1929 yılından sonra Keynesyen politikalar uygulayan ülkeler, kamu harcamalarını arttırarak piyasadaki durgunluğun önüne geçmeye çalışırken; Sosyal Güvenlik harcamalarını da arttırdılar.
Aynı zamanda genişleyici maliye politikaları için faizli borç para ile bütçe açıklarını finanse etme yoluna giderken, yüksek vergiler ile de bu açıklarını kapatmaya çalıştılar. 1980'den sonra artan işsizlik oranı ve yaşlanan nüfus, her iki taraftan "aktüaryel denge"yi (aktif sigortalıların / pasif sigortalıya oranı) daha da bozdu; yani, hem daha fazla insan Sosyal güvenlikten istifade ediyordu, hem de daha az birey pirim ödüyordu. Avrupa'da 65 yaş üzeri kesim, 1999 yılında yüzde 19 iken, 2010 yılında bu oranın yüzde 25 olacağı tahmin edilmektedir.
Batıda faiz ödemeleri kamu bütçelerini sıkıntıya sokmaktadırBir taraftan bütçe kalemleri içerisindeki faiz ödemeleri artarak sosyal güvenliğe yapılan harcamaları kısma yönünde baskı oluştururken; diğer taraftan da aktüaryel dengenin daha da olumsuz yapı kazanması, Kıta Avrupası'nı ciddi bir şekilde zorlamaktadır. Çözüm olarak ise, Sosyal Güvenlik harcamalarını kısmaya çalışmaktalar. Alman Cumhurbaşkanı'nın 2. Dünya savaşından sonraki en kapsamlı reform dediği Sosyal Güvenlik'le ilgili yeni reform paketi ile, ülkede işsizlik ödeneği 32 aydan 12 aya indirildi. Şirketlere 4 yıla kadar işçi çıkarımında haklar getirildi. Ve en önemlisi, bireysel sorumluluğu arttıran ve fiyat esnekliği getiren yeni anlayış devreye konuldu.Öte yandan, daha fazla istihdam yaratarak çalışan insan sayısını arttırmayı hedefliyorlar. Bunun için de, daha düşük ücretle de olsa, yarı zamanlı istihdam desteklenirken; çalışmayan bayanları da iş sahasına çekmeye çalışıyorlar. Doğaldır ki, piyasalarındaki durgunluk, işsizliği körüklediği için; buldukları tek çözüm, yarı zamanlı istihdamdır. Bu yaklaşımı, hem Avrupa Komisyonu Eylül 2000 AB Sosyal Politika Gündemi raporunda, hem de Avrupa Komisyonu'nun 2001 AB'nin İstihdam ve Sosyal Politikası raporunda detaylı olarak bulmak mümkündür. Yarı zamanlı çalışanların toplam istihdam içerisindeki payı Almanya'da yüzde 21.4, Hollanda da yüzde 43.9, İngiltere'de yüzde 24.9 dur. AB genelindeki oran ise yüzde 18.1'dir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Fehim Üçışık / Marmara Üniversitesi:Kimseye muhtaç olmadan yaşama imkanı sunuyorOrtaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, 2005 yılında Bakü'de yayınlanan ve İstanbul'da ve Bakü'de yapılan uluslararası bilimsel toplantılarda tanıtılan ve tartışılan, Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr Haydar Baş, bu modelin siyasi açılımı ve Sosyal Hukuk Devletinin hayata geçirilmesi projesi olarak nitelediği Sosyal Devlet Milli Devlet Modelini yayınlamış bulunmaktadır Sosyal Devlet Milli Devlet Modeline göre, "en alt gelir grubunda bulunan bireylerin asgari bir gelire sahip olmaları gerekir. Bu gelir, onların kimseye muhtaç olmadan yaşamalarına imkan tanımalıdır" (s.288). İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde bu konuda şöyle bir düzenleme bulunmaktadır: "Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtaları ile de tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır" (m.23/III). Böylece İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde çalışanların ücretinden ve bu ücretin gerekirse sosyal koruma vasıtaları ile tamamlanmasından sözedilmesine karşılık Sosyal Devlet Milli Devlet Modelinde en alt gelir grubundaki bireylerin belirli düzeyde geliri olması öngörülmektedir.
