Türkiye dış ticareti yönlendirmede devletin elindeki önemli kozlardan biri olan gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiştir. Bu anlaşmaya göre örneğin Türkiye ithalat üzerine istediği gibi ek bir vergi koyamaz.
Teşvik politikalarımızı da kendi ekonomik çıkarlarımıza ve ihtiyaçlarımıza uygun şekilde belirleme imkanı GB yüzünden kalmamıştır. Bu alanda da AB'nin mevzuatına uymak zorundayız.
AB'nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı bazı ülkelerin, AB üzerinden pazara girme avantajının da etkisiyle ülkemizle benzer bir anlaşma imzalamada isteksiz kalmasıyla oluşan ticaret sapması ve haksız rekabet risleri.
Gümrük Birliği'ni ilgilendiren alanlarda AB'nin karar alma mekanizmalarına Türkiye'nin yeterli düzeyde dahil olamaması.

Türkiye güncelleme istiyor

Türkiye uzun zanadır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve modernize edilmesini talep ediyor. Ancak mevcut şartların AB lehine olduğu için muhataplarımız buna pek yanaşmıyor. Güncelleme talebinde Türkiye'nin AB ticaret politikası oluşturulurken danışma prosedürlerinin güçlendirilmesi, uyuşmazlıkların çözümü için etkin bir mekanizma oluşturulması ve karayolu taşımacılığındaki engellerin kaldırılması gibi konular öne çıkıyor. Uzmanlar, bu sürecin başarıyla tamamlanması halinde, Türkiye'nin AB pazarına daha etkin bir şekilde entegre olabileceğini ve karşılıklı ticaretin daha da artacağını öngörüyorlar.Yine Gümrük Birliği ile ilgili olarak görülen bir diğer konu da vize serbestisi. İş görüşmeleri yapma, iş anlaşmaları imzalama, ticaret fuarlarına katılma gibi sebeplerle AB ülkelerine seyahat etmek isteyen iş insanları için vizenin hem maddi bir külfet, hem zaman kaybı hem de psikolojik bir bariyer oluşturması Gümrük Birliği'nin işleyişini olumsuz etkiliyor. Ancak vize serbestisi AB ve Türkiye arasında ayrı bir çerçeve içinde görüşülüyor. İkinci önemli konu ise sanayi ürünleri ticareti ile kısıtlı olan Gümrük Birliği'nin kapsamının yeni alanlara genişletilmesi. Bu alanlar ise tarım ürünleri, hizmet sektörleri ve kamu alımları olarak öngörülüyor. Büyük ihtimalle bu alanlar ile ilgili düzenlemeler için ayrı araçlar kullanılabilecek. Yani Gümrük Birliği kararını revize etme ve ekleme yapmaktan öte ayrı anlaşmalar ile bir ikili ticaret paketi oluşturulacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'a gitti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Irak'ın başkenti Bağdat'a gitti

22.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 22.04.2024 12:16:23
AA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'a gitti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'a gitti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Bağdat Uluslararası Havalimanı'nda Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve diğer yetkililer resmi törenle karşıladı.

Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da Bağdat'a geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, günübirlik ziyareti kapsamında, Bağdat'ta Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ve Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ile görüşecek. Erdoğan ile Sudani ortak basın toplantısı düzenleyecek, iki ülke arasında anlaşmalar imzalanacak.

Erdoğan, temasları çerçevesinde daha sonra Erbil'e ziyaret gerçekleştirecek.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.