Batılılar bir adama ödül veriyorlarsa onların çıkarına bir iş yaptığı ya da yapacağı içindir.
Bunun istisnası yoktur.
Adından barış kelimesi bulunmasına rağmen dünyanın en siyasi ödülü olan Nobel Barış Ödülü’nü bugüne kadar 8 defa Müslüman kişiler aldı. Bunlardan 5 tanesi barış ödülüydü. Nobel Barış Ödülü geçtiğimiz yıl ise Yemenli gazeteci yazar Tevekkül Karman’a verildi.
Tevekkül Karman kim?
Yemen’de Arap Baharı isyanlarında adı öne çıkan bir gazeteciydi ve isyanları doğrudan yönlendiren bir isimdi.
Yemen’de ortaya koymuş olduğu performans Batılı ülkeleri ziyadesiyle memnun etmiş olmalı ki, Karman’a Nobel Ödülü’nü verdiler.
İşte bu Nobel Ödülü sahibi Yemenli Gazeteci Tevekkül Karman, geçtiğimiz günlerde ülkelerinden kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin bulunduğu kampları gezdi.
Karman, yaklaşık 2 bin Suriyelinin yaşadığı kampta yetkililerden bilgi aldı.
Nobel Barış Ödülü almış bir kişi olmasına rağmen Karman, barıştan değil savaştan ve ölmekten bahsetti.
Karman Türkiye’de şunları söyledi: “Suriye’de halk devrimi yapmamız lazım, özgürlük için gerekirse şehit(!) olmalıyız. Haklarınızı alıncaya kadar baskıya karşı koymalısınız. Müslümanlar, Hıristiyanlar hepiniz özgürlüklerinize kavuşacaksınız. Beşşar Esad sen diktatörsün, bizim istediğimiz insanlık ve özgürlük.”
Karman’ın ağzından düşmeyen “herkese özgürlük” laflarını hatırlarsanız biz Libya’da da çokça duyduk.
Ne oldu şimdi Libya’da?
Özgürlük mü geldi?
Hayır.
Özgürlük gelmedi, bilakis iç savaş, kaos ve kan geldi. Şimdilerde Kaddafi dönemini her açıdan mumla arar hale geldi Libyalılar.
Şimdi Nobel ödüllü gazeteci Karman, Suriye’ye özgürlük geleceğinden bahsediyor.
Libya örneği ortadayken Nobel Ödüllü bile olsa Tevekkül Karman’ın ifadelerini ciddiye almak çok büyük bir yanlış
olacaktır.
Türkiye, Irak’ın işgali sırasında ABD’ye verdiği desteği hatırlayıp Suriye konusunda çok daha temkinli davranmalı.
Yoksa Tunus, Mısır, Yemen’i karıştırdıkları gibi Nobel Ödülü verecek birilerini kolayca bulup Türkiye’yi de karıştıracaklar.
Bunun istisnası yoktur.
Adından barış kelimesi bulunmasına rağmen dünyanın en siyasi ödülü olan Nobel Barış Ödülü’nü bugüne kadar 8 defa Müslüman kişiler aldı. Bunlardan 5 tanesi barış ödülüydü. Nobel Barış Ödülü geçtiğimiz yıl ise Yemenli gazeteci yazar Tevekkül Karman’a verildi.
Tevekkül Karman kim?
Yemen’de Arap Baharı isyanlarında adı öne çıkan bir gazeteciydi ve isyanları doğrudan yönlendiren bir isimdi.
Yemen’de ortaya koymuş olduğu performans Batılı ülkeleri ziyadesiyle memnun etmiş olmalı ki, Karman’a Nobel Ödülü’nü verdiler.
İşte bu Nobel Ödülü sahibi Yemenli Gazeteci Tevekkül Karman, geçtiğimiz günlerde ülkelerinden kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin bulunduğu kampları gezdi.
Karman, yaklaşık 2 bin Suriyelinin yaşadığı kampta yetkililerden bilgi aldı.
Nobel Barış Ödülü almış bir kişi olmasına rağmen Karman, barıştan değil savaştan ve ölmekten bahsetti.
Karman Türkiye’de şunları söyledi: “Suriye’de halk devrimi yapmamız lazım, özgürlük için gerekirse şehit(!) olmalıyız. Haklarınızı alıncaya kadar baskıya karşı koymalısınız. Müslümanlar, Hıristiyanlar hepiniz özgürlüklerinize kavuşacaksınız. Beşşar Esad sen diktatörsün, bizim istediğimiz insanlık ve özgürlük.”
Karman’ın ağzından düşmeyen “herkese özgürlük” laflarını hatırlarsanız biz Libya’da da çokça duyduk.
Ne oldu şimdi Libya’da?
Özgürlük mü geldi?
Hayır.
Özgürlük gelmedi, bilakis iç savaş, kaos ve kan geldi. Şimdilerde Kaddafi dönemini her açıdan mumla arar hale geldi Libyalılar.
Şimdi Nobel ödüllü gazeteci Karman, Suriye’ye özgürlük geleceğinden bahsediyor.
Libya örneği ortadayken Nobel Ödüllü bile olsa Tevekkül Karman’ın ifadelerini ciddiye almak çok büyük bir yanlış
olacaktır.
Türkiye, Irak’ın işgali sırasında ABD’ye verdiği desteği hatırlayıp Suriye konusunda çok daha temkinli davranmalı.
Yoksa Tunus, Mısır, Yemen’i karıştırdıkları gibi Nobel Ödülü verecek birilerini kolayca bulup Türkiye’yi de karıştıracaklar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024