Aynı zamanda genişleyici maliye politikaları için faizli borç para ile bütçe açıklarını finanse etme yoluna giderken, yüksek vergiler ile de bu açıklarını kapatmaya çalıştılar. 1980'den sonra artan işsizlik oranı ve yaşlanan nüfus, her iki taraftan "aktüaryel denge"yi (aktif sigortalıların / pasif sigortalıya oranı) daha da bozdu; yani, hem daha fazla insan Sosyal güvenlikten istifade ediyordu, hem de daha az birey pirim ödüyordu. Avrupa'da 65 yaş üzeri kesim, 1999 yılında yüzde 19 iken, 2010 yılında bu oranın yüzde 25 olacağı tahmin edilmektedir.
Batıda faiz ödemeleri kamu bütçelerini sıkıntıya sokmaktadırBir taraftan bütçe kalemleri içerisindeki faiz ödemeleri artarak sosyal güvenliğe yapılan harcamaları kısma yönünde baskı oluştururken; diğer taraftan da aktüaryel dengenin daha da olumsuz yapı kazanması, Kıta Avrupası'nı ciddi bir şekilde zorlamaktadır. Çözüm olarak ise, Sosyal Güvenlik harcamalarını kısmaya çalışmaktalar. Alman Cumhurbaşkanı'nın 2. Dünya savaşından sonraki en kapsamlı reform dediği Sosyal Güvenlik'le ilgili yeni reform paketi ile, ülkede işsizlik ödeneği 32 aydan 12 aya indirildi. Şirketlere 4 yıla kadar işçi çıkarımında haklar getirildi. Ve en önemlisi, bireysel sorumluluğu arttıran ve fiyat esnekliği getiren yeni anlayış devreye konuldu.Öte yandan, daha fazla istihdam yaratarak çalışan insan sayısını arttırmayı hedefliyorlar. Bunun için de, daha düşük ücretle de olsa, yarı zamanlı istihdam desteklenirken; çalışmayan bayanları da iş sahasına çekmeye çalışıyorlar. Doğaldır ki, piyasalarındaki durgunluk, işsizliği körüklediği için; buldukları tek çözüm, yarı zamanlı istihdamdır. Bu yaklaşımı, hem Avrupa Komisyonu Eylül 2000 AB Sosyal Politika Gündemi raporunda, hem de Avrupa Komisyonu'nun 2001 AB'nin İstihdam ve Sosyal Politikası raporunda detaylı olarak bulmak mümkündür. Yarı zamanlı çalışanların toplam istihdam içerisindeki payı Almanya'da yüzde 21.4, Hollanda da yüzde 43.9, İngiltere'de yüzde 24.9 dur. AB genelindeki oran ise yüzde 18.1'dir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Fehim Üçışık / Marmara Üniversitesi:Kimseye muhtaç olmadan yaşama imkanı sunuyorOrtaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, 2005 yılında Bakü'de yayınlanan ve İstanbul'da ve Bakü'de yapılan uluslararası bilimsel toplantılarda tanıtılan ve tartışılan, Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr Haydar Baş, bu modelin siyasi açılımı ve Sosyal Hukuk Devletinin hayata geçirilmesi projesi olarak nitelediği Sosyal Devlet Milli Devlet Modelini yayınlamış bulunmaktadır Sosyal Devlet Milli Devlet Modeline göre, "en alt gelir grubunda bulunan bireylerin asgari bir gelire sahip olmaları gerekir. Bu gelir, onların kimseye muhtaç olmadan yaşamalarına imkan tanımalıdır" (s.288). İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde bu konuda şöyle bir düzenleme bulunmaktadır: "Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtaları ile de tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır" (m.23/III). Böylece İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde çalışanların ücretinden ve bu ücretin gerekirse sosyal koruma vasıtaları ile tamamlanmasından sözedilmesine karşılık Sosyal Devlet Milli Devlet Modelinde en alt gelir grubundaki bireylerin belirli düzeyde geliri olması öngörülmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.