Batı'dan ithal mal

Sayın Bülent Arınç, geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında "?biz yüzde 50 oy alıyoruz. Fakat geriye kalan yüzde 50'de bir nefret söylemine dönüşüyor" dedi.İşte AKP iktidarının da sırrı bu: Kutuplaşma.AKP'nin, geriye kalan yüzde elliyi nefrete götüren söylemleri, milletin iki kutba ayrılmasına neden oldu. İşte bu kutuplaşma, AKP'yi iktidara taşıdı ve bugüne kadar iktidarda tuttu.Önce adı dışında hemen hemen hiçbir şeyi milletin değerlerini temsil etmeyen "milli görüş" çıktı ortaya. Atatürk'ün, tıpkı Hacı Bektaşi Veli gibi Ehl-i Beyt anlayışıyla bir bütün yaptığı millet ve devletin karşısına, Emevi zihniyetiyle karşı durdu. "Kâfir devlet, yıkılacak elbet" dedi. Tıpkı İngilizlerin pompaladığı saltanat yanlıları gibi, Atatürk'e, Cumhuriyet'e verdi veriştirdi, kin tohumlarını ekti.Dindar olduğunu düşünen bir nesli kendi öz devletine düşman yaptı. Bu nesil kendi vatanında yabancı oldu, kendi ülkesine diş biledi.Devletin dinamikleri, kendini ortadan kaldırmaya çalışan bu anlayışa refleks gösterince, "Bunlar dine karşı" diye feryat etmeye başladı. "Bize oy vermeyenler patates dinindendir" dedi. Batı'nın, ülkemizin temeline yerleştirdiği dinamiti, din zanneden kitle intikam hırsına büründü.Sonuçta bugünkü iktidar ortaya çıktı.İktidarın, "milli görüş gömleğini çıkarttık" demesine bakmayın. Bir insanın kimliği, kişiliği, karakteri, elbise gibi bir çırpıda değişmez. "Kindar bir nesil" istemeleri, üzerine üç beş yerli motif serpiştirilmiş sırtlarındaki o kıyafet yüzünden.Kendi cumhuriyetine, kendi vatanına, kendi bayrağına kin güden bir gençlik isteyen anlayış, kendi gurbetçi evladına, ecnebi kültürüne "entegre olun" çağrısı yapıyor. Kolu, yakası, düğmesi ters bu gömleği beğenmeyenler, Batılı terzi yerine gömleğe kızıyor. Sırtına geçirilen o gömleği kendisinin zanneden göbeğine kadar sakallılar da, gerçek terziyi görmüyor, elindeki AB bayrağıyla kine koşuyor.Dindar bir nesil isteyen anlayış, Hz. Muhammed'i kelime-i tevhitten çıkarıyor, kilise açıyor, domuz etini, zinayı serbest bırakıyor, Amerikan askerlerine dua ediyor, haçlıyı Müslüman ülkeyle savaşmaya çağırıyor. Göbeğimizi, başımızı, her tarafımızı açıkta bırakan bu elbiseyi giymeyenler, bunu biçen ecnebilere değil, elbiseye sövüyor. Bu elbiseyi kuşanıp avret mahallini unutan hacısı, hocası, şalvarlısı, cüppelisi ise, çıplak olduğunu görmeden sözde dine koşuyor.Hâlbuki o gömlek, o elbise, o kıyafet bu milletin terzisi tarafından dikilmemiş. Bunca kavga, bunca nefret, bunca kutuplaşma Batı'dan ithal mal yüzünden.Üstelik Prof. Dr. Haydar Baş, tam da milletin bedenine göre gömlekler, elbiseler, kıyafetler hazırlayıp, millete sunduğu halde.Üstelik Batı'nın da kendi diktiğinin falsolarını görüp, Sayın Baş'ın kapısında sipariş kuyrukları oluşturduğu dönemde.Bu nedenle 7 Haziran, hepimizin önünde bir fırsat olarak duruyor. İthal malı defolu elbiselerin başında kavga etmeyi bırakıp tam da bedenimize uygun elbiseler giymek elimizde.Aksi halde, biz birbirimizle cebelleşirken, artıyım ya da eksiyim diyen her iki kutup da, yani "yüzde yüz" kaybedecek. Ancak kazanan hep ecnebi terziler olacak.